>

KÖŞE YAZILARI | ÖZCAN KANDEMİR

Mutluluğun resmi yapılabilir mi?

Geçenlere her zaman beğeniye izlediğim Bal Çiçek Pamir’in programını izlerken “iyi ki böyle programlarda var” dedim kendi kendime. Özcan Kandemir’in yeni yazısı…
 
   
 
 
     

Balçicek Pamir ve
Mutluluğun resmi


Medya en yaygın iletişim aracı. İyiyi de kötüyü de, güzeli de çirkini de anında medyadan öğrenebiliyoruz.

Dünyada 4. güç olarak kabul edilen medya gerçekten de büyük güç. İyiye kullanıldığında müthiş buluşları, yetenekleri, gelişmeleri ayağınıza getirerek sizi dünyayla buluşturuyor. Oturduğunuz yerden dünyada gelişen politik olayları teknolojik, bilimsel ve kültürel gelişmeleri öğrenebiliyorsunuz. En yeni filmleri, en büyük konserleri cebinizden beş kuruş çıkmadan koltuğunuzda oturup izleyebiliyorsunuz. TV kumandasının bir tuşuna basıp dünyanın en ücra köşesine gitmiş gibi oluyorsunuz. Bu azımsanacak bir olay değil elbet.

Kötüye kullanıldığında ise yanlış bilgileri vererek sizi yanıltıyor sizi dünyanın gerçeklerinden alıp sanal bir aleme götürüyor. Tarafsız olması gerekirken bir grubun yalakalığını yaparak aklınızı karıştırıyor. Sadece eğlence amacıyla kullanılan medya ise sadece onun bunun yaşadığı aşklar, skandallar ve giyim kuşamları ile sizin beyninizi yıkıyor.Geriye ne kalıyor bu tür programlardan koskoca bir Hiç!....

Ama bu programları yapanlar seyirciye hiçbir şey vermeden hem para, hem ün kazanıyorlar,,,

Hele de polisten çok “poliscilik“ yapan ve “bizden kaçmaz” havalarıyla her gün evimize cinayet görüntüleri ve kan kokuları sunan programlar yüzünden neredeyse hepimiz paranoyak olduk.

Neyse yaz imdadımıza yetişti de bu tür programlar “şimdilik” de olsa tatile girdi, Dileğimiz güneşin enerjisiyle bir daha dirilmemek üzere yok olup giderler inşallah…

Yazının başlığıyla içeriği ne kadar farklı değil mi?
Aslında anlatmak istediğim, bunca medya kirliliği ve kolaycılığının yanı sıra iyi şeylerin de yapıldığını anlatmaktı.

Geçenlere her zaman beğeniye izlediğim Bal Çiçek Pamir’in programını izlerken “iyi ki böyle programlarda var” dedim kendi kendime.

Genelde kötü bir olay oldu mu gazete ve televizyonlar o olayla hiç ilgisi olmayan kişileri bile gündeme getirir. Ama iyi bir olay olunca nedense pek sesleri çıkmaz. Çünkü bunun reyting getirisi yoktur.

Bal Çiçek Pamir’in o günkü program konukları çillleriyle pek sevimli duran 14 yaşında bir öğrenci Destegül Hazal, genç öğretmeni Esra özel ve Ersin Özeldi.

Konu; “mutluluğun resmi.” Ardahan’nın Damal kazasında bir araya gelmiş bu üçlü. Ve genç öğretmen öğrencilerine Nazım Hikmet’in ünlü ressam Abidin Dino’ya sorduğu . “Mutluluğun resmini yapabilir misiniz?” sorusunu sormuş.. Tüm öğrenciler bu konuyla ilgili çalışmalar yapmışlar ama, mutluğu en iyi resmeden Destegül olmuş. Kendi yaşamından yola çıkarak mutluluğun resmini yapmış.Bundan çok etkilenen öğretmeni önayak olmuş ve yönetmen olan Ersin beyin desteğiyle bunu bir belgesel haline getirmişler.

6 kardeşten birisi olan Destegül’ün belgeselinden anlıyoruz ki, o sabah kalkıp kardeşlerini giydiriyor, kahvaltılarını veriyor 20 dakika yol yürüyerek kardeşlerini ellerinden tutup, kar kış demeden, okula götürüyor, okul dönüşü, ahırda hayvanlara bakıyor, süt sağıyor, annesine ev işlerinde yardım ediyor ve bütün bunları yaparken derslerini de ihmal etmiyor. Öylesine başarılı ki, öğretmeninin ilgisini hemen çekiyor. Destegül kendi ufkunu genişletmeyi ve bu dar olanaklar içinde bile mutlu olmayı başarabiliyor. Hayalleri geniş. Okuyup ayaklarının üzerinde durmayı, ailesine ve kardeşlerine destek olmayı, başarılı olmayı ve tiyatro eğitimi almayı düşünüyor. “Her şey hayalle başlar” sözünü ilke edinmiş. 6 kardeşi anne ve babasıyla bir göz odada yaşamak zorunda olmasına rağmen umutlarını hiç kaybetmiyor ve bu olanaksızlıklar içinde bile, mutluluğun belgeselini çekerek dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.

İlk kez yaşadığı yerden çıkıp İstanbul’a gelen Destegül tiyatroya çok ilgi duyuyor. Kendi belgeselini programda ekrandan mutlu bir tebessümle seyrederken, Bal Çiçek Pamir’in onu öven sözleriyle mutluluğu bir kez daha yakalıyor. Gözleri ışıl ışıl, çilli yanakları sevinçten pembe pembe.

Program yapanlar ünlüyü daha ünlü yapmak yerine, birazda yetenekli kişileri programlarına alıp, onları tanıtarak ilgiyi onların üzerine çekmeye gayret etseler kim bilir kıyıda köşede ilgi bekleyen, destek bekleyen ne yetenekler ne parlatılmayı bekleyen cevherler çıkar.. .

Ayrıca bu medyanın görevidir. Yeni yetenekleri ( her dalda ilim, bilim, sanat ) su yüzüne çıkarmak, onlara destek olmak ve destek sağlamak.

Bugün dar olanaklarla mutluluğun belgeselini çeken Destegül yarın ünlü bir belgesel yapımcısı veya başarılı bir tiyatro sanatçı olduğunda, aklına gelen ilk isimlerden birisi kuşkusuz onu programına çıkarıp, yeteneklerini sergilemesine olanak tanıyan Bal Çiçek Pamir olacak. Yaptığı programlarla büyük paralar kazanmasa da doğru bir iş yapmanın mutluluğunu yaşayarak kendini ödüllendirmiş olacak Bal Çiçek Pamir az şey mi?...

Tekrar buluşuncaya kadar sevgiyle kalın.

Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com


ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>