>

RÖPORTAJ

Geveze:" İnsanlar Türkiye`de Olduklarından Farklı Biri Gibi Davranmaya Bayılıyor"

Yayıncılıkta 28. yılını dolduran Geveze Show ile tanıdığımız radyo programcısı ve müzisyen Jozi Zalma ile müzikten yayıncılığa, ilişkilerden yayın maceralarına kadar kendisine dair merak edilenleri konuştuk.
 
   
 
 
     

Şarkı söylüyorsunuz, müzikle ilgileniyorsunuz, grubunuz var, enstrümanlar çalıyorsunuz, ders veriyorsunuz, kitap yazıyorsunuz, radyoda sesinizle her gün birçok fazla konuya değinerek birçoğumuzun hayatına dokunuyorsunuz. Sizi saymakla bitmeyecek fakat üç kelime ile kendinizi tanıtsanız ne söylerdiniz?

Meraklı, çocuk, anlatıcı derim.

Neden Geveze? Çok konuştuğunuzu düşündüğünüz için mi Geveze Show oldu?

Ben toplantılarda ona buna çok laf atıyor ve espri yapıyordum. Müzik Direktörümüz Baha Boduroğlu toplantılarda sürekli bana “ne geveze adamsın” derdi. Sonra programa bir isim bulmak gerekti. O zamanlar kendi ismimle program yapıyordum. Epey bir debelendik nasıl bir isim bulacağız diye. Yaklaşık altı, sekiz ay kadar isimsiz bir program yaptım. Baha Abi dedi ki; “geveze olsun” böylece “Geveze” başladı.

“Bu akşamlık benden bu kadar” paylaşımlarınızda sitem olsa bile gülümseyerek iletiyorsunuz. Bu kadar pozitif olmayı nasıl başarıyorsunuz?


Aslında veda hikâyeleri anlatıyorum, çok pozitif değilim ancak çok da negatif olduğum söylenemez. Programın sonunda anlattığım hikâyeler başkalarına değil, hepsi bana. Kendime başka şeyleri anlatmaya çalışıyorum. Bu Geveze’nin, Geveze ile savaşı. Kendime hatırlatıyorum. O yüzden belki gülümsüyorum.

Dünya zor bir zamandan geçiyor. İnsanların alışkanlıkları değişti. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce insanlar bu süreçten sonra ne gibi değişimler gösterir? Sizin tavsiyeleriniz nelerdir?


İki tavsiye verebilecek olsam şunlar olurdu; birincisi ne olursa olsun elâlemin ne dediğine takılmayın. İkincisi, bu da geçecek. Çünkü her şey geçmiş. Rahmetli anneannem derdi “Bu da geçer” diye. Anneannem Çanakkale Savaşı’nı, babasını Çanakkale Savaşı’na yolladığını ve ondan sonra ülkedeki bütün karışıklıkları hatırlıyordu. Savaş, yokluk hepsi için “O da geçiyor evladım takılma” derdi.

Yayıncılıkta 28. yılınızdasınız. Çok uzun bir süre ve çok ciddi bir istikrar sizce insanlar sizi neden seviyor?


Olduğum gibi biriyim, bir başkasıymış gibi ya da bir şeymiş gibi davranmaya çalışmıyorum. Bildiğime biliyorum bilmediğime ise bilmiyorum diyorum. İnsanlar sebebini bilmemekle birlikte olduklarından farklı biri gibi davranmaya bayılıyorlar. O yüzden herkesin bir 4.0 versiyonu var bir de 4.2 versiyonu var. Biriyle tanıştıktan sonra beta sürümü çıkıyor. Ben olduğum gibi olmaya çalışıyorum.

Gerçekleştirmeyi istediğiniz en büyük hayaliniz nedir?

En büyük hayalim; bütün Ege’yi ve Akdeniz’i gezmek.

Yayın hayatınızda hiç unutamadığınız başınıza gelen en ilginç olay nedir?

Radyo hayatımda bir yığın acayip şey yaşadım. Bir gün ben yayındayken sokakta yaşayan biri radyo stüdyosuna girdi. Ben o sırada konuşuyordum. Aklım gitti. Benim için unutulmaz bir andı. Radyo stüdyosunda kilitli kaldım. Pencerelerden tırmanarak çıktım dışarıya. Bir keresinde çalıştığım radyoda tadilat vardı tuvalete girdim. Kapının tokmağı elimde kaldı binada da kimse yok. İnsanlar oraya gelene kadar tuvalette mahsur kalmıştım. Böyle hikâyelerim de var.

Dijital dünya ile ilgili projeleriniz var mı?


