>

RÖPORTAJ

Burcu Kara Ekranların Duru Güzelliği

Spiker olarak başladığı ekran yolculuğuna oyunculuk kariyeriyle devam eden, güzelliğiyle izleyenleri kendine hayran bırakan Burcu Kara ile evliliği, oyunculuk serüveni ve gelecek projeleri hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
 
   
 
 
     

Eğitim hayatına erken başladınız ve erken bitirdiniz. Böylece hayata biraz daha erken atılmış oldunuz. Bu durum size neler kattı?

Hayata çok erken atıldığım için her şey çok hızlı gelişti. Bu durum aslında hem iyi hem kötü. Mesela hiç kendi yaşıtım biriyle okumadım, herkes benden iki üç yaş büyüktü. Hatta üniversiteye başladığımda on altı yaşındaydım ve yurtta benden on yaş büyükler vardı aslında anormal olan benim yaşımdı. Hayatım boyunca hep sınıf arkadaşlarımdan fiziksel ve duygusal şiddet görmüşümdür. Ailem ve etrafımda yaşımı unutup her zaman benden beraber okuduğum çocukların olgunluğunu bekledi, belki ben de kendimden bekledim. Erken okula gitmenin negatif tarafları daha çok gibi görünüyor. Mesela uzun yıllar master yapmayı düşünmedim hiç ama sonrasında otuz yaşımda oyunculuk masteri yaptım.

Oyunculuk kariyerinizden önce haber spikerliği ve yatırım uzmanlığı serüveniniz var. Yaptığınız bu meslek gruplarından edindiğiniz tecrübeler nelerdir?

Hayatta yaşanılan her şey birer tecrübedir. Sizi zenginleştirir ve hayattaki duruşunuzu belirler. Oyunculuktan önceki hayatım da beni oyunculuğa hazırlamış. Hayatın ta kendisini oynayabiliyorsan, canlandırmaya çalıştığın karakter gerçek oluyor. Geçtiğim yollar, yaşadığım başarısızlıklar, mutsuzluklar beni yapmak istediğim şeye getirdi. O yüzden insanların en ufak mutsuzlukta yıkılıp, pes etmelerine kızıyorum. Oysaki hayatın, bir sonraki aşamada sana ne hazırladığını umut etmezsen ömür geçmez.

Oyunculuğa ilk başladığınız yılları hatırladığınızda sizi en çok heyecanlandıran anlar hangisiydi?


Yıllardır hayranı olduğum ünlülerle burun buruna oynamak beni çok heyecanlandırıyordu, setlere zangır zangır titreyerek başlardım. İlk zamanlarda nerede duracağımı ne yapacağımı bilemiyordum, işi aksatmaktan, setin düzenini bozmaktan korkuyordum. Ama sonrasında tadını çıkarmaya başladım.

Unutamadığınız bir set maceranızı bizimle paylaşır mısınız?

İlk dizim Haziran Gecesi’nin dizi setinde beni on yedi saat bekletmişlerdi. Tabi sonrasında sette olduğumu unuttuklarını anladım. O günden sonra dizi setine her gelişimde reji ekibine görünürüm.

Sizi ekranlarda hep içtenliğiniz ve samimiyetinizle gördük. Pozitif enerjinizi neye borçlusunuz?


Öncelikle çok teşekkür ederim. Eğer öyle hissettiriyorsam ne mutlu bana. Çok teslimiyetçi bir yapım vardır ve hep hayırlısı buymuş diye yaşarım, öfkemi bastırırım. Tabi bunun da faydasını hep gördüm. Hırslarımla beslenmem, herkesin kısmeti neyse öyle yaşar diye düşünüyorum. O yüzden başkalarının işini gücünü, malını mülkünü asla görmem sadece kendimle uğraşırım. Bunu da herkese tavsiye ederim, çok hafif yaşıyorsun. Bir de geçmişe bakmamak, öğreneceğimi öğrendim deyip önümüze bakmak en iyisi. Kısaca kendimizi olumsuz düşüncelerden sıyırıp hep yol almak gerekiyor.

Drama mı eğlence mi size kendinizi daha iyi hissettiriyor?

Kesinlikle eğlence. Drama insanın enerjisini çok düşüren bir şey. Çünkü etkisinde kalmamaya imkan yok.

