>

KÜLTÜR-SANAT

“Can”lıyız Can’lı mı Can’lı”

Hayatın içinden bir an bile eksilmemiş, kendine bile sığmamış ve taşmış bir şairi 85. doğum yılında kendi şiirlerinden uyarlanmış hayat öyküsüyle anmayı planlıyor...
 
   
 
 
     

“Anamın ipiyle indim gökdelen damınızdan Kelebek gibi girdim kelebek camınızdan Taksinize mülkünüze dairenize…
Vesairenize…
Şiir fenerimle de baktım, son çığlık!
Aşk yokmuş sizde beş paralık!
Gidiyorum ben boşçakallar
Sıçmışım ortalık yerinize
Kıçımın fosforuyla aydınlanın siz artık!”


Tiyatronun ilk oyunu olarak da “Can” seçilmiş. “Can”ı Can Yücel Şiirlerinden Türk Tiyatrosunun büyük ustası Genco Erkal uyarlamış. Oyunda, Can Yücel şiirleri kadar muzip, sert, dik ve duyarlı, Türk resminin desen virtüözlerinden biri olarak kabul edilen Mehmet Güleryüz’ün “Can” için hazırladığı desenler de rol alacak Kemal Kocatürk’le birlikte. Oyunu Kemal Kocatürk yönetiyor ve oynuyor. Son yıllarda yaptığı rejiler ve oyunculuğuyla adından sıkça söz ettiren Kemal Kocatürk’e bu yolculukta, Ayça Kocatürk’ün müziği eşlik edecek. Can Yücel’in şiirleri, Mehmet Güleryüz’ün desenleri gibi, müziğin de aynı yalınlığın içinden süzülerek seyircinin kulağına fısıldamasını istiyor Ayça Kocatürk. Üstüne üstlük “en az Can Yücel şiirleri kadar yalın ve tek başına duracak benim sahne plastiğim” diyor Sırrı Topraktepe. Sahneye yerleştirdiği bir merdiven, uzayın ve uzamın boşluğunda bütün yönlere anlamı somutlaştırırken, hepimizin evinde olması gereken bir objeymiş gibi kendi gerekliliğini ve hayatı kolaylaştırma çabasını bize dayatıveriyor. Sanki tüm bu olup biteni en yalın halleriyle ilk defa görüyormuşuz gibi hayatımıza sokuyor Aslı Atasoy’un ışığı.

“Canlıyız, canlı mı canlı
Ölüler yaşamadıkları için ölüler.
Yaşam adına ölenler
Kıyamete kadar yaşayanlar”


Kemal Kocatürk “Can” oyunu özelinden şunları söylüyor: “Kendine bile sığmamış ve taşmış bir şairi hangi mezar sınırlayabilir ki? Definesini, sırrını kendine değil ülkesine ve insanına armağan etmiş bir ozanı mezarında bile rahat bırakmamış bir toplumun bireyi olarak, 85. doğum yılında onu anmamın haklı gururunu yaşıyoruz. Ölüsünden bile bu denli korkan insanların varlığı onun bir kez daha ne kadar haklı ve büyük bir ozan olduğunun göstergesidir. O ki bu toplumun, bu coğrafyanın, mezarını talan edenlerin bile rahatsızlıklarını, sıkıntılarını yılmadan haykırmış büyük bir ozandı. Bu büyük ozanı 85. doğum yılında kendi şiirlerinden uyarlanmış hayat öyküsüyle anmayı planlıyoruz. Bu proje mayıs ayı başında start almıştı, Can Yücel’in mezarına yapılan saldırı, onun ölümsüzlüğünü bir kez daha kanıtlarken bizleri de bu proje konusunda daha da ateşledi. Ben kendimce Can Yücel’e olan sevgimden dolayı kurduğum ve yolunu kurguladığım tiyatromun ilk oyunu olarak “Can” ile Can Yücel’e bir kez daha dokunmak istedim.”

Can Yücel şiirlerinin birçok katmanda hayat bulacağı oyunda Can Yücel’i 85. doğum yılında biyografik bir şekilde uyarlanmış şiirleriyle anmayı planlayan Tiyatro Kumpanyası’nın “Can” adlı oyunu, 9 Ekim 2011 Saat 18:00’da Kozzy AVM Gönül Ülkü Gazanfer Özcan Sahnesinde ilk kez seyirci ile buluşacak. Oyun, daha sonra 13 Ekim 2011 saat 20:30’ da Muammer Karaca Tiyatrosu’nda izlenebilir.


 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>