>

DİĞER HABERLER

Güçlü erkek kalmamış güçsüzlerden verelim

"Bugün Boris’le derste çok ilginç bir sohbet geçti aramızda. Türkiye’de yok güçlü erkek “ dedi..." Yasemin'in yeni yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
(Çok tatlı bir şan öğretmenim var. Onunla ilk dersimde nasıl da korkmuştum, bu adam bana opera öğretene kadar herhalde beni döver diye düşündüm. Sonradan anlaşıldı tabii bu ellili yaşlarında iki metrelik Rus’un göründüğünün aksine ne kadar şeker bir insan olduğu.

Bu sefer fon müziğimiz Carmen Opera’sından “Habanera” aryası. Yani o hepimizin bildiği meşhur Carmen şarkısı. L’amour est ...)

Güçlü Erkek Kalmamış Güçsüzlerden Verelim

Bugün Boris’le derste çok ilginç bir sohbet geçti aramızda. Türkiye’de yok güçlü erkek “ dedi o çok sevdiğim yarım yamalak türkçesiyle.

Nasıl yani? Dedim

Bir Rus çarının sözünü tercüme ederek karşılık verdi:

“Ne zaman bir erkeğin hayatında var tek kadın o çok, ne zaman var iki kadın o çok az...”

Anlamadım tabii sizin de şu an anlamadığınız gibi...

Ama saksı hızlı çalışıyor neyse ki. Hemen kendi tercümemi yaptım:

“Ne zaman bir erkeğe tek bir kadının varlığı yetiyorsa, o kadın ona yeter de artar bile, ama ne zaman iki kadın ya da fazlası varsa ikisi de hiçbir zaman yetmez, bunun sonu yok”

Boris’in türkçesi çok iyi değil. Ama bu konunun üstüne şu cümleyi öyle güzel, öyle kusursuz bir Türkçe ile kurdu ki sen ne büyük insansın Maestro dedim:

“Güçlü erkek tek kadınla yetinebilendir.”

Bir erkek arkadaşım vardı yaklaşık bir sene önce. Sevgilim değil erkek arkadaşım diyorum çünkü ilişkinin bitişindeki mantık dışı açıklamaları sebebiyle eski sevgilim olarak bile anılma mertebesine asla erişemedi, erişemeyecek de.

Bu adam hep çoklu ilişkiler yaşadığını anlatırdı (sanırım literatürde poligami diyorlar buna). Tekil ilişkileri yürütemediğinden bahseder, (galiba buna da monogami diyorlar) benimle monogonomomoni yaşamayı istediğini, poligonomonomimi den bıktığını anlatıııır da anlatırdı.

Çok aşık oldum ona. E o zamanlar biraz safmışım tabii. (o zaman dediğim daha bir yıl olmadı) Hala hatırladıkça saflığıma gülüyorum. Sanırım o dönem çok fazla Türk filmi izledim de ondan : ) “Huylu huyundan vazgeçer mi” atasözümüzün ne anlama geldiğini öğrenmeme vesile oldu bu ilişkinin işleyiş süreci. Adam tabii ki tekil özneli cümleler kuramadığı için çoğul ve ucuz öznelerle bezeli cümlelere geri dönme kararı aldı.

Boris kesinlikle dünyanın en iyi tenorlarından biri . Ama şanssızlığı hep savaşmak zorunda olan bir ülkede dünyaya gelmek olmuş.

Onu sekiz yaşında askere almışlar. Düşünsenize bir, oyuncak araba yerine Kalaşnikof... Yirmi dört yaşına kadar hep çekinmiş kadınlardan. Sonra bir gün aşık olmuş ama karşılıksız. Üstüne iki evlilik ama ı – ıh.

Derken platonik aşkının üstünden geçen 22 yıldan sonra aşık olduğu o kızın bir benzerine rastlamış İstanbul’da (derim ya hep yazılarımda bu şehir ne sürpriz şehir diye, herkese sürprizi farklı).

Kızın güzelliğinin benzerliğinin yanı sıra huyuna suyuna da aşık olmuş tabii.

Şimdi evliler Yüzüğünü mutlulukla herkese gösteriyor Boris ve hikayesini gözleri parlayarak paylaşıyor biz öğrencileriyle.

Boris sadık karısına, bundan gurur duyuyor. Güçlü erkek sadık erkektir diyor.

İki sebebi var bu işin sırrının: ya bu memleketten olmaması ya da hayatının zorluklarla geçmiş olması ona gerçekte az ve öz ile mutlu olunabileceğini öğretmiş. Belki de ikisi birden.

Dilerim Boris ve karısının mutluluklarına nazar değmez bir ömür boyu...

Dilerim örnek olurlar çevrelerindeki herkese...

Ha! Bu arada... Eski erkek arkadaşımın açıklaması neydi biliyor musunuz?

Bana olan motivasyonunu kaybetmiş.

Bak bak bak... Aman da hanimiş onun bahanesi...

İlişkimizin bittiği sabah bizim apartmanın çatısındaki kargalara anlatmıştım da bunu, bana arka taraflarını göstererek güldüler.

Güldüler...

Güldüler...

Bir sene oldu hala da gülüyorlar : ))))


Yasemin Uludoğan
yaseminabla@hotmail.com
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>