>

KÖŞE YAZILARI | ŞEYDA KÜÇÜKEL

Hoş geldin Mayıs…..

“Yaklaş bana ve sakın ağlama, biz senin sandığın kadar da aciz değiliz” der gibi bakıyordu bana... Şeyda Küçükel’in yeni yazısı…
 
   
 
 
     
HOŞ GELDİN MAYIS...

Bir doğum günümde, hastane ziyaretindeydim. Çocukluğumdan beri çocukları çok sevmeme rağmen, yeni doğan bebeklere bakamıyordum, yaklaşamıyordum. İlk defa o gün, çocukluk arkadaşımın henüz doğmuş bebeğini kokladım. “Yaklaş bana ve sakın ağlama, biz senin sandığın kadar da aciz değiliz” der gibi bakıyordu bana. İlk defa yeni doğmuş bir bebeğe bu kadar yakınlaştım.

Nereden bilebilirdim ki bir yıl sonra kendi bebeğimi kucağıma alacağımı. Üstelik dilini henüz doğru düzgün öğrenemediğim bir başka ülkedeki doğum odasında, bebeğime kavuşacağım saatlerde ebenin kendi doğum gününü kutlayacağını. Nereden bilebilirdim ki, bütün gücümü kaybettiğimi sandığım o doğum anında, yeniden o sesi duyacağımı.

Galiba herkes gibi ben de, anne olunca anlamıştım anamın kıymetini. Anne olduğum o ilk günün gecesi, içimde derin bir pişmanlık hissettim anama karşı. Acaba ne kadar iyi bir evlat olabilmiştim, ne kadar anlayabilmiştim anacığımı diye sorguladım kendimi. Babaya aşık anneyle hırlaşan bir çocuktum o güne kadar. Her iki tarafın en büyük torunu olmuş olmanın verdiği rahatlıkla, büyükannelerin büyükbabaların arkasına saklanmış şımarık bir evlattım belki de. O gün sadece ebeveyn olmamıştım, aynı zamanda yeniden doğmuş bir evlat olmuştum sanki.

Bir başka doğum günümde bir cenaze evindeydim. Bu defa evladına feryat eden bir ana kollarımda ağlıyordu. “Evladınla bolca vakit geçir, bol bol anılar topla” diye sarılıp sarılıp ağlıyordu kucağımda. Yeni anne olduğum yıllardı ve üstelik kendi anamdan kilometrelerce uzaktayken. Yurtdışında yaşadığım yıllardı. Oğlumun babasının annesi hayatta değil diye, anneler gününü bile doğru düzgün kutlamadığım yıllar. Üstelik anneme en çok yakınlaştığım ve kıymetini en çok anladığım yıllardı. Anneler gününde gizli gizli telefon açtım yıllarca. Çünkü, her yaşta insanın ana deyince burnunun sızladığını öğrenmiştim ta çocukluk yıllarımda.

Bir başka doğum günümde, anneler günüydü. Bugüne kadar aldığım en güzel hediyeydi o bir saksı çiçek. Annem ve oğlum birlikte saksı boyamışlar ve toprağı hazırlayıp çiçekleri kendi elleri ile ekmişlerdi . Tam sürprizin üzerine gelmiştim eve. Boyanmış ve toprak olmuş o elleri görünce, “Tanrı’ya aşkımı, şükranlarımı ve minnettarlığımı ilettim” yaşamımı bu kadar güzel ve anlamlı kıldığı için. Benim karşıma değerli ve güzel insanlar çıkarttığı için.

Mayıs’ın 13’ü. Benimle aynı gün doğmuş bir bilge, tanıdığım ilk günden beri her gün beni bana hediye etti. Beni acılar ile yoğurarak, farkındalığımı arttırarak her şeyi sorgulamayı öğretti. Acı ve tatlı hayatımın tüm süreçlerine sahip çıkmamı öğretti. Gerçek özgürlüğün ve gücün ne olduğu konusunda bana ışık tuttu. Erdemli ve faydalı bir insan olmam için başka nelere ihtiyacım olduğu konusunda yol gösterdi. Bütüne nasıl katkı sağlayacağımı, insanlara daha faydalı bir birey olabilmek için neler yapmam gerektiği konusunda beni aydınlattı. Ve ben o değerli insan sayesinde bugün; ben kim oluyorum ki yeni doğmuş bir bebeği aciz zannedip etkilenip ağlıyorum diyebiliyorum.

Mayıs ayı tüm annelerin anneler günü kutlu olsun ve hiçbir annenin sınavı evladından olmasın….

Sevgiyle ve Sağlıcakla Kalın….

Şeyda Küçükel
seydakucukel@cosmoturk.com

ŞEYDA KÜÇÜKEL
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>