>

DİĞER HABERLER

Venedik

"Doğaya direnen şehir Adriyatiğin kraliçesi Rüyadanda öte bir şehir..." Emre Ayan'ın yeni yazısını okumak için tıklayın.
 
   
 
 
     
Venedik; Po ve Pieve nehirlerinin Adriyatik denizine döküldüğü bölgede, 118 adacık ve 177 kanaldan meydana gelen, her geçen gün biraz daha sulara gömülen Avrupa’nın pirimer turistik merkezlerinden birisi. Venedik deyince ilk akla gelen elbette su kanalları ve bu kanallarda ilerleyen gondollar. Tarihi ve sanatsal açıdan önemli sayılan 450 ev, saray ve kiliseyi içinde barındıran bu eşsiz şehir UNESCO tarafından dünya mirasları listesine alınarak koruma altına alınmış. Ancak bir gün tamamen suların altında kalacağı gerçeğini değiştirmek için hiçbir şey yapılamıyor. Geçtiğimiz yüzyılda 23 cm daha battı. Sık sık yaşanan sel baskınları, su ve hava kirliliğinin aşırı düzeyde artması Venedik’te yaşamayı çok zor bir hale getirdiği için son dönemde Venedik halkı ana karaya göç etmek zorunda kalmış.

Venedik aynı zamanda dünyanın en çok fotoğrafı çekilen şehri. Şehrin içinde yürürken her an fotoğrafını çekecek ilginç bir kareye rastlamak olası. Benim size tavsiyem şehri dolaşırken elinizdeki haritaya bakmak yerine şehrin sizi götüreceği yere doğru gidin. Arka sokaklara girin, daracık sokaklarda kaybolun. Venedik o kadar canlı ve duygu yüklü bir şehir ki orada geçireceğiniz her an sizi inanılmaz yoğun bir duygusallığa itecek. Zamanın nasıl akıp gittiğini anlayamayacaksınız. Bir köşeyi döneceksiniz karşınıza geçmişi bugün yaşayan bir ev çıkacak, derken onun yanında bir kilise göreceksiniz kapısındaki tabela yapının tarih ve sanat açısından dünya miraslarından birisi olduğunu belirtecek, tam kiliseyi inceleyecekken kulağınıza bir müzik sesi gelecek. Bir miktar ilerleyince sokak sanatçısı genç bir kızın kilisenin yanındaki küçük meydanda opera söylediğini göreceksiniz. Genç kızın, sanki Viyana’daki opera binasında konser veriyormuşçasına bir ciddiyetle söylediği aryayı dinlerken, Pavarotti’yi dinlemiş kadar zevk alacaksınız.

Şehrin tek bir kötü yanı varsa oda yılın 12 ayı turist akınına uğruyor olması. Özellikle öğleden sonraları herhangi bir müzeye yada katedrale girmek için onlarca dakika kuyrukta beklemek, girdikten sonra ise kalabalığın arasında o muhteşem sanat harikalarının tadını çıkartmak gerçekten biraz zor. Eğer şehirde bir gece geçirmeyi planlıyorsanız ertesi sabah erken bir saatte kalkıp şehir turistlerce istila edilmeden biletli mekanların keyfini çıkartmak akıllıca olacaktır. Öğleden sonra ise şehrin arka taraflarını keşfetmek için doğru bir zaman. Şehrin içinde yaya ulaşımını sağlamak amacı ile 400 köprü inşa edilmiş. Toplu taşıma ise kanallar üzerinden su otobüsleri ile yapılıyor

Venedik’te ekonomi tamamen turizm üzerine kurulmuş. Bu yüzden tahmin ettiğinizden biraz daha fazla para harcayacağınızı hesaplayarak gelmelisiniz. Şehirde dolaşırken karşılaşacağınız bol miktardaki hediyelik eşya dükkanlarında göreceğiniz pek çok şey Venediğe özgü olacak ve başka yerlerde bulamayacağınızı bildiğiniz için paranıza kıyıp birer tane alacaksınız. Örneğin usta ellerin günlerce uğraşarak meydana getirdiği, kağıttan yapılmış rengarenk bir Venedik maskesi yada hem rengi hem de şekli buraya özgü olan Venedik camından yapılmış bir cam kadeh evinizdeki seyahatlerinizden getirdiğiniz koleksiyonun en nadide parçası olabilecek özellikleri taşıdığına emin olabilirsiniz.

Venedik denince ilk akla gelen şeylerden biriside yılda bir kez kutlanan Venedik festivali. Festival, Katolik dininde Tecelli Yortusu'ndan genel perhizin ilk çarşambasına kadar sürüyor. ‘‘Karem’’, yani büyük perhiz öncesi düzenlenen son eğlence de denilebilir. Daha sonra eğlenceler dinsel açıdan 40 gün boyunca geçici olarak kaldırılacağından, inanılmaz bir şekilde çılgınca yaşıyorlar, eğleniyorlar, dans ediyorlar. Herkes rengarenk özel karnaval kostümleri içinde yüzlerini kısmen yada tamamen kapatan maskeler takarak dans ediyor ve eğleniyor. Kesinlikle görmeye ve Katolik olmasanız da katılmaya değer bir karnaval.


