>

DİĞER HABERLER

Sıradan bir düzyazı...

"Bahar ayları hep geçiş aylarıdır. İnsanlar tembelleşir, daha çok uyur daha çok yerler." Yasemin Uludoğan'ın yeni yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
(Bahar ayları hep geçiş aylarıdır. İnsanlar tembelleşir, daha çok uyur daha çok yerler. Alışveriş yapmak için en iyi zamandır. Kadir Çöpdemir beni alışveriş yaparken Bilinçli Seçmen konulu sokak röpartajı kurbanı olarak yakaladığında bu kadar ünlü olacağımı tahmin etmiyordum. Dans dersimdeki kızlardan bakkalın çırağına kadar ben hariç herkes rastlamış programa. Bol efektli "Abla beah ne güsel gonuştun ekihihi" cümlesi duyduğum en hoş tepkiydi.

Sıradan şeyler yazmak istedim bu sefer. Sıradan şeylerin güzelliği başkadır aslında. Anlayana... Sıradanlığı özlemiyor muyuz bazen? Ben bu şehirde çok özlüyorum, nefes almak çıplak ayakla toprakta yürümek gibi...

Fon müziği mi? Jingle Bells tabii ki :)

SIRADAN BİR DÜZYAZI

İstanbul’u seviyorum. Öyle sürprizlerle dolu ki...

Aniden bastıran kar pek hoş karşılanmadı haliyle. Oysa ben ne çok severim karı... Bu sefer daha da çok sevdim çünkü son yağan karlar sayesinde iki kilo verdim. Nasıl mı? Taksiler almayınca her yere yürüyerek gitmek zorunda kaldım da ondan.

Bir de hep yapmak istediğim ama yapamadığım bir şeyi gerçekleştirdim son yağan karda: gece birde tek başıma yürüdüm sokaklarda gırç gırç karlara basaraktan ve misss gibi kar havasıyla ciğerlerimi tanıştıraraktan. Kulağımda discman, Mina "Ancora"yı söylüyor bas bas. O nasıl keyif öyle... Herkes sokakta; genci yaşlısı. Sanki hepsi bir huzur hissine bürünmüş, beyazın saflığını ilk defa görmüş gibi. Cesareti olanlar naylon poşetleri kızak yapmış hafif eğimli caddede, arabalara üstün gelmiş yayalar gururuyla çocukluğunu yaşıyor. Benim gibi ödlekler anca arabaların üstündeki 27.6 cm’ lik kar tabakalarını avuçluyor. Kartopu oynayan yok pek. Ben bile arabaların üstündeki karları itelerken ellerimi hissetmez hale geldim. Bu kar denen şey dedikleri meğer ne kadar da soğukmuş. Yün eldivenlerim bana kelek attı o gece.

Bahar hafta sonu gözünü kırptı ufaktan. Ben de sağ sol yaptım hafta sonu. Köprüden geçerken diğer arabadakilere şöyle bir dikkat ettim, şoförün yanında oturanlar genelde el ensede pozisyonuna geçmiş uzun zamandır saklambaç oynayan büyük parlak sarı şeyle buluşmanın tadını çıkarıyorlardı. Şoför mahallinde oturanların %67.5 ‘i de malum klasik Türk şoför pozisyonu sağ dirsek camdan dışarı şeklindeydiler. Ben de siyah güneş gözlüklerimle ve sıkışık olmayan bir trafik ile aylar sonra bir araya gelmiş olmanın verdiği heyecan ile bir taksinin arka koltuğunda müzik dinliyordum. Tek hatırladığım şarkının sözleri "Süpeeer ef em" di.

Bilmiyorum daha absürd bir görüntüye rastlayanınız oldu mu yolda giderken; ama benim gördüğüm durum karşısında öyle bir kahkaha patlatmışım ki taksi şöförü "Hayırdır abla" tepkisini otomatik olarak verdi. Otoyol banketlerinin arkasında bir adam bir yandan sırıtarak bir metre boyunda plastik bir uçağı şişirmeye çalışıyor!!!! Bunun nesi komik diyenler anlayamazlar bu durumu görmeden. Ben de anlamadım da olayın anlamsızlığına güldüm işte... Dedim ya sürpriz bir şehir diye... ZAZ ekibinin filmlerinde bu tip detaylar vardır anca dikkatli gözler görür ve gülerler. İşte o tip bir olaydı bu da...

İstanbul havasıyla da sürpriz bir şehir. Geçen hafta lapa lapa kar yağdı. Bu hafta yazın kokusunu hissettim havada, şimdi şakır şakır yağmur yağıyor. Şehrin havası da sakinlerinin ruh hali gibi değişken. Ne sağı ne solu belli. Belli olan tek şey varsa o da sakinlerini delirttiği kadar da mutlu ettiği.

Dünyada kaç tane şehir vardır acaba sabahın dördünde işkembe çorbası içilebilen, kaldırımları bu kadar şekil değiştiren, balığı Boğaz sularıyla demlenen...

Ben İstanbul’u çok seviyorum.

O da beni seviyor biliyorum her ne kadar kimi zaman çikletimi kaldırımına atsam da...

Ben gene de sıradan şeyler yapmayı çok özledim...

Belki haftaya bu konuyla ilgili bir yazı yazarım.

Tüm Cosmoturk’cülere tatlı baharlar

Yasemin Uludoğan
yaseminabla@hotmail.com



Felsefel Köşe:

Liderler insan sınırlarının ötesinde bir sabır anlayışına sahip olmalıdırlar.
(24 Dizisindeki sanal ABD başkanı David Palmer)


Benim zekama hakaret etme
(Hem David Palmer’ın karısı Sherry Palmer hem de arkadaşım Nadide)


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>