>

SAĞLIKLI YAŞAM

Midenin düşmanı stres

"Mide ve barsak sistemine ait; yapısal ve kimyasal bozukluklar ile açıklanamayan kronik..." Gastroenteroloji Uzmanı Dr.Aysun Bozbaş, stres ve mide hastalıkları arasındaki ilişkiyi anlattı.
 
   
 
 
     
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Gastroenteroloji Uzmanı Dr.Aysun Bozbaş, stres ve mide hastalıkları arasındaki ilişkiyi anlattı.

Mide ve barsak sistemine ait; yapısal ve kimyasal bozukluklar ile açıklanamayan kronik ve tekrarlayan belirtiler kümesine “ fonksiyonel mide ve barsak hastalıkları” denir. Fonksiyonel hastalık yemek borusundan anüse kadar sindirim sisteminin her yerinde görülebilir. Yutma güçlüğü (disfaji), göğüs ağrısı, mide yanması, fonksiyonel dispepsi, huysuz barsak sendromu (irritabıl barsak sendromu ) gibi farklı fonksiyonel mide-barsak sistem hastalıkları tek tek görülebilirken bazen bu hastalıklar örtüşebilir, birden fazlası bir arada bulunabilir. En sık görülenleri kısaca gözden geçirecek olursak:

Globus; boğazda bir yumruk hissi olmasıdır. Hastaların çoğunda psikolojik bir travma öyküsü vardır. Depresyon, anksiyete sık olarak görülmektedir.

Fonksiyonel dispepsi; kronik seyirli, yemeklerle ilişkili veya ilişkisiz, üst-orta karın bölgesinde rahatsızlık hissi, bulantı veya ağrı şeklinde tanımlanabilir. Erken doyma, bulantı, kusma, geğirme, yanma, dolgunluk, gerginlik, ağırlık hissi, şişkinlik, karında gurultu gibi değişik belirtiler görülebilir. Mide-barsak motor fonksiyon bozukluğu, duyusal algılama kusuru, psikolojik faktörler, stres hastalığın oluşumunda rol oynar. Anksiyete (iç bunalımı), depresyon, uyku bozuklukları, stres; fonksiyonel dispepsi oluşumunu tetikleyebilir. Hastaların çoğunun stresle dispepsi arasında bir ilişki olduğunu bildirmesine karşın, aslında bu stres normal kişilere göre farklı değildir. Bu hastalarda stresin algılanması abartılıdır. Yani, bu kişilerde uyaranlara karşı mide-barsak duvar gerginliği sağlıklı bireylere göre abartılı algılanmaktadır.

Huysuz barsak sendromu: Dışkı kıvamında ya da dışkı yapma sıklığındaki değişikliklerle aynı zamanda ortaya çıkan karın ağrısı ve şişkinliktir. Kabızlıkla giden veya ishalin baskın olduğu veya da ishal-kabızlık atakları ile seyreden değişik tipleri vardır. Toplumda %3-20 oranında görülür. Kadınlarda daha sık görülmektedir. Hastalığın oluşumunda psikososyal faktörler, barsak motor fonksiyonunda değişme, artmış ince-kalın barsak algısı, genetik faktörler rol oynar. Hastaların bir kısmında hastalığın başlamasını mide-barsak enfeksiyonunun tetiklediği görülmektedir. Hastaların bir bölümünde cinsel, fiziksel veya duygusal taciz öyküsü vardır. Bu kişelerde anksiyete, depresyon, somatizasyon hastalıklarına sık rastlanır. Olguların yarısında organlara ait ağrı algısının arttığı, mekanik ve kimyasal uyaranlara yanıt eşiğinin düştüğü gösterilmiştir. İrritabıl barsak sendromu olan hastaların barsakları sindirim esnasında barsaktan kaynaklanan normal fizyolojik uyaranlara anormal şekilde duyarlıdır. Kalın barsakta sindirim sırasında oluşan gaz normalde ağrısız geçerken, bu hastalarda; gaz, stres, yağ ve lif içeriği yüksek besinlere karşı artmış duyarlılık vardır. İrritabıl barsak sendromu olan hastalarda anormal fonksiyon potansiyeli daima vardır ama belirtilerin ortaya çıkması tetikleyici faktörlerle olmaktadır. Tetikleyiciler; besin maddeleri, ilaç, enfeksiyon, psikolojik sorun veya stres olabilir. Besin maddelerinden özellikle gaz oluşumunu arttıran süt ürünleri, baklagiller, çikolata, kafein, alkol belirtilerin ortaya çıkmasını tetikleyebilir.

Psikolojik veya emosyonel stres, normal sağlıklı bireylerde bile mide-barsak fonksiyonunu bozup, ağrı, ishal gibi semptomlara yol açabilir. Stres farklı kişileri farklı yollardan etkiler. Aynı bireyde strese verilen yanıt da zihnin durumuna göre günden güne değişebilir. Stres; Irritabıl barsak hastalığı belirtilerini tetikleyebilir veya alevlendirebilir. Bu hastalarda stres sırasında, sık ve ciddi belirtilerin ortaya çıkması normal bireylerdekinden daha olasıdır. Strese karşı artan bu duyarlılıktan sorumlu mekanizmalar tam olarak anlaşılamamış ise de barsağın nöronal (sinir) kontrolü ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Nöronal ileti çift yönlüdür. Beyin-barsak aksı vardır, barsak beyni , beyin ise barsağı etkilemektedir.

Tedavi
Fonksiyonel mide-barsak sistemi hastalıklarında tedavide ilk adım; hastanın eğitimidir. Hastanın bilgilendirilmesi, hastalığının fonksiyonel olduğu, ciddi bir hastalığı olmadığının hasta tarafından anlaşılması ve hastanın endişelerinin ortadan kaldırılması gerekir. Yaşam tarzı ve diyetle ilgili değişiklikler hastanın yakınmalarının sıklığı ve şiddetini azaltacaktır. Bunlar: Süt ve süt ürünlerinin azaltılması, kafein, alkol ve sorbitol içeren yapay tatlandırıcılardan kaçınılması, yeterli lifli gıda alımı (kepekli tahıllar, meyve-sebze), fasülye, mercimek gibi iyi sindirilmeyen fermente olan karbonhidratlı baklagillerden kaçınılması, az miktarda ancak sık öğün ile beslenilmesi, az yağlı gıdaların seçimi, sıvı alımının arttırılmasıdır. Hastalığın tedavisinin bir bölümünü de hastanın baskın olan yakınmalarına göre ilaç tedavisi, psikolojik problemleri olan hastalarda antidepresan ilaç kullanımıdır.
Düzenli spor, egzersiz, stres tedavisi ve gevşeme teknikleri (yoga, meditasyon vb), hastaların tedavisinde yararlı olmaktadır. Irritabıl barsak sendromunda psikoterapi de yardımcı tedavidir. Psikoterapi seansları, davranış tedavisi, hipnoterapi dirençli vakalarda iyilik sağlayıp, yaşam kalitesini düzeltmektedir.


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>