>

DİĞER HABERLER

Kansere nasıl gülümsenebilirmiş?

"Bir insan kanseri nasıl çağırabilir? Kanım donuyor. Okumaya devam ediyorum." Mürsel Sezen'in yeni yazısı...
 
   
 
 
     
Kansere nasıl gülümsenebilirmiş?

“Kanseri ben çağırdım” diyor Sibel “Kansere Gülümsemek” kitabının daha başında. Bir insan kanseri nasıl çağırabilir? Kanım donuyor. Okumaya devam ediyorum.
Sibel’in çocukluğu büyüklerinin çoğunun felç hastası olarak yıllarca yatalak olmasından dolayı “büyüyünce yatalak mı olacağım” endişesiyle geçmiş.
Tanrıdan bir dilek diledim, diyor; “Tanrım eğer bir gün beni felç yapmayı düşünüyorsan, lütfen yapma. Onun yerine ‘kanser’e razıyım.”
Yıllarca bu duayı etmiş Sibel.

Sonra başka sebepler bulmuş kanser olması konusunda... Kendisine İstanbul’daki yaşam mücadelesinde destek veren Edibe Dolu’nun -kendisini kızı gibi sevdiği halde- kolon kanseri olduğu dönemde ziyaret etmemesi...
Kızartma yemesi, içki içmesi, düzensiz yaşaması, yoğun strese maruz kalması ve daha bir çok neden...
Halbuki Karadenizli bir kız Sibel. Çernobil kazasından sonra buradaki kanser vakalarında bir patlama yaşanmış. Ailesinden birçok kişi kanserden ölmüş.
Neden ne olursa olsun.
Sibel bu hastalığa yakalanmış.

Kitabında, hastalığa yakalandığını öğrendikten sonraki süreçteki yaşam mücadelesini anlatıyor.
Ameliyat, kemoterapi, radyoterapi, yine kemoterapi ve tekrar kemoterapilerle geçen üç yıl... Tam her şey bitti derken yeniden ortaya çıkan tümörler.
Tüm bunlar yaşanırken hayata bakışı değişmiş Sibel’in.
Kendine daha çok dikkat etmeyi, yaşadığı anı kaçırmamayı, her şeyden keyif almayı öğrenmiş.
En çok da gülümsemeyi...
Kitap insana “yaşam”ının değerini bir kez daha hatırlatıyor.
Sibel mücadelesini hala sürdürüyor.
İstatistiklere göre bu aşamada iyileşme ihtimali yüzde 5 ile 10 arasında değişiyor.
Ne gam! Sibel hala çok güçlü.
Gülümseyebiliyor.
Bu hastalıkla mücadele etmenin ön önemli silahlarından birinin moral olduğunun farkında...

Üstelik artık bilinçli ve bu bilinci bizlerle de paylaşıyor. Basit birkaç testle kanserden nasıl korunabileceğimizi de anlatıyor kitabında.
Meme kanserinin en öldürücü ikinci kanser türü olduğunu bilmiyordum.
Doğum yapmayan kadınlarda rahim ağzı kanseri riskinin ne kadar yükseldiğini ve aslında bu iki kanseri tespit etmenin basit birkaç teste baktığını da....
Her kadının 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak mamografi çektirerek meme kanseri riskini ortadan kaldırması, yılda bir kez yaptıracağı Pap-Test’le rahim ağzı kanserini erkenden teşhis etmesi mümkün.

Biliyorum şimdi “üf hangi zamanda, hangi parayla” diyeceksiniz. Kanser size ütopik gelecek. İnanın Sibel’e de ütopik gelmiş. Memesindeki kitlenin çapı 5 cm’e gelene kadar doktora bile gitmemiş. Koşuşturuyordu, işi vardı, belki doktora gitmek için para bulamıyordu.
Oysa şimdi bu hastalığı yenmek için bir seansı 5-20 milyar arasında değişen kemoterapilere giriyor.
Emin olun para bulursunuz, isteyin yeter, zaman da bulursunuz.
Yeter ki bedeninizi, sağlığınızı ciddiye alın.

Not: Bu konuda çalışan bir çok dernek, vakıf vs. var. Onların sağladığı imkanları da unutmamak lazım. Google’da “Kanser” yazınca 144 bin sonuç çıkıyor. Doğru yeme alışkanlıklarından alternatif tedavilere, derneklerden, vakıflardan dayanışma gruplarına kadar her şeyi bulabiliyorsunuz.

Kansere Gülümsemek
Sibel Kalaycı
Babil Anıtı
(Kitap gelirinin bir bölümü yayınevi tarafından Türkiye Meme Vakfı’na bağışlanıyor.)

Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr



Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>