>

DİĞER HABERLER

Türkün aklı 'Banyo'da...

"Ağır Roman ve İstanbul Kanatlarımın Altında sayesinde Türk sinemasındaki yeni dönemin müsebbipleri arasındaki haklı yerini alan yönetmen Mustafa Altıoklar..." Talip Ertürk haftanın filmlerini yorumluyor
 
   
 
 
     
Banyo

Türkün aklı 'Banyo'da...

Ağır Roman ve İstanbul Kanatlarımın Altında sayesinde Türk sinemasındaki yeni dönemin müsebbipleri arasındaki haklı yerini alan yönetmen Mustafa Altıoklar, sonraki işlerinde seyirciyi memnun etmeyi beceremese de halen yeni filmlerini merakla bekletiyor sonuçta. Yönetmenin bir süredir çeşitli yollarla tanıtımını sürdürdüğü yeni minimalist filmi Banyo, 7 oyuncuya, 3 farklı banyodan müteşekkil minimal bir mekan kullanımına ve diyalog ağırlıklı teatral bir senaryoya sahip. Tanıtımını kadrosundaki üç aktris,Demet Evgar, Janset ve Seray Sever'in ıslak vücutları ve göğüsleri vesilesiyle yapan film, asıl gücünü de bunlardan alıyor sanırım. Zira filmin büyük bölümünde başka bir şey görmek mümkün olmuyor. Gül Abus Semerci'nin kendi oyunundan, Altıoklar ile birlikte uyarladığı senaryo, çokluk diyaloglarına yaslanıyor demiştik, ancak diyaloglar bu koca filmi sırtında taşıyacak çapta değil. Önceki sezon izlediğimiz Tape-Kaset adlı filmde yönetmenden Richard Linklater 3 kahramanını bir otel odasına hapsetmiş ve tek mekanda heyecan katsayısı hayli yüksek, diyalogları yaşayan hayli dinamik bir filme imza atmayı becermişti. Altıoklar ne yazık ki bunu becerememiş. Diyalogların kartonluğu oyuncuların performanslarını da doğrudan etkiliyor ve belki Janset ve Sermiyan Midyat hariç tüm kadro yüksek pesten abarttıkça abartıyor. Altıoklar'ın filmi her biri farklı başlıklarla sunulan parçalara bölmesi de, izlediğimiz yapımın bir sinema filminden çok bir Olacak O Kadar bölümünü andırmasına vesile olmuş. Sonuçta sanırım salondan çıkan hiç kimse, bu filmin ne anlatmaya çalıştığı ya da derdinin ne olduğu konusunda bir fikre sahip olamayacak.


Ada / The Island

Klonum klonsun klon!

Mala davara faydası olmayan yönetmenler diye bir ankat yapılsa zirveye koymaktan gocunmayacağınız Hollywood yönetmeni Michael Bay, eleştirmenlerin kalbini kazandığı lakin seyirciden ağır bir tokat yediği son filmi Ada ile huzurlarınızda. The Rock / Kaya, Bad Boys / Çılgın İkili, Armageddon ve Pearl Harbor gibi gişe rekortmeni filmlerin yönetmeni olan Bay'in 120 milyon dolar gibi şişkin bir bütçeyle çektiği bu süper prodüksiyon, son yılların popüler bilim kurgu teması klonlamaya bakış atıyor. Başrolünde iki güzel insan, şahane Evan McGregor ve melâike Scarlett Johansson'un yer aldığı yapımda yardımcı kadro hayli zengin; Djimon Honsou, Steve Buscemi, Sean Bean ve Michael Clarke Duncan önemli rollerle karşımızdalar. Belirsiz bir gelecekte geçen Ada'da, ultra zenginlere hizmet veren bir tesisle tanışıyoruz. Tesisin sakinleri, ultra zengin hamilerinin klonları aslında. Lakin bu klon çiftliğinin sakinlerine anlatılan hikaye şu: Dünya büyük bir felakete maruz kalmış ve bu bir avuç insan, fekaletten kurtulmayı başaran az sayıdaki şanslı kul durumunda. Lakin aslında buradaki klonlar, zengin hamilerine organ sağlamak için yaratılmış, yürüyen birer yedek parça deposu. Sonuçta meraklı bir klon olan Lincoln Six-Echo, neler döndüğünden şüpheleniyor ve işi biraz irdeleyince gerçeği ortaya çıkarmakta zorlanmıyor. Elbet ilk işi deli gibi kaçmak oluyor... Michael Bay'in Çılgın İkili gibi eğlenceli işlerinin yanında Pearl Harbor gibi mizaha prim vermeyen işlerine daha yakın duran Ada, temposu yerinde sıkı bir aksiyon filmi. Lakin düşünsel düzeyde seyircisine aptal gibi muamele ediyor ve derinine işlenebilecek temaların yakınına bile uğramıyor.

Talip Ertürk
terturk@gazetevatan.com

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>