Muhteşem Ege’nin Karşı Konulmaz Çekiciliği

İLK DURAĞIM NAZİLLİ

Efeler diyarı olan dağlarından yağ, ovalarından bal akan cesur yürekli insanların uzun yaşam şehri güzel memleketim NAZİLLİ’deyim.

Günlerden bugün Perşembe. Yani, Nazilli Pazarı. Önce pazarda yurdum insanımın doğadan aldığı yardımla, kendi çabalarıyla ürettiği ve satışa sunduğu altın sarısı bal inciri alıp hemen orada yemekle başlıyorum.

Biraz ileride 25 yıldır baba mesleğini devam ettirmekte ve kazandıklarıyla 3 evladını üniversitede okutmakta olan Sabahattin Menteşe ustanın yapıp sattığı 3 katlı ceviz, şeker ve mısır nişaştasından ürettiği Bozdoğan Cevizli Sucuk, vatandaşların kendi üretip sattıkları süzme yoğurtlar, çeşit çeşit doğal sebzeler, salman üzümü pazarda adeta moda defilesi yapmaktalar. İleride 77 yaşında, 54 yıldır “Yazın yandıran, Kışın söndüren” soda ve şeker karışımıyla kendi hazırladığı gazozu satan nam-ı diğer Karabıyık lakaplı Necati Kabakçı amca tüm doğal şirinliğiyle vatandaşa hizmet vermekte, sunumda bulunmakta.

Memleketime gelip Nazilli Pidesini yememek olur mu?. Her sokak ve caddedeki pide salonlarında kıymalı, peynirli, yumurtalı, yuvarlak veya halebişi adıyla anılan pideler sipariş edilirken ustaya “pidenin sonunda bu partiyi tahinli pide ile taçlandır” diye beğenimizi sunuyoruz. Süzme yoğurttan yapılan ayran pideye eşlik ederken yurdum insanının nekadar çalışkan ve üretken olduğunu birkez daha şahit oluyorum.

Pazar yorgunluğunu bukez madran dağının bembeyaz karını kışın dağlardaki kuyularda depolanıp, yazın çıkarılarak satışa sunulan Kar Helvası ile devam ederek tüm özlemlerimi ortadan kaldırıyorum.

Nazilli’li hemşehrilerimin yazın doğal olarak hazırlayıp yetiştirdiği ve kendi gayret ve çabalarıyla ürettikleri kuru incir, patlıcan, kırmızı biber kurusu, musakkalık ve taze fasulyenin, bamyanın kurutulmasıyla hem kendi ihtiyaçlarını karşılamaktalar. Hem de iç ve dış pazarda satarak, ihraç ederek ekonomiye katkıda bulunmaktalar.

Nazilli programımın sonunda yeğenlerim ve akrabalarımla geçirdiğim günler beni ziyadesiyle memnun etti. Bir parça da olsa özlemimi gidermiş oldum.

İKİNCİ DURAĞIM İZMİR - URLA

Urla, eski bir yerleşim merkezidir. İzmir il merkezine 35 km. uzaklıkta bir ilçe. Doğal güzellik ve tarihi zenginliginin yanı sıra eskiden ticaretin yapıldığı, yetiştirilen ürünlerin alınıp satıldığı bir yer olan Malgaca Pazarı da aynı canlılığını halen devam ettirmektedir. Urla’da yöresel otlarla yapılan katmeri ve kınalı bamya yemeği tadılabilecek lezzetlerin başında gelmektedirler.

1921-2001 yılları arasında Yunanistan’ın Florina ilçesinde doğup Urla’da yaşamış olan Necati Cumalı’nın Urla’daki evi halen “Anı ve Kültür Evi” olarak 2001 yılından bu yana hizmet vermekte ve ziyaretçilerine ışık tutmaktadır. Aynı şekilde, Urla’da doğup hayatını sonradan Yunanistan’da devam ettiren Yunanlı Yazar Yorgo Seferis’in doğup büyüdüğü ev Urla İskele mevkiinde restore edilerek butik otel olarak hizmet vermektedir.

Gün batımını Urla’nın İskele ve Çeşmealtı sahil kesiminde geçirmek, ayrıca balık ziyafeti çekmek kendinize ödüllendirmektir. Bu tad ve haz unutulmaz, anılarınızda hep canlı kalır. Ay ışığının deniz üzerine düştüğü yakamoz dakikalarca sizleri bir yerden alıp bambaşka bir yerlere götürecektir.

Urla’nın Malgaca Pazarı, Hacı Turhan Kapan Camii (16.Asır), fatih İbrahim Bey Camii (16.Asır), Tahaffuzhane, Hersekzade Ahmet Paşa Hamamı, Gazhane gezilmesi ve görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.

Urla çarşı içindeki kahvehanelerde halen dama oynanmakta olup, hoş sohbetler eşliğinde çaylar içilmektedir. Dama turnuvalarında Urla’yı temsil etmekte olan Ahmet Yağcı ile tanışmak ve orada bulunan 86 yaşındaki Gökmen Dirik amca ile dama oynamak beni ziyadesiyle memnun etti.

ÜÇÜNCÜ DURAĞIM İZMİR - SEFERİHİSAR

Seferihisar, eski yerleşim yeri Teos olup, M.Ö.2000 yıllarında Akalar’dan kaçan Girit’liler tarafından kurulduğu ve Karyalı’ların bir kenti olup, İzmir’in güneybatısında yer almakta ve İl merkezine 45 km. uzaklıktadır.

