>

DİĞER HABERLER

Telvin Zamanı

"Erkan Oğur, Turgut Alp Bekoğlu ve İlkin Deniz, Telvin adıyla 10 yıl önce çıktıkları yolcuğu kendi ismlerini taşıyan bir albümle müzik tarihine armağan ettiler." Aslı Atasoy'un yeni yazısı...
 
   
 
 
     
- Telvin: “Anadolu’nun renkleri caz müziğine uzanıyor”

- Renkler renklere, Telvin müziğe dönüşüyor

- Telvin: “Müzik bizim terapimiz”

* Erkan Oğur, Turgut Alp Bekoğlu ve İlkin Deniz, Telvin adıyla 10 yıl önce çıktıkları yolcuğu kendi ismlerini taşıyan bir albümle müzik tarihine armağan ettiler. Yurt dışındaki çok önemli caz festivallerinde sürekli çalan grup Türkiye’de müziğin hasında hoşlanan bir kitlenin yakın takibi altında.


Aslı Atasoy


Telvin, renklerin kendi arasındaki yolculuğu ya da manevi olarak halden hale geçiş olarak da anlamlandırılabilir. Ancak burada Erkan Oğur, Turgut Alp Bekoğlu ve İlkin Deniz’in grup olarak çıktıkları uzun ve zorlu yola adını veriyor.

Telvin, yaklaşık 10 yıllık bir geçmişin birlikteliğini taşıyan farklı bir grup. Geride bıraktıkları yılları stüdyo ve konser kayıtlarından oluşan bir albümle nihayet Kalan Müzik aracılığıyla müzikseverlere ulaştırdırlar. Sonuç; Oğur ve Telvin sevenlerinin ziyadesiyle mutlu olacağı bir albümle karşımızdalar.
Telvin, bu coğrafyanın müzikal mirasını caz müziğiyle kaynaştırmasını bilen konser performanslarında yarattıkları etkiyle insanları derinden etkileyen bir grup. Oğur’un perdesiz gitarının yanı sıra telli çalgılardaki dünyaca tescillenen başarısı bu albümde de kaçınılmaz olarak etkiliyor dinleyini. Turgut Alp Bekoğlu’nun davuldaki tarzı ve İlkin Deniz’in bas gitardaki becerisi de Oğur’un performasına eklenince söyleyecek fazlaca bir şey kalmıyor.

Erkan Oğur, 1995 yılında yola çıktıkları Telvin’in bunca sene sonra sonra albüm çıkartmasını kişisel tercihlerine bağlıyor: “Önceleri sadece çalmak için bir araya geldik. Albüm yapmak gibi bir fikrimiz olmadı. Turgut ve İlkin’le birlikte daha çok doğaçlamaya kayan bir müzikal üretimimiz vardı. Daha sonraları konserlerde çaldık. Yine konser performanslarımızda doğaçlamaya dayanan bir çalma biçimimiz oldu. Hedef olarak albüm yapma fikrimiz olmadığı bu kadar zaman geçti.”

Ayrıca bu süreçte İlkin Deniz’in Amerika’ya taşınması da grubun bir süre müzik yapmasına mani olmuş. Deniz bu süreçte sadece tatillerde bir araya gelerek çalmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Ama yurt dışı festivallerde bir araya gelmeyi ihmal etmemişler. Deniz, Telvin’in New York’dan Hollanda’ya uzanan farklı ve önemli caz festivallerinde daha çok çaldıklarının altını çiziyor. Bu özelliğiyle aslında Türkiye’deki gruplardan farklı bir yapıda oldukları ortaya çıkıyor. Turgut Alp Bekoğlu da bu süreç sonunda geçen sene albüm yapma fikrine karar verdiklerini belirtiyor. Bu karardan sonra eski ve yeni parçaların yeni formları albüme hayat vermiş.

Sadece müzik değil dostluk da var
Erkan Oğur, Telvin’in bu kadar süre albüm yapmadan ayakta kalmasını yaklaşık 20 yıllık dostluklarına bağlıyor: “Bizi bir arada tutan şey sadece müzik değil. Çok eskiye dayanan dostluğumuz ön planda. Ayrıca kişisel olarak yakın dünya görüşlerini paylaşmamız ve hayatlarımızdaki ortaklıklar etkili. Ancak enstümanlarımızı icra ediş biçimlerimizi çok beğendiğimiz de aşikar.”

Anadolu’dan caza
Albümde, Erkan Oğur’un Anadolu’ya yakın duruşunu Deniz ve Bekoğlu’nun daha caza kayan icralarını hissetmek mümkün. Ancak İlkin Deniz’în son zamanlardaki caz vurgusu grubu daha çok cazın içine sokmuş. Söz buraya gelince Erkan Oğur hemen albümün müzikal yapısını açıklıyor: “Emprovize ağırlıklı müzikten ve cazdan hoşlanıyor olmamız ortak nedenler. Belli bir beceri düzeyindeyiz. Aletlerimizle düşünebiliyoruz. Tarzlarımızdan hoşlanıyoruz. Ancak tabii ben daha otantik tarzdan geliyorum. Bir sürü farklı müzik tarzını inceledim ama temelimde halk müziği ve türküler var. İlkin’in etkisiyle daha caza kayan bir sound oldu bu albümde.” Turgut Alp Bekoğlu ise enstrümanları icabı yüzleri daha batıya dönük olduğunun altını çiziyor: “Hem farklılıklar hem ortak noktalar var. Hepimizin ortak noktaları birleşiyor. Ama sonuçta ortaya çıkan şey sentez değil. Tamamen bizim kendi seçimimiz, beğenilerimiz. İçinde Anadolu ve caz birlikte var. Tümüyle caz diye nitelendirmek doğru değil.”

Albümdeki virtüözlük düzeyinde icra saptamasına belli ölçüde katılıyorlar. Oğur bunu senfonik müzik konserine benzeterek Telvin’i bir grup olarak bütünüyle dinlemenin daha doğru olduğunu vurguluyor: “Enstüman olarak dinlediğin zaman doğru değil ama grup olarak müzik gösterisi yapıyoruz. Zor dinlenen bir müzik yaptığımız doğru. Ama bu dinleyiciyi ikinci plana attığımız anlamına gelmemeli. Onları içeri davet ediyoruz. Çalarken enstrümandan uzaklaşıyoruz. Müziğe ve onun enerjisine kayıyoruz. Kendimiz ya da sanat için müzik yapıyoruz gibi yaklaşım yok. Sadece müzik oluşsun ve enerji ortaya çıksın. Bu bizim terapimiz belki bazı insanlarda bu terapinin içine girebiliyorlardır.”

Gruba bas gitarıyla zenginlik katan İlkin Deniz ise 20 yaş altı için zor bir müzik yaptıklarını kabul ediyor. Ancak biraz çabayla müziklerinin içine girebileceklerini de ifade ediyor.

Turgut Alp Bekoğlu ve İlkin Deniz, Erkan Oğur’un etkisine ve ustalığına hayran olduklarını da belirtmeden geçemiyorlar. Zaman zaman konserlerde Oğur’u durup dinlemekten keyif aldıklarını söyleyen grup üyelerinin dinleyenlere önerisi ise bu albümün sakin bir ortamda dinlenilmesi. Bu şekilde müziğin etkisinin farklı bir biçimde ortaya çıkacağını söyleyerek müziğe dahil olmanın ayrıcalığını yaşamanın isabetli olacağını belirtiyorlar.



Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>