>

DİĞER HABERLER

Her güne bir film

"Bu hafta yedi ayrı film, yedi ayrı lezzet var önümüzde. Büyük usta Bernardo Bertolucci’nin..." Talip Ertürk haftanın filmlerini yorumluyor.
 
   
 
 
     
Her güne bir film

Bu hafta yedi ayrı film, yedi ayrı lezzet var önümüzde. Büyük usta Bernardo Bertolucci’nin son filmi “Düşler, Tutkular ve Suçlar”, Fransız sinemasından hastalıklı bir aşkı naif biçimde sunan “Cesaretin Var mı Aşka?” ve 3 dalda Oscar adayı “İnci Küpeli Kız”, haftanın Avrupalı temsilcileri. Hollywood tarafında ise “Babasının Kızı”, “Çılgın Cuma”, “Freddy Jason’a Karşı” ve “Takıldım Sana” yer alıyor. Anlayacağınız bu hafta herkes için mutlu olacak birşeyler var.

Düşler, Tutkular ve Suçlar / The Dreamers

İtalyan ve hatta Avrupa sinemasının en büyük yönetmenlerinden Bernardo Bertolucci’nin, Paris’i mesken tutan son filmi “Düşler, Tutkular ve Suçlar”, toplumsal olaylarla tansiyonun iyice yükseldiği 1968 yılında 3 sinefilin öyküsünü anlatıyor. Fransız yeni dalgasına, Amerikan klasiklerine, Nicolas Ray’e, Buster Keaton’a ve Charlie Chaplin’e göndermelerle dolu bu özel film, öncelikle sinema sanatına gönülden bağlı izleyicilere sesleniyor. Temelde, Matthew, Isabelle ve Theo’nun sıradışı ilişkisine odaklanan film, çarpıcı sevişme sahneleri ile de adından çokça söz ettirdi doğal olarak. Daha önce vasat bir gerilim çalışması olan “Murder by Numbers”da izlediğimiz Michael Pitt’in başrolünde yer aldığı filmin asıl yıldızı ise, ilk kez kamera karşısına geçen ve hem performansı hem de cüretkârlığı ile Eva Green.

Cesaretin Var mı Aşka? / Jeux D'enfants

Herkes çocukluğunda saçma oyunlar oynamıştır elbette. Ancak çocukça bir oyunu 30 yıllık bir zamana yaymak akıl kârı değil tabii. Cesaretin Var mı Aşka’nın kahramanları Julien ve Sophie, henüz çocukken başladıkları ve tüm hayatlarını değiştiren bir oyunun çevresinde uzun yıllarını birlikte geçiriyorlar. Fransız sinemasının ‘farklı’ karakterleri, ‘farklı’ bir görsellikle anlatan bu filmi, ilk bakışta herkese Amelie’yi çağrıştırıyor olabilir. Ancak Amelie’nin insanın içini huzur dolduran hikayesine karşılık, Cesaretin Var mı Aşka, dışarıdan son derece naif görünen saplantılı bir aşkın öyküsünü anlatıyor.

İnci Küpeli Kız / Girl with a Pearl Earring

1632 yılında Hollanda’nın Delft kentinde doğan ve tüm yaşamını doğduğu yerde geçirdikten sonra 1675’de burada yaşama veda eden ressam Johannes Vermeer, hemen tüm büyük ressamlar gibi, yaşadığı sürede değil de, öldükten sonra saygı görmeye başlamış bir sanatçı. Ressamın 1665 yılında yaptığı İnci Küpeli Kız tablosu ise, yaklaşık 350 yıl sonra aynı adlı filme ilham kaynağı oldu. Johannes Vermeer’ın yaşam öyküsü ve ‘inci küpeli kız’ ile ilişkisi çevresinde gelişen yapım, Colin Firth, Scarlett Johansson ve Tom Wilkinson gibi yetenekli oyuncuları buluşturuyor. Film, 3 dalda Oscar’a aday olmasının yanı sıra, “Lost in Translation” ile birlikte Scarlett Johansson’ı sinema dünyasının yeni gözdeleri arasına soktu. İnci Küpeli Kız, her karesi özenle tasarlanmış görselliği ve ışık kullanımı ile sinemaseverlere enfes görsel tatlar sunarken, Colin Firth ve Scarlett Johansson arasındaki ‘kulak delme’ sahnesi gibi birkaç özel sahne ile de unutulmazlar arasına giriyor. Tartışmasız haftanın en iyisi, kaçırmayın diyoruz…

