>

KÖŞE YAZILARI | GÖKÇE KURTOĞLU

-Pardon, Fazladan 45 Dakikası Olan Var Mı Acaba?

Galiba bu röportajım bugüne kadar yapmış olduğum en “yararlı” röportaj oldu. (Gökçe Kurtoğlu Röportajı)
 
   
 
 
     

Merhabalar! Galiba bu röportajım bugüne kadar sizin için –ve hatta kendim için :)- yapmış olduğum en “yararlı” röportaj oldu.

Eğer kitapçıları takip edenleriniz varsa Hyperion yayınevinden çıkan “+45 Anlayarak Hızlı Okuma” eğitim setini satış listelerinin üst sıralarında görmüştür mutlaka. Ben de merak ettim, araştırdım ve sizin için kitabın yazarı aynı zamanda da bir eğitimci olan Serkan Aydın ile konuştum! Ve işte “9 soruda hızlı okuma” röportajımız aşağıda ama sizden ricam kitabı okuduktan sonra bu röportajı tekrar okumanız ve öncesiyle karşılaştırmanız.

Hadi bakalım, kolay gelsin :)



+ 45 ne demek?

+ 45; özel bir eğitim programı olup hızlı okuma ve hızlı anlama ile ilgi fonksiyonel beyin loblarının eş zamanlı harekete geçirilmesi işlemidir. Hızlı okuma ve anlama üstünde son 30 yıldır yapılan beyinle ilgili çalışmalara dayanır. Bu eğitim tekniği özellikle sınav sürecinde ki öğrencilerin süreyi çok daha verimli kullanmasını aynı zamanda yapılan doğru miktarını ciddi ölçüde artırmasını sağlayacaktır.

“Hızlı okuma ve anlama kitabı” ne işe yarar?


Özellikle belirtmem gerekir ki bu kitap içinde yaşadığımız toplumda her meslekten her yaş grubun ihtiyacı. Hızla değişen ve adeta global bir köy halini alan dünyamızda değişmeyen tek şey değişimin kendisi. Bu kadar hızlı bilgilerin eskidiği çağımızda nerdeyse paranın satın alamayacağı birkaç şeyden birisi de zaman. Bu kitap ile sadece okurken kaybettiğimiz zamanı değil aynı zamanda anlama oranımızı da artırabiliyoruz.

Siz zaten “hızlı okuma ve anlama eğitimi” verirken neden bir de kitabını yazdınız?

Ben yıllardır zaten bu eğitimleri seminerler olarak veriyordum. Fakat seminerlere katılımı ve maliyetini düşündüğümüzde insanların daha kolay ulaşılabilecekleri alternatif bir yola ihtiyaç vardı. Bende seminerde anlattıklarımı yazmaya karar verdim. Ancak sorun şuydu; çok karmaşık gözüken bir eğitimi kitle ile yüz yüze gelmeden kontak kurmadan basitleştirmeye çalışmak oldukça zordu. Burada devreye kitapla birlikte program CD’si geldi onu da çok profesyonel bir ekip ile hazırladık. Dışarıda pahalı eğitimle edinebileceğiniz eğitim programını bu eğitim seti ile ulaşmak mümkün hale geldi.

Dolayısıyla her meslek grubu için kaçınılmaz olan bu eğitim setini son haline gelmiş oldu.

Peki gerçekten okuma hızımız söylendiği gibi 3 katına çıkabilir mi?

Kesinlikle en az 3 kat daha fazla artışlarda mümkün. Ayrıca okuma hızınız neyse onun üzerinden 3 katlık bir hızdan bahsediyoruz. Belirtmeliyim ki kitap hazırlanırken okuyucusuna ulaşmadan önce birbirini tanımayan farklı meslek grubunda ki 10 kişiye verildi.Başlangıçta ki okuma hızları ölçüldü kitabın ve CD’nin demosu ile çalışan bu grubun kitabın sonuna geldiklerindeki toplam anlama oranları ve hızları ölçüldü.Sonuçta okuyucularda ortalama 3 katlık hız artışı ve yüzde 1’lik bir anlam kaybı tespit edildi. Yüzde 1’lik anlam kaybı normal okumalarda da kabul edilebilir bir değerdir.



Bu söyledikleriniz teknik açıdan nasıl mümkün olabiliyor?


Bakın sizden yola çıkalım, hiç okurken sıkıldığınız hayal kurduğunuz başka şeyler düşündüğünüz hatta sınavlara girdiğinizde paragrafın sonuna geldiğinizde başını unuttuğunuz oluyor mu? Ayrıca çabanın az olduğunu söylemedim. Mutlaka göz egzersizleri yapılmalı ve okuma limitlerinizi her geçen gün artırmalısınız.

