>

KÖŞE YAZILARI | Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay

Horlama

Uykuda yaşanan solunum bozuklukları ve solunum hastalıkları çok geniş kapsamlı bir hastalık gurubudur. (Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay)
 
   
 
 
     

Uyku esnasında görülen “nefessiz kalma sendromu” dediğimiz durum ve sorunlar gün içerinde kişilerin uykulu bir şekilde dolaşmasını ve ilerideki dönemde çeşitli sistemik rahatsızlıklar yaşamaları gibi bir durumla karşı karşıya bırakır.

Biz hekimler olarak, uyku bozukluklarını öncelikli olarak sınıflandırmak zorundayız. Birincisi basit horlama, ikincisi üst solunum yolunun direncinin artışı ve üçüncüsü ileri derecede uyku bozukluğudur. Basit horlama, üst solunum yolunun direncinin artışı ve ileri derecede tıkayıcı nefessizlik sendromunu birbirinden ayırt etmek için uyku testi yapılması gerekmektedir. Yapılan uyku testi sayesinde hastada tıkayıcı bir uyku hastalığı olup olmadığı, uykusundaki nefessizlik sendromunun üst solunum yolundaki (burun ya da yumuşak damaktaki) tıkayıcı bir hadiseye bağlı olup olmadığı ya da bu durumun basit bir horlama olup olmadığının anlaşılması günümüzdeki en büyük gelişmedir.

Bu işlem için yaptığımız uygulama: hastayı bir gece misafir ederek, uyku testi yapmaktır. Yaptığımız bu uyku testi sayesinde hastanın bir gece boyunca solunum sayısı, kalp ritimleri, bu sıradaki nefessizlik nöbetlerinin sayısı, tansiyon değişimleri, hastadaki tüm biyolojik ve fiziki değişimler kağıda basılarak dökümente edilmekte, bu sayede hastadaki bu durumun neden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durum bir uyku problemi ya da nefessizlik problemi olabilir. Tüm bunların çözümsüz klamasının en büyük nedeni bu durumların sınıflandırılamamasıdır. Hastalığın hedefi belirlenemediği için hangi hastaya nasıl bir tedavi uygulanması gerektiği konusunda maalesef büyük hatalar yapılıyordu. Oysa bu gün uyku testi sayesinde hastanın uykudaki solunum sıkıntısının tam nedeni açığa çıkarılıp tedavi edilmektedir. Bu sorunla ilgili olarak gögüs hastalıkları uzmanı, nöroloji uzmanı ve kulak burun boğaz hekimi tarafından oluşturulan bir kurul meydana getirilmesi idealdır. Uyku testi gibi tetkik yöntemlerini gögüs hastalıkları uzmanı ve nöroloji uzmlanları yapmakta, bunlar uykudaki solunum bozukluğunun nedenini tam, net ve açık olarak ortaya koymaktadır. Bunun tedavisi ise gögüs hastalıkları uzmanı, nörolog ve eğer cerrahi bir müdahale gerekiyorsa kulak burun boğaz ve baş boyun cerrahisi uzmanlarına yönlendirilmektedir.

Horlama da bir uyku bozukluğudur. Erkeklerde sıklıkla görülen horlamanın nedeni araştırılmasına rağmen kesin bir sonuca varılamamıştır. Horlaması olan bir kişinin diğer tarafta uykusunda nefessiz kalma ihtimali muhtemeldir ama mutlak değildir. İleride derecede uykuda nefessizlik problemi olan bir kişinin sadece bundan dolayı doktora gelmesi çok sık rastlanan bir durum değildir. Çoğu zaman hastayı getiren neden uykuda çıkardığı ses yani “Horlama”dır. Genellikle hastalar eşlerinin rahatsız olmaları nedeniyle bizlere gelmekte ama perde arkasında eşler o kişilere çok büyük bir iyilik yapmaktadırlar. Çünkü bunun arkasında tıkayıcı bir uyku hastalığı çıkmakta ve günümüzde kalp hastalıkları ve yüksek tansiyon hastalıklarının arkasında bu durum çıkmaktadır.

Uykuda solunum sıkıntısının burundan ve çoğunlukla yumuşak damaktan ortaya çıktığı görülmektedir. Bir gurup hasta ise daha aşağı bölgeden yani yutak bölgesinden kaynaklanan problemlerden dolayı bu hastalığı yaşamaktadır.

Tedavide daha önceki dönemlerde yumuşak damağa lazerle uygulanan müdahaleler hem ağrılı olmakta hem de kesin çözüm vermemekteydi. Daha sonra yumuşak damağa bir takım aparatlar konulması gibi bir yönteme geçildi. Burada amaç kullanılan aparatla yumuşak damağın titremesini önlemekti. Ne yazık ki son beş yıl içerisinde horlama cerrahisinde iyi gelişmeler yaşandı. Son dönemde anlaşıldı ki, yaşanan problemin nedeni yumuşak damağın titremesi değil, yumuşak damağın arka tarafının mesafesinin dar olmasıdır. Yani titremenin durdurulması çözüm değil, yumuşak damağın ön ve arka mesafesinin eşitlenmesi gerekmektedir. Önceden bu cerrahi müdahaleler maalesef çok ağrılı geçiyordu oysa günümüzde bir gün içerisinde hastanın işinin başına dönmesini sağlayan, kanamasız, hiçbir cerrahi dokunun kesilmeden, sadece dikiş tekniği ile yumuşak damağın plastik cerrahi dediğim yöntem ile hastalar kanamasız olarak bir iki saatte taburcu olabilmektedirler. Uyku testinte üst solunum yolu direnci tespit edilmiş hastalarda tam hedefi vuran yöntemdir. Bu yöntem hastaya hiçbir sıkıntı vermediği ve problemin kesim çözümü olduğu için bu gün en çok tercih edilen yöntemdir.

Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay
KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı
Clinic Levent


Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>