Festivalin bir başka sürprizi de Pier Paolo Pasolini Fonu Derneği’nden Dr. Roberto Chiesi. Mayıs ayında festivalin konuğu olarak Ankara’ya gelecek olan Chiesi, Pasolini ve Laura Betti sineması üzerine uzman bir isim. Chiesi’nin bir özelliği de, konuşmayı pek sevmeyen Laura Betti’yle ölümünden önce son röportajını yapmış olması. Dr. Roberto Chiesi, 9-11 Mayıs 2005 tarihleri arasında Ankara’da olacak.
Hırçın kız: Laura Betti
Tek bir başrol bile oynamadan, Laura Betti gibi “yıldız” unvanıyla sinema tarihine adını yazdırmış kaç kişi var acaba? 44 yıllık sinema kariyerine 76 film sığdırmış olan Betti, İtalyan sinemasının en muhalif, en sıra dışı figürlerinden biri olmasının yanında, stili ve derin oyunculuğu, engin kültürü, entelektüel birikimi ve militan tavrıyla da önemliydi.
60’ların başında başlayan sinema hayatının ilk filmi, Fellini’nin La Dolce Vita’sı (Tatlı Hayat) oldu; Betti henüz 26 yaşındaydı. Daha sonra oynadığı hemen her filmi birer klasik olacaktı, Bertolucci’nin Ay (La Luna) ve Paris’te Son Tango’su gibi. Ancak, asıl sıçramayı 1963 yılında tanıştığı Pasolini’nin filmleriyle gerçekleştirdi. Kısa sürede aralarında büyük bir dostluk doğmuş, Betti yedi kez Pasolini için kamera karşısına geçmişti.
2 Kasım 1976, Betti’nin yaşam çizgisinde tam bir kırılma noktası oldu. Bu tarihte Roma yakınlarındaki bir çöplükte ölü bulunan Pasoli’nin ardından büyük acılar yaşadı Betti. 53 yaşında yaşamını yitirmiş bu yönetmenle 12 yılı birlikte geçmişti. İki hayatı vardı artık: Sanatçı Betti ve Pasolini’nin Betti’si.
1980’de Pier Paolo Pasolini Vakfı’nı kurdu. Pasolini filmleriyle dünyanın dört bir yanını gezdi, konuşmalar yaptı, gösterimlere katıldı. 2001’de ise Pasolini için bu kez kameranın arkasına geçti ve Pier Paolo Pasolini: Bir Düşün Nedeni (P.P.P. e Le Ragioni di Un Sogno) adlı belgesele yönetmen olarak imza attı.
Laura Betti, 2000’li yıllarda, ilerlemiş yaşına rağmen küçük-büyük birçok filmde rol aldı. 2004’te ani bir kararla, “hep güzel anımsanmak” istediğini söyleyerek her şeyden elini eteğini çekti. 31 Temmuz 2004’te, yetmişini tamamladıktan kısa süre sonra Roma’da bir hastahanede yaşama veda etti. Ertesi gün, “İtalyan sineması çok önemli bir oyuncusunu yitirdi” başlıklarıyla çıkan gazeteler ilginç bir nota yer veriyordu: Vogue dergisi 1971’de ilginçlik olsun diye ünlülerin ağzından ölüm ilanları yayımlamıştı. Pasolini de, 2001’e kadar yaşayacağını tahmin ettiği Betti’si için şunları kaleme almıştı: “O trajik bir Marlene Dietrich, tam bir Greta Garbo ve suratında sarışın bebek maskesiyle yaramaz kızı oynayan biri. Eminim ki, mezarında da kendini yine küçücük bir kız gibi hissedecek ve ölümünün diğerlerininkinden daha özel olduğunu düşünecek.”
Festivalle ilgili geniş bilgi için:
festival.ucansupurge.org
DİĞER ADRESLER 
