>

KÖŞE YAZILARI | SEMNAL GÖKMEN

Emaye

"Sanki İngilizce bir kelimenin Türkçe okunuşunu yazmış gibi…" :) (Semnal Gökmen)
 
   
 
 
     

Bazen aklıma bir fikir gelir veya bir şey almak isterim. Bunun için de en değişik ve en güzelini bulmak için internette dolaşır dururum. Mesela geçenlerde günlerce emaye bir sürahi aradım. Kafamda bir model belirledim ve ona en yakın olanı bulmak için dolandım durdum. Mağazalarda yoktu, internete baktım ama istediğim gibi bir tane bulamadım. Bulduklarım ya düz renk ya da küçük sıradan şeylerdi. Oysa benim istediğimin üzerinde çiçekler, böcekler olmalıydı, renk renk durmalıydı. Hatta kafamdaki şeyi bulamadım ya, hah dedim al sana bir ticaret kolu daha, ne güzel olurdu ben tasarlatıp yapsam... Neyse sonra bir süreliğine rafa kaldırdım hem arayışımı, hem ticaret sevdamı.

Aradan birkaç hafta geçti. Alaçatı’nın o büyülü sokaklarında dolaşırken, emayelerin içinde buldum kendimi. Ama bilen bilir, o dar sokaklarda çok değişik antikacılar vardır. Adeta dükkanlarda kaybolursunuz. İşte benim bulduklarımın da çoğu antika; kenarları, orası burası dökülmüş emayelerdi. Aradığım o değildi tabii ki. Ama istediğim kadar varmış demek ki diye geçirdim aklımdan. İnsanlar eskilerine bu kadar para veriyorlarsa…

Derken bir antikacının içine daldık. (Seboş’umla) 1960’lardan, 70’lerden, 80’lerden değişik değişik objeler, kutular, bardaklar, çanaklar,hatta bisikletler, buzdolapları… daha neler neler vardı… Baktım bir rafta yine eski eski emayeler. Seboş’uma “Ben olsam bu eski şeylere para vereceğime yenisini alırım.”derken, dükkanın sahibi bayan bir hışımla “İşte sizin gibi düşünenler için dükkanımı kapatacağım.” demez mi. Haklı kadın! Hem müze gezer gibi dükkanını gez, hem de antikaya saygısızlık et olacak şey mi?

“Çok haklısınız ama ben emayeler için fikrimi söyledim yoksa öyle güzel şeyler var ki…” deyince, bayan iyi niyetimi anlamış olacak ki koyu bir sohbete daldık.

“Ben bunları yıllarca topladım. Aslında satmayacaktım ama böyle bir şeyin içinde buldum kendimi. 60 yaşındayım. Siz o dönemin ruhunu anlayamazsınız. Sırf bunları almak için Yunanistan’dan gelen müşterilerim var benim. Geçenlerde 2 kadın geldi. Nereden baksanız 35 yaşlarındalar. Hiçbir şeyden haberleri yok! Gramofonu gösterip “Bu ne çalıyor?” diye sordular. Ben de “Yurttan sesler yavrum yurttan sesler.” dedim. “E ne diyeyim, öyle soruya böyle cevap verilir.” dedi. Anlattı da anlattı. Benim emaye sevdamdan ne hikayeler dinledik ayak üstü. Hatta dükkandan çıktığımızda, kapıda ağaç olan eşler “Ne konuştunuz yarım saat?” diye merak ettiler. “Hiiç, siz emayelerin ruhundan anlamazsınız ki şimdi size anlatalım.” dedik. :)


SEMNAL GÖKMEN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>