>

DİĞER HABERLER

Ekonominin kalbinde

2300 firmanın bir arada olduğu 254 bin metrekarelik bir alan düşünebiliyor musunuz? Adeta bir şehir gibi...
 
   
 
 
     
Ekonominin kalbinde

İşim gereği Türkiye’de bir çok fuarı takip ettim. Bu fuarlarda firmaların ihtisas alanlarıyla ilgili yeni neler geliştirdiğini görür, yeni ürünleri tanır, projelerden haberdar olur ve o sektörün nabzını tutarsınız.
Düşünsenize bir ürün almak istiyorsunuz ve tüm ürünlerin en yenilerini bir arada bulabileceğiniz bir mekan var. Harika!

Tüm dünyaya hitap eden ticari bir fuarı ise ilk kez Messe Frankfurt aracılığıyla görme şansım oldu. Bu gerçeken şans. Çünkü o zaman dünya ekonomisinin boyutlarını anladım.
2003’te ISH Fuarı’na dünyanın 150 ülkesinden 2300 firma katılmıştı. 254 bin metrekarelik bir alanda 180 bin ziyaretçinin bizzat gezip gördüğü bir fuar.
Üç gün boyunca yürümekten ayaklarıma kara sular inmişti de yine de gezmem gereken holleri bile bitirememiş, fuar alanından hayıflanarak ayrılmıştım.

Dün ISH 2005’in tanıtım toplantısı vardı. Messe Frankfurt hakkında biraz daha fazla bilgi edindim.
Messe Frankfurt, dünyanın en büyük uluslararası fuar organizasyon şirketlerinden biriymiş ve kökleri 1480’lere dayanıyormuş. Sahibi ise Frankfurt belediyesi.
Misyonunu “Pazar gelişimlerini küresel anlamda takip etmek, küresel pazarları bir araya getirmek, endüstrideki oyuncularla ticari bir platform sunmak, iş yapabilme gücünü geliştirmek” olarak belirlemiş.
Misyonunu gerçekten başarı ile yerine getiriyor.

Türkiye’de bu fuarın karşılığı ise ISK-Sodex 2004. Messe Frankfurt Sodex Fuarı’nı çok başarılı buluyor.
Eskiden yerli bir fuar olan Sodex, Hannover Messe ile birleştikten sonra uluslararı platforma taşındı. 2004 yılındaki fuara 610 firma katılmış ve 69 bin 325 kişi ziyaret etmiş. Bu da ciddi bir başarı hakikaten.

Dün toplantıya katılan Alman Sıhhi Tesisat Endüstrisi Derneği Başkanı Michael von Bock und Polach; “Türkiye’nin nüfusu da Almanya nüfusu kadar. AB uzun bir süreç ama biz politikacılardan hızlı çalışıyoruz” diyor ve ekliyor; “Çin dünya pazarlarını tehdit ediyor ama sizin Çin’le rekabet edebilme şansınız var. Sizde potansiyel var.”
Polach’a neden Türkiye’yi Çin’le kıyasladığını sordum, sorumu şöyle cevapladı;
“Çin’de üretim var ama tasarım yok. Ben sizde tasarımın da olduğunu görüyorum. Üstelik bize kıyasla ürünlerinizi daha ucuza mal etme şansınız var. Bu yüzden iş size düşüyor.”

Polach’ın ihtiyatla üstünde durduğu konu ise enerji kaynaklarının tükenmesi. Bu yüzden tasarruflu binların ve ürünlerin yapılması gerektiğini söylüyor. Özellikle “yenilenebilir enerji kaynaklarının daha aktif bir şekilde kullanılmalı” diyor. Türkiye ile ilgili tek olumsuz gözlemi ise şu; Türkler ortak yatırımdan kaçıyor. Bunun en güzel örneğini de Messe Frankfurt Türkiye Genel Müdürü Aleksandar Medjedoviç verdi. “10 dairenin bulunduğu apartmanımda 8’i kombi kullanıyor ama merkezi ısıtmaya kimse yanaşmıyor.”

Bu konuşmalardan benim çıkardığım şu;
Potensiyelimiz var ama pek akılcı bir şekilde kullanamıyoruz ve Almanya’nın düzeyine ulaşabilmek için daha çok çalışmamız lazım.
Gene kıskançlığım tuttu ve Messe Frankfurt’un bu dünya çapındaki organizasyon yeteneğini kısandım.
Ne yapalım?
Biz de proje üretelim ve bunu geliştirerek dünya ekonomisinin bir dişlisi haline getirelim.
Finansman sorunu mu?
Şimdi onu araştırıyorum.

Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>