>

DİĞER HABERLER

Tanrıların kutsal şehri Varanasi - 2

"Varanasi hinduizmin en güçlü tanrılarından tanrı Şiva’nın şehri olarak kabul ediliyor." Emre Ayan'ın yeni yazısını okumak için tıklayın...
 
   
 
 
     
Varanasi hinduizmin en güçlü tanrılarından tanrı Şiva’nın şehri olarak kabul ediliyor. Bu yüzden hindular için tüm şehir kutsal ilan edilmiş. Hindular bu kutsal şehirde ölecek olan herkesin cennete gideceğine yani ruhunun huzura kavuşacağına inanıyor. Bu inancın doğal sonucu olarak bir milyarın üzerinde nüfusa sahip Hindistan’da kim yakında öleceğini düşünüyorsa, kimin hastalığının çaresi yoksa Varanasi’ye geliyor. Şehrin büyük bir kısmı ölmeyi bekleyen insanlarla dolu!



Ganj kıyısındaki bazı Ghat’lar salgın hastalığı olan ve tedavi edilemeyen insanlar için ayrılmış. Karantinada, kimsenin girmesi yasak! O binalara giriş var ama çıkış yok. Bazı binalar ise sadece yaşlılar yada kanser gibi hastalığı olanlar için kullanılıyor. Doğal olarak her gün yüzlerce kişi ölüyor. Hinduizmde ölen kişinin ruhu bedenden ayrılabilsin diye beden yakılır. Bu iş için üç ayrı ghat ayrılmış. İki tanesinde insan bedenleri odun ateşinde yakılıyor, birinde ise fırınlarda. Odunla yakılmak tercih ediliyor ancak pahalı olduğu için sadece zenginler odunla yakılabiliyor. Bazı fakir aileler ise ölen yakınlarını fırında yaktırmayıp gömmeyi ve para biriktirip birkaç yıl sonra bedeni topraktan çıkartarak yakmayı tercih edebiliyor. Oturduğum yerden ateşleri görebiliyorum. 24 saat boyunca durmadan yanıyorlar. Her ghatta 6 -7 ayrı ateş aynı anda yanıyor.
İlginç bir detay ise; din adamlarının ve 12 yaşından küçük çocukların yakılmalarına gerek olmadan nehre atılmaları. Onların yakılmalarını gerektirecek kadar çok günahları yokmuş! Bu yüzden bedenlerine biraz ağırlık bağlayıp nehre bırakıveriyorlar. Nehir kuru mevsimde alçalınca sahilde insan kemikleri ve kafataslarından oluşan pekte hoş olmayan bir görüntünün çıkmasının nedeni buymuş meğer!


Nehrin hemen yanında yapılan kısa bir tören sonunda bedenin altındaki odunlar ateşe veriliyor. Kısa bir süre sonra geriye sadece küller kalıyor.

Fırınlar ise daha kapalı ve medeni. Ama onlarında bir kötü yanı var. Bacalarından çıkan küller! Varanasi’ye gece yarısı varmıştım. Bindiğim rikşaya (üç tekerlekli bisiklet) nehir kenarında bir otelde kalmak istediğimi söyledim. Çok zorlanmadan duşu olan ve temiz görünümlü bir oda buldum. Hava çok sıcak olduğu için tüm gece camlar açık uyudum, sabah ise yine camları açık bırakıp dışarı çıktım. Akşamüstü geldiğimde fırınlı ghatın tam arkasındaki otellerden birini tutmuş olduğumu yatağımdaki küllerden anladım! Ve o gece 3 aydan beri ilk kez yatağımda yalnız uyumayacaktım! :)


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>