Eğlence programı “Komedi Dükkanı” ve “Arkadaşım Hoşgeldin” ile sesiyle yakından tanıyıp merak ettiğimiz eşiniz Fırat Parlak ile evliliğiniz nasıl gidiyor?

Çok sevdiğim ve saydığım bir eşim var, çok mutluyum. Kendisi de bana karşı öyle. Çok fazla ortak zevkimiz var. Beraber vakit geçirmeyi, doğayla ilgilenmeyi, evde vakit geçirmeyi, misafir ağırlamayı, seyahat etmeyi seviyoruz. Birbirimizin üzerinde hakimiyet kurmaya hiç çalışmadık ve bu en kıymetli şey.

Sizce uzun ve sağlıklı bir ilişkinin sırrı nedir?


Sınırlara saygı duymak, empati kurmak ve evlide olsan ona alan bırakmak gerekiyor. Sahibi olduğun biri değil de hayatı paylaştığın biri olduğunu unutmamak gerekiyor.

Ailece yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?

Arabayla seyahat etmekten, hiç bilmediğimiz bir yere gitmekten, yeni insanlarla tanışmaktan ve yeni yerler keşfetmekten keyif alıyoruz. İkimizde hayata karşı maceracı ve meraklıyız.

Çocuğunuz da sizin gibi oyuncu olsun ister misiniz?

Sadece mutlu olduğu şeyi yapmasını istiyorum. Elimizden geldiğince bunun için çabalıyoruz çünkü hem benim hem babasının hikayesi de engellerle dolu. Ulaşmak istediğimiz yere çok zor geldik. Onun da bizim kadar mücadeleci olmasını çok isterim. Umarım güçlü bir çocuk olur.

Oğlunuz ileride bu röportajı okuduğunda ona nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Seni ne kadar sevdiğimi umarım anlatabilmişimdir oğlum.

Sizi ekranda görmeyi özledik. Gelecek projeleriniz var mı?


Evet, “Karanlıkta Komedi” oyunumuza devam ediyoruz. Sürpriz bir dizi de konuk oyuncu olacağım ve senaryolarını okuduğum yeni dijital projeler de var. Umarım sevilen işler olur.

Dijital platformlar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Dijital platformlar; daha özgür olabildiğiniz, hem yapımcıların hem oyuncuların yeni denemeler yapabildiği bir ortam. Reyting kaygısı olmadan hayal gücünü kullanabildiğin bir alanda çalışabilmek hepimize çok iyi gelecek. O nedenle dijital platformların daha da artmasını diliyorum.

Yoğun tempoda kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz?


Aslında çok vakit ayıramıyorum. Vaktim olursa bir kahve ve bir kitapla vakit geçirmek en sevdiğim şey. Evimle, bahçeyle ilgilenmek bana çok iyi geliyor. Bir de İstanbul’u çok seviyorum. Boğazda bir yerde oturmak, arkadaşlarımla vakit geçirmek, büyük masalar, uzun sohbetler hayatın en zevkli yanları.

Güzellik ve bakım ritüelleriniz nelerdir?

Açıkçası sürekli yaptığım bir şey yok. Ama asla makyajla yatmam. Yüzümü her gün temizler ve nemlendiririm. Ama cildimin sorunsuz olmasının en büyük şifası, güneş kremi. Kışın bile koruyucu kremler kullanıyorum.

Olmazsa olmaz diyeceğiniz şeyler var mıdır?

Büyük laflarım hiç yok ama prensiplerim var. Hayatımda, genel huzurumu bozacak hiçbir şeyi istemiyorum. Evimin düzenini bozacak çalkantılardan korkuyorum. Hayatın çok kısa olduğunu her şeyin gelip geçici olduğunu unutmadan, kimseyle tartışmaya girmeden yaşamaya çalışıyorum.

“Asla yapmam” der misiniz?

Asla, çok iddialı bir kelime. Hayat çok değişken ve büyük sınavlarla dolu. Seni kaçındığın yerden vuruyor. Genelde “asla yapmam” demiyorum.

Geçmişten bu güne düşündüğünüzde sizi kariyer anlamında en heyecanlandıran proje nedir?

Şu anki oyunum olan “Karanlıkta Komedi” en heyecanlandıran projem oldu. Çok adrenalin dolu ve çok yüksek ritimli bir oyun. Sahneye çıkmak için sabırsızlanıyorum.


Röportaj: MAG
 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>