Dijital dünya ile ilgili Youtube Geveze Show kanalını kullanıyorum şu anda. Youtube’da başka enteresan şeyler yapmayı planlıyorum zaman içerisinde.

On parmağınızda on marifet. Sayılamayacak kadar özelliğiniz var. Hayatınızın tüm renkleri sizi nasıl biri yaptı?

Estağfurullah on parmağımda on marifet değil. Ben gerçekten meraklı bir adamım. Sadece bunu söyleyebiliriz. Merak ettiğim şeyleri yapmayı da seviyorum. Sadece merak etmeyi değil onları gerçekleştirmeyi de seviyorum. O yüzden bir tarafta denize bir tarafta müzik aletlerine, şarkı söylemeye bir tarafta da radyo programı yapmaya merakım var. Hepsini zaman içerisinde öğreniyorum. Öğrenmeye de devam ediyorum.

Instagram videolarınız ile kalplere ulaşıyorsunuz ve herkesin hayatında yaşadığı fakat sesini duyuramadığı yerlere temas ediyorsunuz. Erkek kadın ilişkileri asıl konu başlığınız. Herkes yalnızlıktan şikâyet ediyor fakat kimse bir arada olmayı da başaramıyor artık. Siz bu durumu nasıl gözlemliyorsunuz? Sizce sebebi nedir?

Kadın erkek ilişkileri ile ilgili şunu söyleyebilirim; aslında temel sıkıntı kadınların ve erkeklerin başka başka canlılar olmaları. Tamamen tesadüfen çiftleşebiliyorlarmış gibi geliyor bana. Birbirilerinden tamamen zıt iki karakter. Kadınlar her şeyi ince eleyip sık dokuyup onun üzerine plan yapıp harekete geçiyorlar. Erkeklerse daha az plan yapıp anlık hareket ediyorlar. Her ikisinin de bakış açıları farklı. Birine doğru gelen diğerine yanlış geliyor ama aslında herkesin haklı olduğu bir durum var.

Sanırım zaman içerisinde kadın erkek ilişkilerinde biraz saygıyı yitirdik. İnsanlar hakikatli sevgiden uzaklaşıyor. Artık herkes böyle bir şikâyette. Sizin yıllardır süren evliliğinizin sırrı nedir?

Uzun süren evliliğin sırrı bence şans. İkincisi ise gerçekten sevmeniz gerekiyor. Baktığınız zaman ben sonuçta zor bir adamım. Karım beni sevmeseydi elli kere ayrılmıştık. Ben de onu sevmeseydim aynı şekilde. O yüzden herhangi bir şekilde biriyle parası için evlenecekseniz ben size daha iyi şartlarda kredi bulurum. Siz sevin önemli olan bu. Dünyaya gelme sebebimiz mutlu olmak. Sevgi de insanı mutlu eden çok çok değerli bir şey.

Çok naif ve pozitif enerjiniz bu dinleyicilerinize de geçiriyorsunuz? Hiç öfkelendiğiniz olmuyor mu?


Aslında çok sinirli bir adamım anlık öfkelenir, bir anda patlarım. Normalde sakinimdir ama patlamalar yaşarım. Bir bakıma pasif agresif bir yapım var. Saatli bomba gibiyimdir ne zaman kime patlayacağım belli olmaz.

En büyük kırmızı çizginiz nedir?


Ailem. Tartışmasız.

Olmazsa olmaz dediğiniz şeyler var mıdır?

Var. En başta ailem sonra Ege, Deniz, çay, kahve bunlar olmazsa olmazlarım.

Hiç kendinizi başka bir meslekte düşündünüz mü? Sizce ne olurdu?


Büyük ihtimalle başka bir meslekte mutlu olmayan başarısız bir insan olurdum.

Bir süper kahraman olsaydınız hangisi olurdunuz ya da nasıl bir süper kahraman olurdunuz?

Ben zaten bir süper kahramanım. Çünkü her gün insanlara başka bir yerden bakmayı bir radyodan anlatamaya çalışıyorum. İkna etmeye çalışıyorum ve insanları ikna etmeye çalışmak bu dünyadaki en zor şey. Gözlerinizle bina itmekten daha zor ya da duvarlara tırmanmaktan daha zor. Çok başarılı oluyor muyum bilmiyorum. Onu dinleyiciler bilir ama iyi niyetli bir şekilde hayatın adil olmadığını ama yine de güzel olduğunu ısrarla söylemeye devam edeceğim.

Buradan sizi okuyan okurlarımıza bir mesaj iletsek bu ne olurdu?


Boş verin gitsin. Gerçekten bazen herkesi, her şeyi, olayları çok ciddiye alıyoruz. O yüzden boş verin ne de olsa bu da geçecek.

Röportaj:MAG

 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>