>

KÖŞE YAZILARI | GÜLAY KOÇ

Heitz’in Mahzeninde

Eğer “Bordeaux`dan başka şarap tanımam” diyenlerdenseniz yanılma ihtimalinizin olup olmadığını bir kez daha düşünmelisiniz. (Gülay Koç)
 
   
 
 
     

Eğer “Bordeaux'dan başka şarap tanımam” diyenlerdenseniz yanılma ihtimalinizin olup olmadığını bir kez daha düşünmelisiniz. Çünkü yeni dünya şaraplarının en önemli “vadi”lerinden biri olan Napa Vadisi, en az Bordeaux ya da Toskana kadar iddialı.



Vadinin “yeni dünya” olarak anılması sizi şaşırtmasın, aksine burası köklü bir geçmişe sahip. San Fransisco’nun bir saat kuzeyinde yer alan vadi topraklarının birbirinden değişik üzüm fideleriyle buluşması 1600’lü yılların başına rastlıyor. Günümüzdeyse vadinin “Stony Hill” olarak adlandırılan tepelerinde üreticiler, Chardonnay üzümünü yaygın olarak kullanırken Burgonya’ya has Pinot Noir’ı da işlemeye devam ediyorlar. Tam bir şarap cenneti olan Kaliforniya’nın muhteşem bağlarına evsahipliği yapan Napa Vadisi’nde sadece bu üzüm türleri yetiştirilmiyor. Cabarnet Sauvignon,Viognier, Zinfandel gibi aromaları güzel olan değerli üzümler de birbirinden zarif şaraplara tat veriyor.



Kaliforniya şaraplarından ve Napa Vadisi’nden söz etmişken şarap üretimi konusunda bölgede söz sahibi olan Heitz Ailesi’nden de bahsetmemek olmaz. Üstelik, Kaliforniya şaraplarını dünyaya tanıtmada öncü olan aile bireylerinden Kathleen Heitz’le de geçtiğimiz yıllarda tanışma fırsatı yakalamışken...

Heitz Cellar, 1940 yılında Joe ve Alice Heitz tarafından yaratılmış. Kurulduğu ilk günden bu yana kaliteli şaraplar üretme ilkesini benimseyen Heitz Cellar’ın amiral markası ise Martha’s Vineyard Cabernet Sauvignon şarapları. Heitz Cellar bu markasıyla neredeyse her yıl Wine Inspector’dan oldukça yüksek puanlar alıyor. Yaklaşık 40 yıldır üretilmeye devam eden Martha’s Vineyard’ın tüm rekolteleri koleksiyonerler tarafından da ilgiyle takip ediliyor.



Heitz Ailesi’nin St. Helena’daki bağlarında Portekiz’e özgü Port üzümleri yetiştiriliyor. Bağa dikilen her bir üzüm fidesi için öncesinde, bağın toprak yapısının ve havanın uygunluğu titiz çalışmalar sonucunda araştırılıyor. Üzümler önce toplanıyor; şaraphaneye ulaştırılıyor. Tanenlerinden büyük bir incelikle ayıklanıyor. Ardından tüm üzümler alkol ve şekerle bir araya getiriliyor. Şaraplara istenilen rengin verilmesi için oluşturulan karışım özel odalarda bekletiliyor. Şaraplara bu bekleyişleri sırasında Fransız meşe fıçılar eşlik ediyor. Şaraplar şişelendikten sonra da ortalama yedi ay mahzende bekletiliyor.

Heitz’in mahzenine dair ufak bir not daha… Burası, 1898 yılında inşa edilmiş. Yani, Heitz Cellar’dan oldukça yaşlı. Döneminde tamamen elde yontulan gri taşlarla inşa edilen mahzen, Heitz Ailesi tarafından modern teknolojinin nimetleriyle donatılmış. Bu haliyle içerisinde güzellik uykusuna yatan şarap şişelerine eşlik etmeye devam ediyor.


GÜLAY KOÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>