>

KÖŞE YAZILARI | GÖZDE YAZICI

Ruh Kanserinden Kaçınmanın Yolları

Hürriyet’te Ayşe Arman’ın Zeynel Abidin Ağagül ile yaptığı röportajı yayınlandı. (Gözde Yazıcı)
 
   
 
 
     

Aslında sadece denk geldiği için yine bir pazar gününden bahsetmek niyetindeyim. Dün (3 Nisan Pazar) Hürriyet’te Ayşe Arman’ın Zeynel Abidin Ağagül ile yaptığı röportajı yayınlandı. Gündeme bomba gibi düşen haberlerin figüranlarından değil Zeynel Abidin... Ben de kendisini bu röportajla tanıdım neredeyse... İyi bir fotoğraçı olduğunu sağda solda okumuştum o kadar.

Bu pazar sabahı ise bir adamla tanıştım, çok zorlu yollardan geçmiş bir adamla... Kişisel hikayelerimiz içinde hepimizin inişlerle çıkışlarla, sıkıntılarla dolu anlarımız olmuştur fakat Zeynel Abidin “öylesine” bir insan olarak kişisel serüvenini bir başarı hikayesinin ötesine götürmeyi başarmış görünüyor. Babasının cansız bedeninin yıkanışını evin damından seyretmiş yedi yaşında bir çocukla, annesinden koparılıp büyük şehirde mücadeleye itilmiş bir yürekle karşılaştım bu sabah.

“Ders çıkarılacak sözler ediyor bu fotoğrafçı” gibisinden beylik laflar edecek değilim. Hayatla girdiği mücadeleyi bir biçimde kazanmış ama bu mücadelenin her anına da anlam yükleyebilmiş bir insanla gazete sayfaları arasında tanışmak çok tuhaf. Aslında beni çarpan da bu anlam yükleyebilme çabası... Zeynel Abidin’in iş hayatındaki başarısı ayrı bir hikayenin konusu. İnancın insana kattıklarını ropörtaj boyunca bir aklının bir kenarına yazmak ihtiyacı duydum. Dini bir inançtan bahsetmiyorum. İnsanın kendisine, duygusuna ve bu duygusunun onda bıraktığı “yaratan” inanca takılmamak mümkün değil. Yaratanın ne olduğu, neye benzediği safsatalarının arasından kaçıp kurtulan yüreğin içinden, derinliklerinden gelen pür inanç... Ropörtajın bende pozitif bir kıskançlık bıraktığını itiraf etmeliyim. “Bir yazı/kitap okudum hayatım değişti.” diyecek kadar budala olmamaya özen gösterdim şimdiye kadar, bu prensibimi bozacak değilim fakat Zeynel Abidin her anın bir anlamı olduğunu hatırlattı bana. Boşa yaşanan bir an bile yok hayatta. Kaygı, ruhun kanseri... Modern zamanların mikrobu...

Hepimiz bünyelerimizde barındıyoruz bunu. Zeynel Abidin panzehirini yıllar içinde bulmuş sanki. Her acı, her zorluk formülü geliştirmesini sağlamış gibi. Kimimiz Zeynel Abidin gibi şanslı.

Geçmiş mücadelesiyle barışık, gelecektekine ufaktan hazır birileri var aramızda. Çoğalabilseler, çoğalabilsek böyle böyle... “Herkes üretebilse şu panzehiri, kendi panzehirlerimizi üretebilsek...” diye geçirdim içimden okurken. Ruhlarımız hastalanmadan tamamlayabilsek hayatlarımızı... İnsan “cennetini” inancıyla yaratıyor, “cehennemini” ise kaygılarıyla... Ve bunu yaşarken beceriyor. Yolu bulmak zor ama imkansız değil.

Not: Ropörtajdan bahsedip link vermemek olmaz... Keyifli okumalar : )

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17446709.asp?yazarid=12&gid=61


GÖZDE YAZICI
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>