Hızımız artarken anlama oranımız düşmez mi?

Hayır kesinlikle düşmez hız ile anlama arasında ters orantı yoktur. Hatta anlama sürecinde hız artarken dikkat de artar. Aynen araba kullanmak gibi düşünün; 30’la giderken mi dikkatli olursunuz yoksa 180’le giderken mi daha dikkatli olursunuz? Bu eğitim maksimum dikkat ile size 180 yapma özgürlüğü verir.

Hızlı okuma dünyanın her yerinde oldukça yaygın ancak ülkemizde çok yeni bir kavram bunun sebebi nedir?

Tamamen ihtiyaçlarla ilgili Bugün Avrupa da günlük kitap okuma oranı minimum 4 dakika, Türkiye de 12 saniye.Japonyada “taşıyomi” diye bir kavram var; ayakta kitap okuma sanatı..Okumayan kitlelere hızlı okumaktan bahsedemezsiniz.

Kitabın ismine gelirsek; “+ 45 ” ne demek?

Aslında bu eğitim seti her kitle düşünülerek hazırlandı. Ancak baktığımız zaman özelikle sınavlara girecek öğrenciler için çok hayati bir önem taşımakta. ÖSYM biliyorsunuz ki Türkiye’nin sınav merkezi aklınıza gelen bir çok sınavı artık ÖSYM yapmakta. Sadece 2011 YGS‘ye baktığımızda 3000 heceden fazla olduğunu görmekteyiz. Kpss, Tus, Sbs gibi sınavlar da bundan hiç farklı değil.Yani bu sınavlara giren bir öğrenci sınav boyunca ortalama bir kitap bitirmiş olmakta. Dolayısıyla sınava hazırlanan kitleler için onlara extra 45 dakika gibi muazzam bir süre verilmesi planlanarak oluşturuldu. Hızlı Okuma eğitimi sonunda okuma hızı minimum 3 katına çıkar. Bu durumda, aynı miktarda materyal günde 30 dakikada, ayda 15 saatte, yılda da toplam 180 saatte biter. Yani her ay 30 saat, tüm yılda 360 saat fazladan vakti kazanılacaktır. Bu da 45 iş günü eder. “+45” ismi buradan gelmektedir.

Kitabın en sonundaki “dene ama yanılma köşesi”nin amacı nedir?

Piyasada buna benzer kitaplar mevcut ancak ne eğitim CD‘si ne de denetlenebilir. Dolayısıyla okuyucuya artış hızı ile anlama arasında ters orantı olmadığını göstermek için bu son bölüme “ dene ama yanılma köşesi” ekledik. Böylece okuyucu ne kadar hızlandığını bununla birlikte anlama oranında azalma olmadığını kendisi denetleyebilmektedir. Tabi bu arada sınava girecek öğrenciler de kendilerini denemiş olacaklardır.

Ve kitabınız çok kısa sürede kendi türünde en çok satılanlar arasına girdi…

Ülkemizde okuyucu kitlesinin çok olmaması ile birlikte var olan kitlenin çok dikkatli olduğunu düşünüyorum.Belki okuma oranı olarak birçok ülkenin çok gerisinde olduğumuz söylenebilir ancak okuyucu kitlesini kalitesi çok yüksek aynı zamanda oldukça seçici bir kitle ile karşı karşıyayız. Genlerimizdeki yardım etme duygusu ile + 45 başarıya ulaşıyor yani kitabı okuyan herkes birbirine tavsiye ediyor buda doğal olarak çığ etkisi yapıyor. Ama zaten elde edilen kazanç ile harcanan maliyet arasında büyük fark var sadece sınav için bile düşündüğünüzde size kalan extra zaman sizin rakiplerinize fark atmak için büyük bir sebep.

Mesela sınava hazırlanan ve eşit ağırlık puan türünden hazırlanan bir öğrencim YGS için fen derslerinden 50 saatlik özel ders aldı. Sınavdan sonra kendisi ile konuştuğumuz zaman bana bunun oldukça maliyetli olduğunu ve sınav anında süreden kaynaklı fen derslerine bakamadığından bahsetti, yani o kadar emek o kadar çabayı sınav anında gösteremedi. Hızlı okuma eğitimine bu acı tecrübeden kaynaklı katılmak istediğini belirtti. O yıl tercih yapmadı şu an kendisi Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi okuyor.“+45 dakika” da seminer ve eğitime katılamayanlar çok önemli bir fırsat…


GÖKÇE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>