>

KÖŞE YAZILARI | ÖZCAN KANDEMİR

Gördüğünün yarısına, görmediğinin hiç birisine inanma...

"“İnanmak” çok önemli bir duygu. Güven duygusunun yok olduğu yerde hiçbir şey yeşermez, Ne sevgi. Ne ilgi, ne aşk..."
 
   
 
 
     

“İnanmak” çok önemli bir duygu.
Güven duygusunun yok olduğu yerde hiçbir şey yeşermez,
Ne sevgi. Ne ilgi, ne aşk...

“Şüphe!..” bu duyguların en büyük düşmanıdır.
Yersiz bir şüphe yüzünden ne birliktelikler yok olmuş,
Ne aşklar bitmiştir...

Pek çok yuva dedikodu ve varsayılan kuşkularla yıpranarak tükenmiştir.

Geriye asılsız söylentilerden oluşan bir enkaz veya onarılamayan pişmanlıklar kalmıştır.

Bu tür yanılgıları yaşamamak için insanlar hakkında hüküm vermeden önce iyice düşünmemiz gerekir.
Gördüğümüz her şey göründüğü gibi midir?...

Duyduğumuz her söz
Duyduğumuz gibi midir?
Bunun başı sonu nedir?.
Biz bu sözü neresinde yakaladık?

Tüm bu soruları kendimize sormalıyız.
Bir insanı överseniz, aksi çıktığında sadece “yanıldım” dersiniz.

Ama bir insan hakkında kötü şeyler söylerken çok düşünmek gerek. Bunun”pardon”u yok!...
Sizin yanlış yönlendirmeniz, yanlış şekillendirmeniz bir hayata, bir mutluluğa ve birlikteliğin son bulmasına neden olabilir.
Eskilerin çok güzel bir sözü vardır:
“Gördüğünün yarısına, görmediğinin hiç birine inanma” derler...
Ne güzel bir öğüt değil mi?
Bunu doğrulayan ve benim başımdan geçmiş bir kısa öyküyü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yeni boşanmışım, evden ayrılıp yeni bir siteye taşındım.
Anlayacağız taze dulum!...
Bir aile dostlarımız var. Beni yalnız bırakmamak için sık sık geliyorlar.
Birlikte oturup zaman zaman okey falan oynuyoruz.
Arkadaşımın eşi çok şişman, pantolonla rahat edemiyor, gelirken pantolonunun içine eşofman giyiyor, gelince pantolonu çıkarıp eşofmanla oturuyor ve sonra pantolonunu giyip gidiyor.
O akşamda pantolonunu çıkarıp kanepenin üzerine koydu ve eşofmanla oturdu.
Gecenin bir vakti”aman geç oldu, yarın iş var, seni de uykusuz bıraktık”diyerek aceleyle çıkıp gittiler.
Ben tam camları açıp evi havalandırmak için harekete geçmiştim ki,
Zil çaldı ve diyafondan Doğan davudi sesiyle;
“Özcan pantolonumu at!..”diye bağırıyor.
Birde baktım pantolon kanepenin üzerinde duruyor.
“Tamam atıyorum” diyorum ama
O duymadım, anlamadım sanarak, daha yüksek perdeden;
“Pantolonumu at!!..” diye bağırıyor.
Gecenin sessizliğinde, yalnız yaşayan dul bir kadının evinden çıkan bir adam”Pantolonumu at!:::”diye bağırırsa akla ne gelir?...

Ama olay hiç de düşünüldüğü gibi değil.
Bende bir süre bu olayı açıklamakta zorlandım.
Belki hala bu olayı kendilerinin düşündüğü gibi yorumlayanlar vardır.
Ama bunlar haksızdır....

Gitti-gider
İlk kez ellerimi yitirdim
Ardından gözlerimi alıp gittiler
Bütün evren karardı.
Yüreğimi lime lime ettiler
Ses çıkarmadım.

Ardından inancım gitti-gider...
Tüm kayıplardan beter.

Bir gün gözlerimi geri verdiler
Bakacak yer bulamıyorum.
Ellerimi geri verdiler
Tutacak el bulamıyorum
“Al gönlün senin” dediler
İçersine kimseleri koyamıyorum.

İnancım gitti-gider
Tüm kayıplardan beter...

Umarım umduğunuz dağlara karlar yağmaz ve inancınız hiç tükenmez...

Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com
 


ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>