>

KÜLTÜR-SANAT

Galata’dan Sulukule’ye insan manzaraları

Bir duvarda 450 insanın en doğal halleriyle çekilmiş siyah-beyaz fotoğrafları...
 
   
 
 
     
Tam karşısındaki duvarda ise ölü taklidi yapan 50 kişi. Süreyya Dernek, Ergün Turan ve Sıtkı Kösemen’in “İnsan Halleri” adlı sergisi yaklaşık 500 İstanbullu’nun fotoğrafından oluşuyor. Sergi 10 Eylül’de İstanbul Modern’de sanatseverlerle buluşacak.

İstanbul Modern, önümüzdeki günlerde yeni bir sergiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Küratörlüğünü Engin Özendes’in üstlendiği “İnsan Halleri” sergisi...

İki bölümden oluşacak fotoğraf sergisinde, galerinin bir duvarında Ergün Turan ve Süreyya Yılmaz Dernek’in en doğal halleri ile yoldan gelip geçenleri çektiği fotoğraflar yer alırken, öteki duvarda Sıtkı Kösemen’in “ölü taklidi” yapan kişileri çektiği eserler bulunacak.

Ergün Turan ve Süreyya Yılmaz Dernek’in fotoğraflarının yer aldığı bölüm, İstanbul’un 12 farklı semtinde hummalı bir çalışmanın ürünü... İki sanatçı 4 sene boyunca binlerce kişiyi tahta bir kasnağa gerilmiş kara bir fonun önünde görüntülemiş.
1961 doğumlu olan Ergün Turan, Marmara Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’nde öğretim görevlisi. Turan, “İnsan Halleri” sergisinin Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf bölümünde okudukları yıllarda bir mezuniyet projesi olarak ortaya çıktığını söylüyor.

Turan’ın okuldan sınıf arkadaşı olan Süreyya Yılmaz Dernek ise şöyle anlatıyor o günleri: “Hayatta en hoşlandığımız şey, ‘insan fotoğrafları’ çekmekti. İnsan ilişkileri, insan duruşları, tiplemeler üzerine bir çalışma yapmaya karar verdik.”

1972 doğumlu Yılmaz, okulda öğrenciyken gazeteciliğe atılmış, çeşitli dergilerde çalışmış, Vatan Gazetesi Haftasonu Ekleri’nde bir süre çalıştıktan sonra ise Akşam Gazetesi’nde fotoğraf editörü olarak görev yapmaya başlamış. Ayrıca, tanıtım ve reklam fotoğrafları çektiği bir fotoğraf stüdyosunun da ortağı..

YAKLAŞIK 450 KİŞİYİ GÖRÜNTÜLEDİLER

Turan ve Dernek, kantinde sohbet ederken ve fotoğraf çekiminde konuşurken fikirler fikirleri kovalamış ve bir “sokak portreciliği” serüveni doğmuş.
Baştaki düşüncelerinin “gezici stüdyo” yaratmak olduğunu söyleyen ikili, zamanla bunun boylarını aşan bir fikir olduğuna karar vermişler. Ve sonunda sokaktan geçen insanları ikna ederek koyu bir fon önünde fotoğraflarını çekmeye başlamışlar.

En ideal mekan ise tahmin edildiği gibi İstanbul’un en kozmopolit bölgesi Taksim olmuş. Kadıköy, Üsküdar, Süleymaniye ve Dolapdere’de de çekimler yapmışlar. Bunun dışında, şimdi yıkılmış olan Sulukule’de, Bağdat Caddesi’nde, Bebek’te, Fatih’te çekimlere yer verilmiş. Dört sene süren çekimler sonunda, yaklaşık 450 kişi görüntülenmiş.

EN ZORU İNSANLARI FOTOĞRAFA İKNA ETMEK

Çalışmalarının 2002 yılında “Biz” adıyla önsözünü Orhan Pamuk’un yazdığı bir albüme dönüştüğünü belirten Turan, insanların ikna sürecinin ne kadar zor olduğuna da dikkat çekiyor: “Ortalama 10 kişiden birini ikna edebildiğimizi söylersem, o sürecin ne kadar meşakkatli olduğunu fark edebilirsiniz. Travesti olduğunu zannettiğimiz kişilerin pozunu çekmek isterken İstiklal Caddesi’nde kafamıza çanta yediğimiz de oldu.”

Süreyya Dernek, başlarından geçen en ilginç anının ise 82 yaşındaki bir teyzeyi ikna etme sürecinde yaşandığını anlatıyor:

“Teyzeyi ikna etmemize ramak kalmıştı ki, Ergün o sihirli cümleyi söyledi: Teyzecim, sizin bir torununuz güzel sanatlar fakültesinde okuyor olsa ve bitirme projesi için sokaktan geçen insanların pozunu çekmek zorunda olsa, ama insanlar izin vermese ve torununuzda bu yüzden sınıfta kalsa hoşunuza gider miydi?”

Kadın şöyle bir durdu ve “O zaman bir poz vereyim ben size” dedi. Pozlarını verdikten sonra ise şunları söyledi: “Siz öğrencisiniz, şimdi sizin paranız, pulunuz da yoktur. Ben size biraz da para vereyim. Bunlar masraf gerektiren şeyler”.

“Teşekkür ederiz” deyip parayı almadık. Elinde iki tane büyük poşeti vardı. Poşetleri otobüse kadar taşımayı teklif ettik. Ama bize dedi ki, ‘Öküze boynuz ağır gelmez, sen dert etme’ ve öylece gitti...

ÖLÜ TAKLİDİ YAPAN ADAMLAR

53 yaşındaki fotoğraf sanatçısı Sıtkı Kösemen, 12 yaşından beri fotoğrafçılıkla uğraşıyor. Kösemen, sergiye ölü taklidi yapan insan fotoğraflarıyla katılıyor. Ölü taklidi yapma durumunun tabiatta da gözlendiğini söyleyen Kösemen araştırmalarında, tavukların da ölü taklidi yaptığını öğrenmiş. Kösemen, İngilizce’deki ”To play death“ deyimine göndermede bulunarak ”ölü taklidi“ yapmanın savaş zamanında askerlerin de denediği bir yöntem olduğunu anlatıyor.

Kösemen, bu sergi için 50-60 kişiyle çalışmış: ”Fotoğraf çekme süreci 4 ayımı aldı. İnsanlara ’ölü numarası’ yapmak hem ilginç geliyor, hem de kolay. ’Protesto edercesine’ bir gösteride bulunacaklarını öğrenince mutlu oldular. Dünyanın son halini, savaşları, ölümleri, dünyanın içinde bulunduğu acıları protesto ediyorlar.”

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>