>

KÖŞE YAZILARI | BETÜL MARANGOZ

Yokluğunda Küçücük Yüreğimi Aynalar Kesti

Her gece sen yoksun diye karanlıktan hep korkardım. (Betül Marangoz)
 
   
 
 
     

Her gece sen yoksun diye karanlıktan hep korkardım. Her gece sen yoksun diye, belki uykularımda yanıma gelirsin diye erkenden yatardım. Hep beklerdim, en azından uykumda yanıma gel, en azından rüyalarımda bana sımsıkı sarıl diye… Ama sen ne gerçek hayatta yanıma gelirdin, ne de rüyalarıma geldiğin gecelerde bana sımsıkı sarılırdın.

Her seferinde geleceğim diye söz verirdin. Ben de sen geleceksin diye sadece o gün erkenden uyanırdım. En sevdiğim kıyafetlerimi çıkarır, ütülerdim. Saçlarımı güzelce tarar, yüzüme hafif bir makyaj yapardım. Takmaya kıyamadığım kolyemi o gün sırf sen geleceksin diye takardım. Bütün günümü senin için planlardım. Erkenden hazırlanır, zamanın geçmesini ve senin beni almaya geleceğin anı beklerdim.

Ve günlerce beklediğim o an gelirdi. Büyük bir hevesle kapıyı açar, dışarı çıkardım. Dışarısı buz gibi de olsa beni alacağın noktaya yürüyerek ilerlerdim. Yürüyerek gelirdim çünkü yolda sana söyleceklerimi düşünürdüm. Hepsini sıralardım aklımda. Beni alacağın her zamanki yere gelirdim. Sen de hep aynı köşede elinde bir paketle beni beklerdin. Seni görünce ‘İşte o an geldi. Babama sımsıkı sarılıp tüm yılların acısını çıkaracağım’ derdim içimden. Sen yavaşça güler yüzünle yanıma yaklaşırdın. Elini uzatır soğuk bir merhaba deyip tokalaşırdın. Oysaki ben yolda kurduğum cümleler içinde seni ilk gördüğümde boynuna sarılacağım anı da hayal ederdim. Buluşmamızdaki ilk hayal kırıklığını o an yaşatırdın ve devam ederdin…

‘Eee nasıl gidiyor? Neler yapıyorsun? Okulun bitti mi? Benim de işlerim çok yoğun, sürekli seyahatteyim. Bugün de işim var, fazla kalamayacağım. Bak sana ne aldım, eğer üzerine olmazsa değiştiririz. Bu da harçlığın. Sonra yine görüşürüz. Kendine iyi bak.’ der ve arkana bile bakmadan adım adım uzaklaşırdın… Arkanda kırılmış bir kalbi daha da paramparça ederek adım adım uzaklaşırdın.

Söyleceklerim yine boğazımda düğümlenir kalırdı. Elime tutuşturduğun bir paket ve harçlıkla arkadan yine baka kalırdım. Geldiğim yolu yine yürüyerek dönerdim. Bu seferde sana söylemediklerimi yutkunduğum için ve beni yine hayal kırıklığına uğrattığın için, yine bana sarılıp ‘Kızım’ demediğin için o yolda sitem dolu sözlerimle ağlaya ağlaya yürürdüm.

Aslında bu duruma alışmam gerekirdi. Çünkü sen her seferinde bunu yapardın. Ama ben bu duruma hiç alışamadım Baba… Sen bana hayatında ki yerleri kapatırken ben hep senin hayatında kendime yer açmaya çalıştım. Sana hiç isyan etmedim, hep bekledim… Hep bana sevginle geleceğin o anı bekledim… Bir gün elimi sımsıkı tutup ‘Canım Kızım’ diyeceğin anı hep bekledim.

Baba sevgisinin nasıl bir şey olduğunu benimle yaşayarak anlatacağın anı umutla bekledim… Ama sen, seni beklediğim hiçbir an yanıma gelmedin. Sana ihtiyacım olduğu hiçbir an elimi tutmadın, sarılmadın! Çok mu zordu… Can verdiğin bu parçaya sarılmak çok mu zordu? Beni sevmeye çalışmak bu kadar zor muydu?

Beni ömrüm boyunca yalnız bıraktığın halde seni sevmek, seni sevmeye çalışmak hiç zor olmadı Baba… Hele ki bu kelimeyi (‘Baba’) içten söylemek hiç zor olmadı…

Biliyor musun Baba, yokluğunda küçücük yüreğimi aynalar kesti…


BETÜL MARANGOZ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>