Babasının Kızı / Jersey Girl

Amerikan bağımsız sinemasının 90’lı yıllardaki en eğlenceli yönetmenlerinden Kevin Smith’in senaryosunu da yazdığı ve babasına ithaf ettiği Babasının Kızı, yönetmenin kendine özgü mizahı ile renklendirdiği ilginç bir yapım. Kevin Smith için fazlasıyla sıradan bir öykü anlatan Babasının Kızı, karısını doğum sırasında kaybettikten sonra yaşamını kızına adayan bir menajerin öyküsünü anlatıyor. Ben Affleck ve Liv Tyler’ın başını çektiği kadroda kısa rollerde Jennifer Lopez, Jason Biggs, Will Smith ve Matt Damon gibi isimler var. Kevin Smith hayranları için bir parça hayal kırıklığı söz konusu olsa da yönetmene hak vermek gerek; önümüzdeki film, bir evladın babasına olan gönül borcu. Dolayısıyla fazla acımasız davranmamak gerektiği kanısındayız..

Çılgın Cuma / Freeky Friday

Hollywood bazı hikayelerden asla vazgeçmiyor. Bedenleri değişen iki insanı daha önce perdede kaç kez görmüştük? Bu kez de; Çılgın Cuma‘da Jamie Lee Curtis kızıyla bedenlerini değiştiriyor. Mary Rodgers’ın aynı adlı romanından uyarlanan film, nesil farkının yarattığı sorunlardan muzdarip bir anne-kızın öyküsünü anlatıyor. Başroldeki Jamie Lee Curtis’e performansı ile Altın Küre adaylığı getiren film daha önce 4 kez sinemaya uyarlanmış aynı adlı romandan uyarlama.

Freddy Jason’a Karşı / Freddy vs. Jason

Korku sineması pek fazla açılıma sahip olmayan bir tür bildiğiniz gibi. 90’li yıllarla birlikte artık anlatılacak yeni bir hikaye kalmadığını anlayan sinemacılar, klasiklere gönderme yapmaktan da sıkılınca yeni bir fikre yöneldiler; korku sinemasının kült kötü karakterleri özenle kurulmuş bir hikaye ile karşı karşıya getiriliyor ve seyirci iki efsane kötü adamı bir arada izleme olanağına kavuşuyor. Freddy Jason’a Karşı ile başlayan bu akımın gişede gördüğü büyük ilgi üzerine, Yaratık ve Av serisinin iki acımasız yaratığı “Alien Predator’a Karşı”da karşı karşıya getirildi örneğin. Önümüzdeki film ise, korku-gerilim türüne bir genel bakış niteliğinde; türün formüllerinin ve klişelerinin üzerinden geçmekte beis görmüyor.

Takıldım Sana / Stuck on You

“Salak ile Avanak”, “Ah Mary Vah Mary” ve “Ben Kendim ve Sevgilim” gibi komedilerle tanınan yönetmen kardeşler Bobby ve Peter Farrelly, yeni filmleri Takıldım Sana ile karşımızda. Matt Damon ve Greg Kinnaer’ın yapışık ikizler olarak karşımıza çıktığı filmde Eva Mendes ve Cher de önemli rollerde. Takıldım Sana’da ikiz kardeşlerden biri aktör olma tutkusu ile Hollywood'a gitmeye karar veriyor; ikizi de ister istemez kendisine eşlik ediyor elbet. İşin ilginci Walt, şans eseri tanıştığı Cher sayesinde şov dünyasına hızlı bir giriş yapıyor…

Talip Ertürk

taliperturk@hotmail.com

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>