>

DİĞER HABERLER

Gecenin Ödülü

"Belki çok boşlukta kaldığım için… Yani yeni MBA’i bitirip garson olmuş adamın hayatı ne kadar dolu olabilir ki?" E.T'nin yeni yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
Gecenin Ödülü

Sevgililer günü geçti gitti… rahatladım aşksız hayatımda demiştim son yazımda.

Ertesi hafta Heidi ile karşılaştık bir barda. Hemen kaçtım ortamdan, arkadaşla başka bir mekana, ikimizde de negatif yükler. Ancak, beş dakika sonra gelen telefon ve geceyarısı kar-buz demeden Heidi’nin evindeyim. Bütün gece ne kadar saçma bir durumda olduğumuzu konuştuk (!). Sabah bana Chris denen elemandan hala ne kadar hoşlandığını anlatmaya başlamıştı ki, çok ters laflarla olası bir sinir krizini önledim. Allahtan isabetli bir karar verip Boston’a bilet almıştım. 29 Şubat’ta, tam 1 sene 48 gün sonra kız kardeşimi görmeye gittim bir haftalığına. Bizim köyde, aynı viteste takılı kalan hayatımdan uzaklaştım, kardeşimle özlem giderdim. Arada sırada mekan değişikliğinin ne kadar faydalı olduğunu tekrar anladım…

Neyse, 7 Mart Pazar günü indik Madison, Wisconsin’e, Liz ile Bozocan aldılar havaalanından, geldik La Crosse’a. Valizimi bırakıp doğru Lacey ile buluşmaya gittim. Evet, kendime biraz işkence ediyorum. Belki çok boşlukta kaldığım için… Yani yeni MBA’i bitirip garson olmuş adamın hayatı ne kadar dolu olabilir ki? Lacey sonuçta evde ağırlandı. Yaşı benden çok küçük, ikimiz de tedirginiz. Ben her zamanki gibi ilişkisiz/sorumsuz bir hayatın gaddar kurallarına sağdık kalarak ilerisini düşünmemesini rica ediyorum. Ne hissettiğimden de emin değilim zaten… Heidi kazasının izleri geçene kadar ohooo…

Geçen haftayı restoranda çalışarak ve mümkün olduğunca kendimi gecelerden, bayanlardan uzak tutarak geçirdim. Çarşamba akşamı 3-4 arkadaşla bir içki içmeye çıktım, bir de Perşembe öğleden sonra Lacey geldi. Herşey normal, düzenli derken Cumartesi 3 bayan müşteri geldi restorana. 23-24 yaşlarında… servis sonrası rica ettiler onlarla oturup muhabbet etmemi, hayatımda düzen zor benim dedim… sohbet koyulaştı, hesapla beraber telefonumu da verdim. Gece bir barda buluştuk… Hep yazdığım The Library’de, oradan Legends denen yeni bir mekan. Maggie, Jen, Nicole… İçkiler… dans ve ben aradayım, Jen-Maggie ikilemi. İki yakın (!) kız arkadaş daha 3 saat önce tanıştıkları garson çocuk için yarışır gibiler. Sanki ben gecenin ödülü ve en delice hareket eden tarafından kazanılıcam. Biliyorum bazen hayata bakışım oldukça sığ oluyor ama ne yapabilirim. Zamanı kısıtlı, evliya çelebi gibi oradan oraya dolanan 24 yaşında bir erkek olarak düşünün işte… Maggie oldukça sarhoş, buzdolabından biraz su… balkona çıkıp sigara ve odadayız. Arada çalan telefonda Jen’e söylediği büyük yalanla olayın boyutu değişiyor. “Jen, ben evde uyuyorum yarın konuşüruz.” Telefonu kapatıp bana dönüyor “Aslında seni bu gece Jen istiyordu.” (içimden hayatımı filme almak geçiyor o anda, ya da bütün maceralarımı kitap haline getirmek) Sabah arabasına bırakıp eve dönüyorum. Bir gece yemeğe çıkmak için sözleşiyoruz.

Kanepede yatıyorum, aklımda hiçbir sorun yok, oysa Heidi’yle olan aşk müsfettesi ilişkim beni ne hallere getirmişti. Anlık hayatıma giren bayanların kısa ama yoğun mutlulukları ile huzur buluyorum. Saatleri günlermiş gibi paylaşıp duygusuzca ayrılıyoruz… özel hayatlarımız kendimize kalıyor. Yaşananlar da işte böyle birkaç paragrafta özetleniyor. Aşkı yaz deseler ne yaparım???


et_notlar@hotmail.com

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>