>

KÜLTÜR-SANAT

Altın Portakal Haykırıyor! Yeter! Kadına Şiddet Son Bulsun!

“1.Antalya Kadın Zirvesi’’ Dedeman Otel’de yapıldı.
 
   
 
 
     

Zirveye Antalya Büyükşehir Belediyesi ve AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı, Prof. Dr. Mustafa AKAYDIN, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altınparmak, AKP Kadın Kolları Genel Başkanı Güldal Akşit, CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof.Dr. Aysel Çelikel, Sümerolog İlmiye Çığ, gazeteciler Zeynep Oral, Yazgülü Aldoğan akademisyenler ve sanatçılardan oluşan çok sayıda kişi katıldı. Gün boyu süren zirvede, ”Kadına Yönelik Şiddet Neden Artıyor ? Neler Yapmalıyız?” sorularının yanıtları arandı. Zirvenin ardından sonuç bildirgesi kamuoyuna açıklandı. Bildirinin tam metni şöyle:

Kadına karşı şiddet, İNSAN HAKLARININ EN AĞIR ŞEKİLDE İHLALİVE AYRIMCILIKTIR. İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇTUR.

Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), Kopenhag Kriterleri, gibi evrensel çağdaş kriterlere karşın , devlet bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmemiştir ve getirmemektedir

Türkiye’de her 3 kadından 1’i şiddete maruz kalmaktadır. Fiziksel şiddetle karşılaşan kadınların oranı % 34’tür. Dünya Ekonomik Forumu’nun toplumsal cinsiyet eşitliği verilerine göre Türkiye, eşitliği sağlamakta 134 ülke arasında 126. sıradadır.

Son 7 yılda kadın cinayetleri yüzde 1400 artmış, son 6 ayda 26.000 aile içi şiddet olayı yaşanmış, 180 günde öldürülen kadın sayısı 130’a ulaşmıştır. 2005’ten bu yana 4.000’e yakın kadın şiddete kurban gitmiştir.

Kadına yönelik şiddetin bu denli yaygın ve hızlı bir artış içerisinde olması sadece ekonomik, toplumsal ve kültürel nedenlerle, “zihniyet” le, “gelenek” “görenek” le, “eğitimsizlik” le ya da “dinsel nedenlerle” açıklanamaz.

Tümünün etkisi vardır, ancak temel neden: Bugüne dek iktidarların politik, ekonomik ve toplumsal ilişkilerde kadınlara karşı ayırımcılığı ve sömürüyü içselleştirmiş olmalarıdır.

Karar alma mekanizmalarında kadın bakış açısının yer almamasıdır. Şiddeti bertaraf edecek bir politika geliştirilememiş ve onu uygulamaya sokacak mekanizmaların kurulamamış olmasıdır.

Anayasada toplumsal cinsiyet eşitliğinin yer almasına karşın, hükümet politikalarında bu eşitliğe muhalefet eden anlayış, söylem ve eylemlerin egemen olmasıdır.

Cumhuriyet kazanımlarından geriye değil ileriye gitmek zamanıdır şimdi.

I. Antalya Kadın Zirvesi “Kadına yönelik şiddeti partiler üstü bir sorun” olarak değerlendirmektedir.

TALEPLERİMİZ:


Devlet bu sorunun çözümünü bir devlet politikası olarak benimsemeli ve yaşama geçirmelidir.

Kadınlara karşı ayrımcılığı önlemek ve kadınları güçlendirmek için bilim ve araştırma kuruluşları, kadın konusunda çalışan sivil toplum örgütleri ve medya ile işbirliği yapılarak kurumsallaşmış bir DEVLET POLİTİKASI oluşturulmalıdır.

Bu politikanın ana ekseni Türkiye’de insan hak ve özgürlükleri; kadın-erkek eşitliği; her tür ayırımcılığın giderilmesi; akıl ve bilim yolu olmalıdır.

Bu politikada kadına yönelik şiddet salt hukuksal boyutuyla değil, siyasi, ekonomik, sosyal psikolojik ve kültürel boyutlarıyla birlikte ve bütünsel bir yaklaşımla ele alınmalı, toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin giderilmesini, ayrımcı uygulamaların önlenmesini, kadına verilen değerin artırılmasını, kadının güçlendirilmesini, eğitim düzeyinin yükseltilmesini, siyasete, ekonomiye ve toplumsal yaşama, daha geniş ve daha aktif olarak katılmasını sağlayacak strateji ve araçlar yer almalıdır.

TBMM İstanbul’da imzalanan, Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair “Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni ivedilikle ve çekincesiz olarak onaylamalıdır.

“Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM’den bir an önce geçirilmelidir.

Türkiye taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmelidir.

Seçimle gelinebilecek her yere yüzde 50 “Kadın Kotası” konulmalıdır.

Her kurum, kadın bakış açısına sahip uzmana sahip olmalıdır. Bu alanda eleman yetiştirilmelidir.

Toplumun kadına bakışını ve kadını metalaştıran erkek egemen anlayışı değiştirmeye yönelik bir kültürel dönüşüm sağlanmalıdır. Bu amaçla, cinsiyet eşitliği konusunda kamuoyundaki farkındalık artırılmalı, cinsiyet rollerine ilişkin önyargıları değiştirecek düzenlemeler yapılmalı, eğitim ve iletişim faaliyetleri ile toplumun bilinç ve duyarlılığı geliştirilmelidir.

BİREYSEL SİLAHLANMA DURDURULMALIDIR

Belediyeler Yasasının öngördüğü güvenli sığınma evleri yaşama geçirilmeli aksi halde cezai yaptırım uygulanmalıdır.

Bütün bunlar için genel bütçeden ciddi miktarlarda pay ayrılmalıdır.

Siyasi Partilerden beklentimiz, kadın erkek eşitliğini savunmaları ve bu konunun topluma benimsetilmesinde öncülük etmeleridir.

1. ANTALYA KADIN ZİRVESİ’ nin bu mücadele sürecinde sadece bilgi paylaşımı ve çözüm üretme platformu olarak kalmamasını, STK’larla ve üniversite çevreleriyle işbirliği içerisinde Zirve sonuçlarının uygulanmasını izleyecek bir GÖZLEMEVİ işlevini de yerine getirmesini bekliyoruz.

TELEVİZYON KANALLARI İLE GAZETE VE DERGİLER BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM MEDYA ORGANLARINDAN ve SOSYAL PAYLAŞIM AĞLARINDAN şiddet olaylarını yayınlarken, şiddeti yeniden üretmemelerini ve sıradanlaştırmamalarını istiyor; bu bildirgeyi kamuoyuna sürekli olarak yansıtmalarını ve toplum tarafından içselleştirilmesine katkı sağlamalarını bekliyoruz.

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’ ne bu Zirveyi düzenlediği için teşekkür ediyor, Antalya Kadın Zirvesi’ne süreklilik kazandırmasını bekliyoruz.


 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın

DİĞER HABERLER

cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>