>

AŞK - CİNSELLİK

Sevmek İçin Önce Kendinizi Tanıyın

Sevgililer Günü kimileri için gerçekten büyük anlam ve önem içerirken kimileri “sevgi tek güne mi sığar” diye kutlamayı aklından bile geçirmez.
 
   
 
 
     

Temelde unutulmaması gereken gerçek sevgiyi tatmak ve yaşamak için kişinin öncelikle kendisini sevmesi ve tanıması gerekliliğidir.

Sevgililer Günü bu cumartesi kutlanıyor. Sevgilisine özel sürprizler yapmak için herkes yeni fikirler peşinde koşarken asıl üzerinde düşünülmesi gereken sevginin anlamıdır. Psikolojik Gelişim ve Değişim Uzmanı Gülden Üner, sevginin yaşamın bir armağanı olduğunu belirtirken “Yaşamın kaynağı olan aşkı idrak edebilmek ve bunu sevgi boyutunda yaşayabilmek için kendinin farkında olmak, kendini bilmek, kendini sevmek çok önemlidir” diyor.

Kilit 4’lü: Özsevgi – özsaygı – özdeğer - özgüven


Ancak kendini tanıyan, kendi kişilik yapısının ötesindeki “öz ile bir olmuş” insanın içten bir sevgiden bahsedebileceğini kaydeden Üner, “İnsanın iç dünyasında ne varsa dışa da yansıyan odur. Bu nedenle kişinin kendisiyle ilgili ne düşündüğü, kendisini ne kadar tanıdığı yaşamın her alanıyla kuracağı ilişkiyi belirler” görüşünü dile getiriyor.

İnsanın psikolojik ve ruhsal sıkıntılarının temelinde “özsevgi, özsaygı, özdeğer ve özgüvenin” yattığını belirten Üner’e göre, herhangi birinin eksikliğini hisseden bir insan kendinde bulamadığı bir şeyi dış dünyasında ne bulabilir ne de yansıtabilir.

Kendini sevmek narsizm değildir


Kendini sevmenin; bencilce hayatı yaşamak, sadece kendinle ilgilenmek ve narsizme kayan davranışlar sergilemek olmadığını belirten Üner şöyle devam ediyor: “İnsan sevgiyi kalbinde tam olarak hissetmeye başladığında seven ve sevilen bir olur. Sevgide sen ben yok olur. Sonsuzluğa uzanan birlik oluşur. Bu birlik hali denge halidir.”

Sevginin önündeki en büyük engelin “zihinsel sınırlarımız” olduğunu belirten Gülden Üner şöyle devam ediyor: “Zihin bizi daima dışarıya odaklama ve andan uzaklaştırma eğilimindedir. Bu nedenle özbenliğimizden uzaklaşarak yaşamaya başladığımız andan itibaren sevgiyi hissedemeden huzursuz oluruz. Daha agresif ve tepkisel davranışlar gösteririz. Kendini zihnin olumsuzluğuna hapseden kişi, sevmeyi bilemediği gibi verilen sevgiyi de alamayacak haldedir ve ilişkilerinde çoğunlukla hayal kırıklığı yaşar. Zihnin esaretinden kurtarmış ve özbenliğiyle hareket eden insan ise yaşayan insandır. Seven ve sevilendir.”

 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>