>

DİĞER HABERLER

Burası bir sükun şehridir

"...Bazen insan kendi içindeki mağarasına çekilir. Orada soluklanır...." Mürsel Sezen'in yeni yazısı...
 
   
 
 
     
Burası bir sükun şehridir

Bazen insan kendi içindeki mağarasına çekilir.
Orada soluklanır. Bilir ki mağarasının karanlık duvarları bir boşluk değil, yalnızca kendisini dış dünyadan uzaklaştıran bir sükun şehridir.

Yoğun geçen günün ardından, gecenin bir yarısı eve dönüyorum.
Dış kapıdan girince otomatiğe basıyorum, apartman aydınlanıyor, sonra merdivenleri tırmanıyorum, bir anahtar şıngırtısı ve evimin kapısı açılıyor benim için.
İçerde bir sessizlik. Her şey bıraktığım gibi.

Evim beni bekliyor.
Koridorumdaki sarı ışığı seviyorum, buzdolabımın sesini, salonuma geçince beni kucaklayan kocaman kütüphanemi...
Onların içinde o kadar çok sözcük var ki! Evim adeta bir sözcük denizi...
Bazen sözcükleri anlamadan hissedebilmeyi bile seviyorum.

Çok kitabım var ama bugünlerde yatağımın başucunda sadece Ogilvy’nin kırmızı kapaklı defteri ve bir müze broşürü karşılıyor beni.
Onu, üzerinde yazan bir mezar kitabesi için tutuyorum yanımda.
Krispos Anıtı’nın Kitabesi.
Bu kitabeyi yazan kişi, Homeros’un şaşırttığı kadar şaşırtıyor beni.
Nasıl da güzel yazmış. Her gece bir iki defa okuyorum.
Burası bir sükün şehridir diye başlıyor anlatmaya...

“Mezarlar, insanların en son evleri ve en son duvarlarıdır.
Onlar bedenlere, evlerden daha sadıktırlar. Onlardan kalan, akıtılan gözyaşları ve ölülerin sonsuza dek kalacak fani olmayan miraslarıdır.
Ölüm uykusundan sonra artık vücudun geri alınmaz.
Burası bir sükun şehridir.
Çıplak olarak taşınıp içine gömülen sağlam, ebedi istirahatgah, ebedi evdir.
Bu nasıl bir mezardır ve burada yatan ölü kimdir?
Hayatta kazanılan zaferlerin nefrete layık abidesidir. Taş ve toprak olanın işaretleri, ölülerin mezar taşları. Sükun harflerimizle öleni dile getiririz.
Vücudunu yitirip telef ettikten sonra hangi insan buraya ismini verdi?
Ölü insan Krispos, Fariz Ülkesi’nin (bugünkü Mısır) ve başak taşıyan (toprağa bereket ve hayat veren anlamında kullanılmış) Nil Nehri’nin vatandaşı bu anıtın altında yatmaktadır.
O ki dönüp duran bir trajedinin ilk zafer çelengini kazanmıştır.
Dünya bu pandomimciye hayran kalmış, onu övmüş ve tiyatronun altın çiçeği olarak görmüştür.

Onun parlak cazibesi yirmi dokuzuncu yaşında beklenmedik bir anda ve şekilde sönmüştür.”

Nerede ne bekler bizi?

Şimdi şurada, bu kentin içinde, bir evde tek başıma, bir yatağın üzerinde oturup sıcacık yorganımı üzerime çekmişken “nerede ne bekler bizi” diye soruyorum kendime.
Sanki Karadeniz Ereğli’de bu müzenin bahçesinde öylece duran bu mezar, sonsuzluğun kenarına dikilmiş bir anıt gibi bekliyor.
Sonsuzluğun kenarında diyorum çünkü o bir mezar taşı.
Taşın üzerindeki sözcükler ezeli ve ebedi bir biçimde sürekli fısıldıyorlar.
“Burası bir sükun şehridir”
“Burası bir sükun şehridir”
“Burası bir sükun şehridir”

Sözcüklerimin içinde kayboluyorum, sıcaklık git gide bedenime uykunun esrikliğini taşıyor.

Yarın ne olacak biliyorum.
Gece o kadar farklı dünyalarda olacağım ki gözümü açtığımda dünyanın dinginliği ile sarsılacağım ilk önce.
Kendime gelip odamı solumaya başlayacağım.
Uçtuktan sonra yere ayak bastığına inanamayan biri gibi atacağım ayağımı yere.
Sert zemini hissettiğimde bileceğim ki tekrar dünyadayım.
...ve yeni bir gün başlıyor olacak yaşamımda.

Kimbilir ne bekler beni?

Hamiş: Krispos Anıt Mezarı, Ereğli’de gösteriler yapan ve orada ölen eski Mısırlı pandomim sanatçısı Krispos’un anısına yapılmış. Kaidesi ile birlikte 2,10 m. yükseklikte bulunan anıtın önünde 19 satırdan oluşan ve kazılarak yazılmış bir şiir bulunmaktadır. Anıt, yüksek bir kaide üzerinde oturtulmuş iki korint başlıklı sütun, sütunların arasında içinde başsız bir sütunun bulunduğu oyuk ve üçgen çatı olarak tasarlanmış taç kısmından oluşmaktadır.

Anıt şu anda Karadeniz Ereğli Müzesi’nin bahçesinde sergileniyor.

Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>