>

KÖŞE YAZILARI | ÇAĞATAY ÖZTÜRK

Mış gibi yapmak!

‘Mış’ gibi yapmak bana göre değil. Oysaki düşündüm (!) de etrafta ne çok ‘mış’ gibi yapan insan var. Çağatay Öztürk`ün yeni yazısı...
 
   
 
 
     

Uzun süredir elime kalem alamadım. Yazmak istemedim. İçimden gelmedi. Kısacası ‘yazmış’ olmak için yazmadım. ‘Mış’ gibi yapmak bana göre değil. Oysaki düşündüm (!) de etrafta ne çok ‘mış’ gibi yapan insan var. Yaşamlarını ve yaşayacaklarını sonsuz zannedip ‘mış’ gibi yapanlar.

Özellikle medya sektöründe herkesin her işi yaptığı, bir ortam yaşanıyor. Örneğin; kelli felli profesörlerin egolarına yenilip bilim çalışması yaparak bulundukları kürsülerin hakkını vermek yerine, TV kanallarını gezip toplumu zehirleyen ucuz Amerikan taklidi TV programlarına meze olmalarını anlayamıyorum. Yine Amerikan taklidi bir adamın ‘Aşk doktoruyum’ diye ortalarda gezinip herkesle tecrübelerini paylaşmak istediğini söyleyip yalan yanlış tavsiyelerle toplumu zehirlemesini anlamakta da zorlanıyorum doğrusu. Ünlü bir şarkıcının aldatılan eşinin güzellik uzmanıyım diye ortalara çıkarak, değme erotik yıldızlara taş çıkarırcasına aldatıldığı eşine nispet yaparcasına dergilere verdiği pozları ve aldatıldığı için adeta gurur duyarcasına bir gazetenin iç sayfalarında halka yalan yanlış tavsiyelerde bulunmasını da anlayamıyorum.

Eskiden gazetelerde Güzin Abla’ya ait bir köşe vardı, şimdi ise kızı Feyza Algan’ın başarıyla yürüttüğü. Ancak kimi zaman acımasız eleştirilire maruz kalırdı rahmetli Güzin Abla. Ama onun köşesindeki bazı nasihatler gereksiz yere gazete köşelerini meşgul eden birçok kişinin anlamsız yorumlarının yanında masum kaldı ne yazık ki.

Artık herkes işi yapıyor. Hem de nasıl yaptıklarına bakmadan demiyorum, ne kadar kötü yaptıklarını bilerek yapıyorlar. İşin acısı kendilerini ve yaptıklarını geliştirmek içinse herhangi bir çaba göstermiyorlar. Eminim ki banka hesaplarında ki sıfırlarda bir artış ve gelişim söz konusudur. Peki sormak istiyorum o ‘mış’ gibi yapanlara; Acaba gerçekten vicdanen rahat mısınız? Söylediğiniz yalanların ruhunuzu ne kadar yorduğunu ve günün birinde o kazandığınız paralardan daha ağır bedeller ödeyeceğinizi biliyor musunuz? Eğer tüm bunların farkındaysanız o da bir şeydir.

Hayatım boyunca ‘mış’ gibi yapmadım. Yapamadım. Yapmak zorunda olduğum en basit işten en önemli işe kadar hep ama hep en iyisini yapmak için gayret gösterdim. Yapabildim mi? Bilemiyorum. Onu biraz da zaman gösterecek ama en azından yapmak için çaba gösterdim.

Sosyal yaşam içerisinde insanları hep gözlemlerim. Bazen yolda mendil satan küçük bir çocuğu, bazen bir çöpçüyü, bazen bir polisi, bazense bir taksi şoförünü. Herkesle mümkün olduğu kadar ‘empati’ kurmaya çalışırım. Kendimi onların yerine koyar, acaba ben bu işi yapıyor olsaydım nasıl yapardım diye dalar giderim. Sonra kendi kendime geçiririm içimden, eğer ben bir çöpçü olsaydım o sokağı en iyi ben süpürmek isterdim diye. Sonra bir taksi şoförü olsaydım herkesi görme engelli kabul edip araba kullanırken çok dikkat ederdim. Sokakta mendil satsaydım, herkesin belli saatte beni bulacağı bir köşe edinir orda satış yapardım. Kısacası en iyisi olmak için çaba sarf ederdim. Bu yazıyı okuyan bazılarınız benim bu en iyi olma çabamı aşırı bir hırs isteği olarak değerlendirebilirsiniz. Ancak ortada çok önemli bir gerçek var. Onu unutmamak gerekir. O da hırsın mantığı aşması gerçeği. İşte az önce bahsettiğim o mış gibi yapanlar yersiz yere gazete köşelerini meşgul eden çakma gazeteciler bu ayırımdan habersiz yapıyorlar yaptıkları işleri. Yani hırsları mantıklarını aşıyor. Yaptıkları işlere bu nedenle özenmiyorlar. Bu yüzden mış gibi yapıyor ve mış gibi yaşıyorlar. Ben onlardan olmadım ve size söz veriyorum olmayacağım da. Oldu ki günün birinde böyle bir hataya düştüm biliyorum ki yalnız değilim sizler beni uyarırsınız sevgili dostlar.

Sanırım o mış gibi yapanların yaşamları hakikatli olmadığı için dostları da hakikatli değil. Yoksa onları uyarırlardı. Ya da onlarda mış gibi yaşıyor ve mış gibi dostluk yapıyorlar.

Hepinize hakikatli mutlu yarınlar diliyorum. Bir kez daha sizlerle paylaştıklarımı okuduğunuz için gözlerinize sağlık. Hoşça kalın. Bu arada unutmayın her hoşça kal bir merhabadır aslında!

Çağatay C.Öztürk
Psikoterapist
oztuc@aol.com

 


ÇAĞATAY ÖZTÜRK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>