Eğer Venediği hala görmediyseniz şehir tamamen sulara gömülmeden önce mutlaka bir hafta sonunuzu buraya ayırmalısınız. Ancak sakın buraya gelen pek çok turistin yaptığı gibi büyük beklentiler ile gelmeyin! Her ne kadar şehir size beklentilerinizin çoğunun karşılığını verecek olsa da şehir hakkındaki tüm bildiklerinizi unutun ve şehri yeniden keşfedin. Venediğe geldiğinizde ilk yapmanız gereken şey bir gondol kiralamak ( 60 - 80 dolar) ve kanallar arasında şehrin sıra dışı görünümünün keyfini çıkartmak. İsterseniz sevgilinizle gondolun kırmızı kadife koltuğunda el ele keyif yaparken size İtalyanca opera söylemesi için bir tenor ve birkaç müzisyeni de gondolunuza alabilirsiniz. Evlenme teklif etmek yada ikinci bir balayı yaşamak için bundan daha iyi bir atmosfer düşünebiliyor musunuz?

Bitti!

TARİH:
Venedik’teki ilk yaşam Hıristiyanlığın başladığı dönemde, balıkçıların küçük gruplar halinde kıyıya yakın çamur adacıklarına yerleşmeleri ile başlamıştır. 5. yüzyılda barbarların istilaları sonucu insanların adacıklarda topluluklar halinde yaşamaya başlamasıyla bölgede ilk yerleşik yaşam başlamış. Kent daha sonra, bir dönem etkisi bütün Akdeniz’de duyulan Venedik Cumhuriyetinin merkezi olmuş. Şehrin coğrafi konumundan dolayı popülasyonu zamanla artmış ve 1990da 380 bin kişiye ulaşmıştır. 3 kilometreye 1,5 kilometrelik bir alandaki adalar bütünlüğünden meydana gelen Venedik bugün yılda 10 milyon kişinin ziyaret ettiği Avrupa’nın en önemli turistik merkezlerinden birisidir.

KONAKLAMA:
Eğer Venediğe şehrin turistlerce tam anlamı ile istila edilmiş olan sezonunda geldiyseniz (Mart 15 ile Kasım 15 arası 8 ay boyunca) o zaman tek yıldızlı basit bir oteldeki iki kişilik bir odaya 105€ ödemeye hazır olun. Bunun tek sebebi aşırı talep ve sınırlı konaklama imkanı. Eğer yapabiliyorsanız önceden rezervasyon ile odanızı garantileyin. Aksi taktirde geceyi ana karada geçirmek zorunda kalabilirsiniz. Venedik’te çok değişik fiyatlara sahip 200 den fazla otel var. İnternetten bunları bulmak mümkün. Ancak ucuz ve basit bir yer sizin için yeterli ise o zaman tren istasyonundaki turist infodan yardım isteyin.

ALIŞVERİŞ:
Venedik karnavalının bir simgesi olan maskeleri her yerde bulmak mümkün. Birkaç dolarlık minik maskelerden 150 dolarlık orijinal bir el yapımı kağıt maskeye kadar yüzlerce çeşit maske içinden bir seçim yapmakta zorlanacaksınız.

Venedik aynı zamanda Murana camından yapılan eşyaları ile ünlüdür. Tamamı el yapımı olan rengarenk cam eşyaları hem kendiniz hem de sevdikleriniz için satın alabilirsiniz. Dönüş yolunda kırılma riskini gözeterek yapılan sağlam paketler korkusuzca alışveriş yapmanızı sağlayacak.

MUTLAKA GÖRÜN:
San Marco Meydanı Venediğin kalbi olarak tanımlanabilir. Burada San Marco katedrali (814 yılında yapılmış) ve Palazzo Ducale (Dogenin sarayı) görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Yorulduğunuzda meydanın çevresindeki kafeler hem dinlenmek hem de ortamın tadını çıkartmak için birebir. Akşam gün batımında meydandaki 91 metre yüksekliğindeki çan kulesine çıkarak şehri ve meydanı kuşbakışı görebilirsiniz.

Venediğe gelip gondola binmemek olmaz. Eğer büyük tur çok pahalı derseniz o zaman Grand Canal’ı geçmek için yarım Euro karşılığında kısa ama ucuz bir gondol sefası yapabilirsiniz.

YEMEK:
Venedik mutfağının spesiyalitesi balık ve deniz ürünleridir. Kendinizi tutamayacak ve güzel bir deniz mahsulleri restoranında Adriyatik balıklarını tatmak yada orijinal İtalyan pizzasının tadına birde Venedik’te bakmak isteyebilirsiniz. Yemekten sonra hiç şüphesiz İtalyan tatlısı tiramisu ile ağzınızı tatlandırabilirsiniz. Ancak restoranda siparişlerinizi vermeden önce mutlaka mönüdeki fiyatlara da bir göz atın. Oldukça mütevazı görünen bir restoranda bile astronomik rakamlarla karşılaşabilirsiniz. Maalesef ucuz yemek bulmak biraz zor.

Emre Ayan

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>