>

YAŞAM KOÇU

İlk tanışma çok önemli

İlk izlenim çok önemlidir, üstelik kolay kolay da değişmez. O halde, insanlar üzerinde iyi bir etki bırakmak için ne yapmalı? Ne giymeli? Ne söylemeli?
 
   
 
 
     
Böyle başlayan bir cümle çoğu kez negatif bir yorumla devam eder; "Senin aslında biraz şey olduğunu düşünmüştüm..."

İlk izlenim çok önemlidir, üstelik kolay kolay da değişmez. O halde, insanlar üzerinde iyi bir etki bırakmak için ne yapmalı?

Bu konu hakkında bir kitap yazan Malcolm Gladwell; "İlk izlenim ikna edici bir kehanete dönüşebilir," diyor. Gladwell, ilk izlenimlerimizin insanlar hakkında topladığımız bilgileri yönlendirdiğini ve ilk karşılaşmamızda nasıl davrandılarsa ileride de hep öyle davranacaklarını öngördüğümüzü söylüyor.

15 saniye ile 20 dakika arasında değişen görüşmelerin sonuçlarına baktığında da, sonucun çok değişmediğini söylüyor.

"Görüşmeyi yapanın el sıkışırken vardığı sonucun, 20 dakika sonra da değişmediğini gördük. Bu veri, ilk izlenimin daha sonra edindiğimiz diğer izlenimleri de etkilediğini gösteriyor." Bu konuda birçok araştırma yapmış olan bir psikiyatri uzmanı; "Yanlış da olsa, insanlar daima ilk yargılarına inanırlar," diyor, "İzlenim, çok basit ve çok içgüdüsel bir tepkidir ve oluşması için inanılmaz derecede kısa bir zaman yeterlidir." Ünlü bir yönetmen; "Yalan söylemek istemiyorum," diyor. "Birine baktığım an ışık yanar! Gerçek tam önümdedir. Geçen hafta genç bir adam geldi. Televizyonda yayınlanan bir dizideki marangoz rolü için seçmelere katılmak istediğini söyledi. Fakat ne gülümsedi, ne de gözlerimin içine baktı. Birkaç saniye içinde bu role uygun olmadığını anladım. Seçmeleri yaptık ve yanılmadığımı gördüm."

Büyük şirketlere iletişim becerileri konusunca hizmet veren uzmanlardan biri, insanlar üzerinde bıraktığımız ilk intiba kötüyse, bunun kullandığımız kelimelere gereğinden fazla odaklanmamızdan kaynaklandığını söylüyor. Dediğine göre, ilk izlenimin yüzde 40'ı vücut diline, yüzde 30'u ses tonuna ve ilginç ama sadece yüzde 30'u söylediklerimize bağlı.

Vücut dili

Profesyonel iş hayatında, vücut dili ile verilen mesajın can alıcı noktası el sıkışmaktır. İşi gereği - büyük bir avukatlık bürosunda çalışıyor - hep üstün nitelikli adaylarla iş görüşmesi yapan bir kadın, en güvensiz şekilde el sıkışan adayların, genelde en iyi CV'ye sahip olanlar olduğunu söylüyor. "Bankacılar, avukatlar... O kadar özgüvensiz görünüyorlar ki, içimden, 'Benimle dalga mı geçiyorsunuz! Bu CV nasıl size ait olur!' demek geliyor."

Bir moda tasarımcısı, sosyal ortamlarda duruşun da son derece önemli olduğunu söylüyor. "Harika bir duruşa sahip olmak için önce harika bir özgüvene sahip olmak lazım," diyor. İç çekerek devam ediyor; "Kişilik olarak çok rahat biri değilim ve bu psikolojik olarak duruşuma da yansıyor; kambur duruyorum. Erkek arkadaşımdan sürekli bana dik durmamı hatırlatmasını istiyorum."

Dimdik bir duruş ve sıkı bir tokalaşma, özgüveni yansıtan iki faktör ve günümüzün toplumsal arenasında herkes özgüvenli olmak istiyor. Los Angeles'ta imaj danışmanlığı yapan David Wygant - bu işi 10.000 USD karşılığında yapıyor! - tüm hafta sonunu müşterisiyle geçirip, tavırlarından gardırobuna kadar her şeyine el atarak, verdiği ilk izlenimi mükemmelleştirmeye çalışıyor. "İnsanlar, kendilerinde olmayan bir şeye sahip olan insanlardan etkileniyorlar." Eğer yapmak istediğiniz tek şey, bir salyangoz gibi kabuğunuzun içine sığınmaksa, Wygant şunu öneriyor; "Hiç değilse kandırın." Özellikle de görüşme odasına girerken, çünkü havalı bir giriş ilk izlenim için son derece önemli. "Birçok insan, tanımadığı kişilerle dolu bir partiye gittiğinde son derece özgüvensiz, sönük bir şekilde içeri girer. Müşterilerime diyorum ki, 'Kapıdan içeri adım attığınız anda durun ve 15'e kadar sayın.' Herkes her zaman kapıya doğru bakar, çünkü hep daha iyi ve daha büyük bir şeyler beklerler. Bu yüzden, güçlü bir pozisyonla giriş yapmak her zaman iyidir."

Vücut dilinin önemli bir bölümünü varlığınız oluşturur ki, bu da çok önemli bir malzemedir. İşinin bir kısmı, varlığını ortaya koymak ve başkalarınınkini okumak olan bar sahibi Leanne Shear, Edward Burns, Toni Morrison, Brooke Shields ve Sopranos dizisinin oyuncuları gibi önemli müşterilere sahip. Shear, tüm bu isimler arasında varlığını en iyi ortaya koyan insanın P. Diddy olduğunu söylüyor.

"Odaya girdiği an, tıpkı bir politikacı gibi davranır; herkesle ilgilenmeyi çok iyi becerir. Bunu yaparken de herkesin gözleri onun üzerinde olur."

Ne giymeli?

İş giyinmeye geldiğinde, en önemli kural izleyici kitlenizi iyi tanımak. Hepimiz modayı bir araç olarak kullanıyoruz.

Ünlü bir makyör ekliyor; "Kadınlar, gözlerini eyeliner ve dış köşelere sürülen bir far ile açar ve dudaklarını belirginleştirirlerse, kesinlikle daha etkili bir giriş yaparlar. Kalabalığın önünde konuşurken, herkes dudaklarınızı görmek zorundadır, yoksa sizi nasıl duyabilirler?"

Wygant'ın kuralı basit: Herkes gibi giyinmeyin. Bir kokteyle katılacaksanız, hemen hemen herkesin simsiyah giyineceğini tahmin etmeniz zor değil. Siz hemen bej bir tuvalet seçin ve kalabalık içinde göze çarpın.

Ne söylemeli?

Konuşmanızla iyi bir izlenim yaratmak istiyorsanız, düzgün ve temiz bir dil kullanmalısınız. Yani, cümlelerinizi 'Immm' ve 'Eeeeee' gibi seslerden arındırmalısınız. Unutmayın, direkt göz kontağı da ilk izlenimin vazgeçilmezlerinden biri. Bu arada, dinleyicinize sorular sorarak bir sohbet ortamı yaratabilirsiniz. Dikkat edin de sorduğunuz sorular, 'Evet' ve 'Hayır' gibi kısa cevaplı sorular olmasın. Karşı taraf bir soru sorduğunda da, onu kısa cevaplarla geçiştirmemeye çalışın. Ama en önemlisi, dozu iyi tutturun.
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>