>

DİĞER HABERLER

Evlilik Dışı...

"Evlilik dışı çocuk sahibi olmak, bir gecelik ilişkiler, erkeğimi veya erkeklerimi seçebilmem..." Almula Merter'in yeni yazısı...
 
   
 
 
     
EVLİLİK DIŞI....

Bu yazımda beni hep rahatsız eden, toplumda hâlâ çok ahlaksızca bir olay yerine konan; evlilik dışı çocuk sahibi olmak, bir gecelik ilişkiler, erkeğimi veya erkeklerimi seçebilmem, kimseye aslında verilecek hesaplarımız olmadığından söz etmek istiyorum. Bizler hâlâ at gözlüklerimizi çıkarmadan toplumda her şeyi kurallara bağlı olarak yaşıyoruz. Ve bu nedenle hep mutsuz kadınlar oluyor, mutsuz hayatların içinde yer alıyoruz. Hep birilerine bağımlı olma zorunda hissediyoruz kendimizi.

Hayır, önce silkelenip kendimize gelmeliyiz. Bizler hak ettiğimiz şekilde yaşamalı ve bu hakkı almalıyız. Çoğu kadın çocuk sahibi olmayı özellikle belli bir dönemde çok fazla ister. Ama toplum kuralları bu işin tek başına olamayacağını mutlak surette (bana göre dünyanın en aptal şeyi, onlara göre en doğru) imzayı şart koşuyor. Babası olmayan bir çocuk doğuran kadın toplum tarafından dışlanıyor. Ve ona zaten meşhur hafif kadın sıfatı yapıştırılıyor. Oysa adam dediğimiz illet bunu bir marifet olarak görüyor ve kendisinden kaç kişinin nasıl hamile kaldığını, ne kadar aptal kadınlar olduğumuzu anlatıyorlar. Bu uzun süreli ilişkilerde de böyle. Hamile kaldın mı, herşeyin sonu demek. Korkunç kavgalara neden oluyor, her türlü hakareti yanında getiriyor, hatta çocuğun kendilerinden olduğu konusunda şüphelere bile vardırıp, en sonunda o çocuğun hayatla bağları kesiliyor.

Oysa bizler onlara ihtiyacımız olmadan bu çocukları büyütebileceğimizi anlatsak ve gerçekten çocuk sahibi olmak istediğimizde, onları hiç önemsemeden (ve o birlikte olduğumuz kişi de olabilir, bizim karakteri hoşumuza giden bir başka kişi de) bunu başarabilsek…

Seks hayatımızı artık kendimiz belirleyebiliyoruz. Bugün kişileri seçme hakkı bize ait. Erkekler bizi değil, biz erkekleri seçmeliyiz. Onlar için değil, kendimiz için seks yapmalıyız. Seksin kurallarını onlar değil, bizler belirlemeliyiz. Birçoğu nasıl kadını seks hayatlarında sadece ereksiyon olup, boşalmanın bir parçası görüyorlarsa, bizde onları aynı şekilde kulanabileceğimizi onlara göstermeliyiz.

Çocuk sahibi olmak için evlilik, daha sonrada o çocuğu yetiştirmek için kölelik zihniyetini ortadan kaldırmalıyız. Onları spermleri dışında kullanmamız gereken hiçbir mecburiyetimiz yok.

Eğer çocuk doğurmaya karar verirsem, bu karakterini ve fiziğini beğendiğim, iyi anlaştığım çok yakın bir arkadaşım da olabilir. O bana bir araç olacaktır. Ve bunu yapıyor olmam, devamında benim ahlaksız olmamı getirmeyecektir. Ben, bana ait olmasını istediğim bir şeye sahip oluyorum. Hem de dünyanın başımıza gelebilecek en güzel şeyine. Ama bunda kendi özgürlüğümü kullanıyorum. Hiçbir zorunluluk olmadan. Benim hayatımın içinde pek çok adam olması, benim fahişelik yaptığım anlamına gelmez. Ben özgür irademle hayatımın içine istediğim adamı sokabiliyorum. Niye bir gecelik ilişki ahlaksızlık olsun ki. Ben bir şeyler yaşamak istiyorum ve yaşıyorum. Her an bir çift yeşil göze kanabilir, güzel, kaslı hoş bir vücuda kapılabilir ve onunla normal şartlar altında asla çıkmayı düşünmeyeceğimiz bir seks yolculuğuna çıkabiliriz.

Madem ara sıra da olsa tek gecelik ilişkiler yaşıyor ya da en azından yaşama olasılığımızı hesaba katıyoruz, böyle bir gecenin sonunda pişmanlık ve utançtan kıvranmamalı, o geceyi bir kabus gibi değil, hoş bir anı olarak hatırlamalıyız. İşte, size serbest atış alanı... Hiçbir şeyden utanmayalım. Kendimizi kısıtlamayalım. "Sonra benim hakkımda ne düşünürler?" yok, çünkü sonrası yok! Bu fırsatı değerlendirin, fantezilerinizin sınırlarını zorlayın ve uzun süreli bir ilişkide ilerisini düşünerek gerçekleştiremediğiniz tüm muzır hayallerinizi devreye sokun. Zihninizi ve bedeninizi serbest bırakarak, ateşli bir gecenin tadını çıkarmaya bakın. Yatakta istediğimiz her şeyi yapabiliriz, bütün cinsel fantazilerimizi birlikte olduğumuz insana uygulayabiliriz. Hamile kalmak istiyorsak kalırız. Çocuk doğurmak istiyorsak doğururuz. Her kim yargılamayı düşünüyorsa ‘haydi herkes yoluna’ diyebiliriz. Biz düşündüklerimizi önce kendimize ve beynimize inandırıp uygularsak, bir süre sonra insanların konuşabilecekleri fazla bir şeyleri kalmadıklarını görürüz. Unutmamalıyız ki hayat her şekilde bize ait. Yaşama ve yargılama bize ait.

Yaşadıklarımızın cevabını kimseye açıklamak zorunda değiliz. Biz izin vermedikçe, hiç kimse bizi yargılayamaz.

SEVGİLERLE...

NOT:BANA AŞK HİKAYELERİNİZİ,GÜZEL VE İYİ ANILARINIZLA YOLLARSANIZ YENİ KİTABIMIN BELKİ DE GİZLİ KAHRAMANLARI SİZ OLURSUNUZ...

www.kravatlikadinlar.com
www.almulamerter.com

Almula Merter

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>