>

AŞK - CİNSELLİK

Eyvah anneme benziyorum!...

Onları sık sık eleştirir, eski kafalılıkla suçlar, tarzlarını beğenmeyiz. Ama ne yaparsak yapalım annelerimize gün geçtikçe daha fazla benzemekten kaçamayız.
 
   
 
 
     
Annemin en sevmediğim huyu eve misafirler geldiğinde onlarla oturmak yerine sürekli mutfağa gidip birşeyler getirmesidir. Sofrada beş dakikadan fazla oturmaz ve misafirler aslında onu görmeye geldikleri halde ikram ettikleriyle sohbet etmek zorunda kalırlar. Ben de hep bunun çok yanlış bir davranış olduğunu, ileride asla onun gibi hareket etmeyeceğimi düşünür hatta bu konuda onunla sık sık tartışırım. Geçenlerde evde yalnızdım ve arkadaşlarım bana kahvaltıya geldi. Kahvaltı sırasında içlerinden birinin "Artık sofraya otursan? Vallahi aynı annen gibisin" cümlesi üzerine olduğum yerde kalakaldım. Annemin en sinir olduğum huyu bende ortaya çıkmıştı. Evde olmadığı zaman onun gibi davranıyordum. Gerçek gün gibi ortadaydı: İstesem de istemesem de yaşım ilerledikçe anneme daha çok benziyordum.

Karmaşık ilişkiler

Aşkı bir tarafa bırakırsak anne-kız ilişkisi dünyanın en zor, en karmaşık, en yorucu, ama aynı zamanda en özel ilişkisi... İçinde sevgi ve hayranlık da var, rekabet ve beğenmeme de... Özellikle ergenlik döneminde hangi genç kız annesiyle ilişkisinde sancılı bir dönem yaşamaz? Onunla neredeyse her konuda ters düşer, hele birlikte alışverişe çıkmaktan nefret eder, fikirlerini ve tavsiyelerini beğenmez, endişelerini paranoya olarak görür ve ileride asla onun gibi bir anne olmayacağını düşünür. Oysa tepki ve başkaldırının ağır bastığı ergenlik dönemini atlatıp 20'li yaşlarının ortalarına gelen her genç kadın görür ki annesine benzemek onun kaderidir; bundan hoşlansa da, hoşlanmasa da... Neden mi? Çünkü genetik faktörlerin yanı sıra anne kızına daima bir model teşkil eden, onun kişiliğinin oluşum aşamasında en fazla yanında bulunan, öğütleri ve yol göstermeleriyle karakterini bir hamur gibi şekillendiren kişidir. Onun öğrettiği doğrular ve prensipler, yaşam tarzı, alışkanlıkları ve huyları kızında ancak belli bir yaştan sonra ortaya çıkmaya ve etkisini göstermeye başlar. İşin garibi bu ortaya çıkış genellikle annenin olmadığı ve rollerin değiştiği ortamlarda gerçekleşir.

Moda annelerden yana

Karakter benzerlikleri tamam, peki ya dış görünüşteki benzerliklere ne demeli? İtiraf edelim, burada işin içine biraz moda hilesi karışıyor. Çünkü günümüz modası annelerimizin ve hatta anneannelerimizin gençliğindeki modanın biraz modernize edilmiş bir versiyonundan başka bir şey değil. El örgüsü şallar, eski moda şapkalar, apartman topuklu ayakkabılar, danteller, bol paçalı pantolonlar, kabarık saçlar... Geriye dönüşler, nostaljik tatlar ve kaçınılmaz son olarak annelerine daha da benzeyen kızlar... Hele bir de yüz ya da vücut hatları benziyorsa annelerinin kopyası kızlar... Sadece biraz daha modem, biraz daha özgür...

Her kuşak kendi gerçeğini yaşar

Bütün benzerliklere rağmen hiçbir kadın annesinin yaşadığı hayatı yaşamıyor. Çünkü dünya değişiyor, ilişkiler değişiyor ve pek çok konuda fikirlerimiz ve yaşam biçimimiz de ister istemez değişmek zorunda. Bizden bir önceki kuşaktan daha ileri gitmeye, daha esnek olmaya, hayata daha farklı açılardan bakabilmeye bir bakıma mecburuz. Yine de bütün bu değişimlerin arasında annelerimizin bizdeki izlerine sahip çıkıyor ve tatlı tatlı şikayet etsek de içten içe onlarla olan ortak noktalarımızla gurur duyuyoruz.

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>