>

KÖŞE YAZILARI | HİKMET SUNER

Vicdan

"Görevin icabı yaptığın her şeyden zaman içerisinde bıkabilirsin."
 
   
 
 
     

VİCDAN

İlişkilerde nelere dikkat etmemiz gerektiği hususunda hep kargaşa vardır.

Ve, malesef ki insanlar daima “kendilerinden” taraftırlar. Bazıları, “herkes kendisine düşen görevi bilir ve kurallara uyarsa hiç problem çıkmaz” der. Bazıları da ilişkilerde “vicdan unsuru” göz ardı edilmemeli, tezini savunur.

İlişkilerde öncelikle, görevler söz konusu olursa, insan devamlı yaptıklarından sıkılır, kanıksar ve bir müddet sonra da yapmak istemeyebilir.

Şayet, “Vicdan”, ön planda olursa, o zaman, yapılan her şeyde samimiyet vardır,ve yaptıkların sana huzur verir. En önemlisi de her şeyi karşılık beklemeden yaparsın.

Mesela, akşam eve eşin geldi. Bütün gün çalışmış ve yorulmuş.

Onun önüne koyacağın yemek, Allah rızası için olmalıdır.

Zira, görevin icabı yaptığın her şeyden zaman içerisinde BIKABİLİRSIN..

“Ben de insanın, benim de canım var,ben ona hizmet etmek istemiyorum,ben ona yapacağıma, o bana yapsın, hep ben mi yapacağım” diyebilirsin.

Demesen bile aklından geçirirsin. Genellikle de söylenmektedir. Şayet,İşin içinde sevgi,samimiyet ve vicdan yoksa, ilişki yozlaşır ve kişiler birbirine yabancılaşır.

“Önce ben”,olmassa,“Bir sen,bir ben” hesabı yapılır. Bu durumlar her ilişki için geçerlidir. Hizmet, yardımlaşma ve kadın-erkek diye ayrıma tabi olmamalıdır..

Demek istediğim, ilişkilerde vicdan ön planda olmalı, görev icabı hiçbir şey yapılmamalıdır.

Mesela, yaşlılarla ve hastalarla Allah rızasını almak, sevap kazanmak adına veya yardım etmekten huzur bulduğun için ilgilenmelisin.
Annen, kayınvaliden veya yakının olduğu için, yaşlı ve hastalara bakıyorsan, bir müddet sonra, “ben bakmak mecburiyetinde değilim” diyebilirsin.

Zaman zaman da “ bu iş sıraya binsin, herkes sırayla baksın”, sesleri yükselir.

Vicdanla ve Allah rızası için yapılan hareketlerde, sevap kazanmak adına herkes “ben bakayım, ben yardım edeyim” diye sıraya girerler.

Olayı birbirlerine paslamazlar, mazeretler uydururup, başından atmak istemezler.

Mecburcu olmakla, severek bir şeyi yapmak arasında fark, çokkk büyüktür. Bunu idrak edip yaşamak da bir hünerdir, ayrıcalıktır.

Maalesef, insanlar birbirlerine çok vicdansızca davranıyor, kendilerinden başka kimseyi düşünmüyorlar.

“Ne kadar kullanırsan kârdır” felsefesi, maalesef kişileri, ilişkileri yozlaştırıyor. Bu nedenle de beraberliklerden hayır gelmiyor.

Hesap ve kitap içinde bulunmadan, iki şeyi birbirinden ayırt etmek gerekir. Bir, kendine göre doğru olanı yapmak, iki doğru ve faydalı olanı yapmak.

Kendine göre doğru olanı yaparsan, doğru zannettiğin, muhatabına zarar verebilir.

Sana doğru ama, karşındakine göre yanlış..

Mühim olanı seninle beraber, başkalarının da zarar görmemesidir. Yoksa, “ben önemliyim” deyip kestirip atmamalısınız.

Hikmet Suner
hikmetsuner@yahoo.com


HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>