>

KÖŞE YAZILARI | ADİL GÜRPINAR

Aşk Bir Gerçek Ama…

"Her sabah pedal çeviren sportmen bir erkekle, onun tatlı sevmediğini bile bile her gün “Bak! Senin için tatlı yaptım aşkım.” diyen bir kadın ne kadar anlaşabilir?" Adil Gürpınar`ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     

AŞK BİR GERÇEK AMA…

Her zaman demişimdir; Sahil yolunda ince teker bisikletiyle her sabah pedal çeviren sportmen bir erkekle, onun tatlı sevmediğini bile bile her gün “Bak! Senin için tatlı yaptım aşkım.” diyen bir kadın ne kadar anlaşabilir? Bir de yenmeyen tatlıları gecenin bir vakti, karanlık mutfağın içindeki buzdolabıyla buluşarak kendi kendine halletme kabiliyetini gösterebiliyorsa. Bilmez mi ki kadın sportmen adam idealisttir, planlıdır ve sağlıklıdır. Kendisini nasıl bir düzende tutuyorsa karısını da aile yaşantısını da öyle tutmak ister.

Erkeğin belki şikayeti yoktur kadının kendisine duyduğu sevgiden ve içtenlikten. Ama gözleri de bir güzellik görmek ister, aynı yüreğinin sadakat dolu sevgisi gibi. Hiçbir şey kusursuz olamaz bu dünyada ama kişi kusursuz olma yolunda ilerlerse bir çaba sarf etmiş olur hem kendisi hem de sevdiği için.

Ya da akşam işten evine geç geldiğinde yorgunluktan biçare, güzellik yaprağını canlandırmak için bir enerji kaynağı arayan kadın, kocasından iki çift güzel söz duymayı beklerse. Anahtarı çevirirken “Hadi! Ne olursun bana bu gece; Canım hoş geldin, bugün yine çok güzelsin, aynı sabahki gibi. Yorgunluk kahven hazır bile!” deyiver diye içinden geçirse. “Bir kez olsun hayallerimin sihirli değneği ol da parıldat gözbebeklerimi.” Dese ve gözlerini kapatıp, 3… 2… 1…. Ardından içeri adımını attığında sadece zihninde canlanan ve kendi hayalleriyle pişen bu sahnenin gerçeklik dünyasına yine taşamadığını, hakikatte kocasının duvar gibi gözüken asık yüzünden iple bile sarkmayacak iki çift laf çıkmadığını fark ettiğinde nereye kadar yol bulur bu ilişki? Bulsa da her çatlaktan sızan suyun yolunu mu izlemeye mahkumdur kadın?

O an mutsuzluk bulutu ruhunu sarar insanın… Umutsuzluk boyun büker, karamsarlık omuzlarını düşürüverir. Oysaki hayat uyuşmak, paylaşmak ve mutlu olabilmenin yolunun mutlu etmekten geçtiği gerçeği üzerine kurulu değil midir? Herkesin yaşantısı, tarzı, karakteri farklı olsa da…

Peki aşkın dengesi nasıl olmalı? Aşk, kumsal ile denizin arasında sağlam direkler üzerine inşa edilen bir iskele gibi değil midir? Alabildiğine uzanan kumsal, iki hayatın birleşmesinden önce kadın ve erkeğin bireysel hayatıdır aslında. Her bir kum tanesi, sayılamayacak kadar çok olayı temsil eder. Kim bilir neler yaşanır her gün, her saat ve her dakika. Kulak, ambulansın sirenini duymazsa bir gün, işte o an beklenmeyen bir şey olmuş da dünya durmuş ya da donmuş demektir. An’ dır olayın kendisi. Bizlerse rollerimizi yüklenmiş olan oyuncular. Sevgi, aşk, ilişkiler, hayatlar, kavgalar, koşuşturmacalar hep bu anın içersinde ışık hızıyla ilerleyen ve içimizden geçerken bizi etkileyen hareketlerdir. İşte her kum tanesi birike birike bir kumsalı oluşturur. Ama ileri de fırtınalar kopartan bir deniz vardır. Doğa der ki insana “Yeterince piştin sen, artık bir adım daha öne çık!” İskeleye ilk dalganın vurduğu andır o.
Bir cesaret yeni bir yola koyulursun. Mesafesi belirsiz, her adamını attığında gıcırdayan, sallantılı bir yol.

Bir rüya tabiri gibi; İskelenin direkleri yosun tutmaya başlamışsa tekdüzelik sarmıştır ilişkiyi. Beden ve ruh renkliliğini yitirmiştir. Kadın ya da erkek der ki; “Beş sene önce birbirimize aşıktık. Bu doğru, ama artık aramızdaki aşk bitti. Lakin hala birbirimize karşı sevgi duyuyoruz.” Birliktelik duygusunu alt üst eden bu cümlenin dünyasına hoş geldiniz. Merhaba ey tekdüzelik! Ayrılık kokusu mudur bu senin yosunlu kokun?

Direkleri midyeler sarmışsa şayet bir nevi kirliliktir bu yaşanan. Düzeltilmesi gereken bir durum vardır ilişkinin gidişatında. Nasıl kirlenir ki bir ilişki? Ne yaptın değil, neden yaptın ki düzeltmek için akla karayı seçiyorsun? Bir anlık zaaf mıdır düştüğün bu çukur? Ayağını farkında olmadan sen mi kaydırdın, yoksa birisinin gözü mü kaldı da nazara geldin? Doğru ya (!) sen böyle şeyler yapmazdın. Ya da hinlik yapan şeytan mı kulağına fısıldadı gizli bir şey yapmanın vereceği heyecanı kimseler duymadan yaşamak ister misin diye? Evet! Sen kadın! Sen erkek! İpler şimdi bir diğerinizin elinde! Kaderini belirleyecek olanı seçme özgürlüğün de yok! Peki aranıza giren için planınız ne?

Ama dibi bile gözüküyorsa direklerin tek bir soru sormak lazım o iki kişiye. Mutlu olmayı nasıl bu kadar berraklaştırabiliyorsunuz diye?

Adil Gürpınar
adilg@windowslive.com



 


ADİL GÜRPINAR
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>