Seferihisar, sakin bir şehir konumundan dolayı dokusunu, sakinlerini ve yaşam tarzlarını, yerel özelliklerini ortadan kaldırmadan Cittaslow=Yavaş Şehir’ dir.

Seferihisar’ın Seferipazarında doğrudan üreticiden yapılan alışverişin, lezzetli ürünlerin hem sağlığımıza, hem de üreticisine katkı sağladığını bilmekteyiz. Seferihisar’da yöresel yemekleri ve Ege mutfağını misafirlerine güleryüzle ağırlamakta ve hizmet vermekte olan “Anne Eli Mutfağı” işletmesini yapmakta olan Erman Karataş sunumlarını büyük bir zevkle yerine getirmektedir.

İlçe merkezi deniz kıyısında olmamasına rağmen Seferihisar’a 5 km. uzaklıkta yıkık dökük kalenin surlarına yaslanmış küçük bir kasaba olan Sığacık sizleri kucaklıyor, misafir ediyor. Sığacık koyuna inşa edilmiş olan 450 teknenin barınabildiği modern bir yat limanı var. Marinada lokantalar, cafeler ve alışveriş imkanını sizlere sunan merkezler bulunmaktadır. Sığacık merkezde denize girme imkanınız yok. Devamlı minübüs seferlerinin olduğu çevredeki koylarda, bilhassa Akkum plajında denize girmek mümkün. Sığacık’ta otel ve pansiyonculuk yapılmakta olup, marinayı tüm güzellikleriyle seyretmekte olan sevecen ve güleryüzlü bir aile işletmesi olan Hotel Three B Marine’nin sahipleri Banu Kurt Yeten, Bahadır Kurt, Batuhan Kurt kardeşler ile anne ve babası sizleri güleryüzle karşılamakta ve misafir edeceklerinden emin olabilirsiniz.

Helenistik dönem kent surunun içerisinde ve kentin batısında yer alan Dionysos Tapınağı Teos Antik kentte inşa edilmiştir.

Teos antik kenti kazı çalışmaları büyük hızla yapılmakta olup, çok geniş alana sahip olan bu antik kent dikkatli bir şekilde incelenmekte ve araştırılmaktadır.

Manzarası harika olan Sığacık koyunu seyretmek, yanında bulunan Kaleiçi sokaklarını yavaş adımlarla yürüyüş yaparak kendinize güzel günler geçirtebilirsiniz. Balıkçı teknelerinin kaptanları ve balıkçılarla yapılacak hoş sohbetler gününüzün nasıl geçtiğini sizlere hatırlatmayacak, hoşça vakit geçireceksiniz.

DÖRDÜNCÜ DURAĞIM AYDIN - KUŞADASI

Kuşadası, İzmir Adnan Menderes Hava Alanına 70 km. mesafede, otobüs firmalarının İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer kentlerden Kuşadası’na direkt tarifeli seferleriyle gelinebildiği gibi Kuşadası Limanı yaz boyunca kruvazier yolcu gemilerinin uğrak yeridir.

Kuşadası, Türkiye’nin pop müzik alanında geleneksel müzik yarışması olan Altın Güvercin Müzik Yarışmasının yapıldığı ve barışın sembolü güvercinden esinlenerek yapılan tek yerdir.

Kuşadası ve bölgesi tarih açısından medeniyetlerin beşiği olmuştur. Efes Antik Kenti ve Hiristiyanlar için çok önem arzeden Meryem Ana’nın evi Kuşadası yakınındaki Selçuk ilçesinde yer almaktadır.

Kuşadası’na gelipte şehiriçi gezilerinin yanı sıra tekne turları ile yakın adalara güzel bir yolculuk yapılabilir. Kuşadası Limanı yolcu gemileri, kruvaziyerler ve motorlar için turizmin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Kuşadası ve çevresinde yüzyıllardır antik kentlerin bir araya toplandığı bilinmektedir. Strabon, Panionion, Neapolis, Phygeia, Panarmos ve Ephesus (Efes) gibi antik şehirlerden bahsedebiliriz. Bunun yanı sıra Kaleiçi Camii, Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, Küçükada Kalesi, Hanım Camii, İbrahim Ağa Camii, Türkmen Camii, İki Oluklu Camii, Öküz Mehmet Paşa Hamamı, Yavansu Venüs Kaplıcaları görülmeye değer yerler arasında yer almaktadır.

Kuşadası, güneşin en güzel doğduğu ve battığı yerlerden bir tanesidir. Yeme, içme kültürünün zenğin olduğu yerlerden birisi olan Kuşadası’nda 50. Yıl Caddesi üzerindeki Fidan Restaurant’ın sahibi Emin Fidan’ın yaptığı Kuzu Kelle Tandır ile Saç Tavanın lezzetine diyecek söz kalmıyor.

Kuşadası, yerli ve yabancı çok sayıda insanların tatilini geçirdiği ender yerleşim yerlerinden bir tanesidir. Modern çarşılarında gezmek, plaj ve beach’lerinde güneşlenip denize girmek , eğlenmek, yakın komşu adalara denizden tur yapmak, dinlenmek için gezmeğe ve görülmeye değer yerlerden bir tanesidir.

CENGİZ BABAEREN