“Oğuz Aradı ”
"Nereden çıktı bu adam? Tam da yalnızlığıma alışmış, bahtsız bekarlar kalabalığına karışmışken…" İnci'nin yeni yazısını okumak için tıklayın!
Nereden çıktı bu adam?
Tam da yalnızlığıma alışmış, bahtsız bekarlar kalabalığına karışmışken…
Bir düzen kurmuştum kendime; tamam belki çok heyecan verici, bahar günleri gibi sarhoş edici değildi hayat, ama “rutin” inde kendine has bir güvenilirliği vardır icabında.
Örneğin bir ilişki esnasında kafanız çok nadiren “huzurlu” olur. Aslında mütemadiyen düşünce balonları şişirir orta yere salıverirsiniz. Bir balon patlar, yerine hemen bir yenisi şişirilir özenle. İlişkide huzur olmaz “kıpraşma” olur daima. İnsan, çişi gelmiş çocuk gibi oturduğu yerde kıpraşıp durur. Ya telefon bekler, ya güzel bir söz, ya bir özür…Hiçbiri olmasa mutluluğundan tasalanır; “ya birşey olur da büyü bozulursa” diye düşünür durur.
Belki bu aralar ben biraz karamsarım bu ilişki mevzusuna dair. Ama çevreme ne demeli? İlişki yaşayan bütün arkadaşlar aynı dertten müzdarip. Pek azı kendini güvende hissetmekte. Alınan darbeler kolay unutulmuyor, herkesler bir şekil aşktan kaçıyor. Aslında sanırsam herkesin içinde “doğru kişi” yi bulacağına dair bir umut var da bu umut pek günyüzüne çıkamıyor…
Niye anlatıp duruyorum bunları; Oğuz’un ansızın ortaya çıkışına bir girizgah hazırlamak yegane amacım. Yoksa ne ilişki uzmanıyım, ne Güzin Müzin Abla…
Bunca zaman sonra…
Ayaklarımı uzatmış TV izlediğim normal mi normal bir Pazar akşamında;
“lülülülülü lülülülüülülü”
Cep telefonum çaldı. Bengi’den telefon bekliyordum, sinemaya gidecektik belki, telefonun üstünde yazan isme bakmadan açıverdim;
-efendiiiiiim?
Sessizlik…
-merhaba İnci, Oğuz ben
Da-da-da daaaaam!!!
Ayağa fırlamışım farkında olmadan, fırlarım tabiii,kan beynime fırladı çünkü. Oturarak konuşamayacağım kadar “kıpraşım” yaratan bir durumla karşı karşıyayım. O anda aklımdan bir sürü şey geçti ama şimdi hiç hatırlayamıyorum. Ben değil de başkası konuşuyormuş, ben de karışan hatta girip dinliyormuşum hissine kapıldım. Sözcükler öylece ağzımdan dökülüverdi;
-Merhaba Oğuz
“Merhaba Oğuz” muş…Cık cık cık, içimden neler geçti de sadece bunu diyebildim kırpa kırpa. Mesela; eşşek herif beni niye hiç aramadın, hiç mi özlemez insan bunca zaman, bu kadar mı çabuk doldurdun yerimi, özel olduğumu söylemiştin, kesin herkese söylüyorsundur sen, seni yumruklamak istiyorum, duymadım sanma vukuatlarını, sarışın bi hatunla görülmüşsün, hani sarışın sevmezdin, yalancısın, eşeksin,eşek eşek eşek eşek eşek eşek eşek eşek eşek eşek…” şeklinde uzayıp giden, güzeller güzeli hayvan “eşek” in kulaklarını çınlatmaktan öteye de gidemeyen cümlecikler geçti aklımdan. Ama demedim tabii, diyemedim…
-İnci sadece nasıl olduğunu merak ettim, uzun zaman oldu…
Yaaaa oldu mu o kadar? Alla alla, hiç farketmemişim zamanı Oğuz, benim için göz açıp kapayıncaya kadar geçti, hatta hayatımdan çıktığının bile farkında değildim inankiiiiiii…de diyemedim pek tabii. Bunu da sadeleştirince, geriye kaldı;
-evet…gayet iyiyim Oğuz, sen?
-ben de öyle. Bildiğin gibi iş güç yoğun, koşturuyorum, seyahatten yeni geldim.
-anladım!
-şeyy umarım herşey yolundadır…
-tabii ki herşey yolunda Oğuz, hiçbir problem yok,sağol…
Sessizlik(10 saniye kadar)
-İnci (burada sessizlik 5 saniye) seni özledim!
Al işte al al al!!!
Anlatmaya çalıştığım buydu. Bu erkek milleti insanı fıtık etmenin binbir yolunu bilir, bilmezse öğrenir, öğrenirse uygular. İmece usulü çalışır bu tür; kadınlara karşı beraberce silah geliştirir, silahlarını paylaşırlar.
Yahu adam, eşek adam, ben seni unutana kadar neler çektim biliyo musun sen?
Ne kilolar aldım, ne kilolar verdim, umrunda mı?
Saçlarımın rengini değiştirmem neden senden ayrıldığımız zamana denk geldi?
Hatta abartıp evimi değiştirmek istememe ne demeli…
Hayatımı tekrar yoluna koyana kadar,
Hangi yollarda kayboldum en ufak fikrin var mı?
Şimdi öyle birdenbire ortaya çıkıp; “seni özledim” diyemezsin işte!
Dersin de, deme yani…
Dedi evet.
Oğuz beni özlemiş!
Nedir bu hissettiğim; öfke, gurur, ya içimde kıpraşıp duran rengi mutluluğa çalan aptal heyecana ne demeli?
Ah İnci ah, kızım seni ne yapmalı ne etmeli…
İnci
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Sosyal Medya Filtreleri Güzellik Algısını Saç Ekimine Yönlendirdi!”
“İstanbul Bir Kez Daha KüçükÇiftlik Park’ta Horona Duracak!”
“Sivilceyle Başa Çıkmanın Yolları”
“Dünyaca Ünlü Ses Şifacısı Leo Cosendai Türkiye’ye Geliyor!”
“Soğuk Havalarda Cilt Kuruluğundan Korunun”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32