Nej kadını bireyselliği ile; doğal, sakin ve durağan bir geleceği simgeliyerek evrenle bütünleşiyor. Minimalizmi sessizce protesto ederek abartısız, şeffaf dokunuşlarla maneviyata yöneliyor.

Evren, yaradılışı gereği ikiye bölünmeyi, diğer bir deyişle kutuplaşmayı gelenek saymıştır. Belki de hayatımızda var olan zıtlıkların çokluğu bundandır. İyi ve kötü, eski ve yeni, geçmiş ve gelecek, güzel ve çirkin... İçgüdüsel olarak ihtiyacımız olan denge olgusunu kurabilmemiz için gereken karşıtlıklar.



Şimdi gerçeklik sanat ve kültürün önemli bir unsuru olarak geri dönüyor. Doğanın dengeleri yeniden kuruluyor ve terazi maskülenlik ile feminenliğin arasında duruyor. Çünkü; evren fark ediyor ki yeniden bir bütün olabilmek için kaosa ve düzene, maskulen ve de feminen kavramlara ihtiyaç var hayatta, yani dengeye…

Koleksiyonda kullanılan zengin renk paletinde beyaz, bu modern ve stresli dünyada iyileşme ve sağlık vaat ederek ruhu sakinleştiriyor.

Yoğun maviler, yakıcı kırmızılar, yumuşatılmış mercan kırmızısı, açık leylak gibi renk tonları, pastel ve parlak zencefil notalar ile adeta “galaktik” bir keşfi çağrıştırıyor.

Nötr gri ve bej tonlarını feminenleşmesine yardımcı olurken, erdemli mor, laci yarattığı yüksek kontrast ile netlik sağlıyor.



NEJ KADINI, SAF, KATKISIZ, CESUR, ZARİF VE DOĞAL…

Temiz çizgiler ve minimal detaylarla zarafet koleksiyonun odak noktasına taşınıyor. Ruhani bir hissi yansıtmak için derin tonlar ve bedeni tamamen örten siluetler tercih edildi. Zıtlıkların aslında bir araya geldiğinde nasil bir bütün olduğunu ve dengeyi sağladığını hissetiriyor. Duyusal deneyimler yaratmak için ışıktan, renklerden ve alanlardan yararlanarak yüksek terzilik anlayışı ile ustaca hazırlanmış dökümler ile tek parçalı görünüme ilham veriliyor.