>

KÖŞE YAZILARI | REHA MUHTAR

Cazibe Hanım`ın evlilik düşleri...

"Macit Koper’in senaryosunu yazdığı, İrfan Tözüm’ün yönettiği “Cazibe Hanım’ın Gündüz Düşleri” filminde Cazibe, güzel olmasına karşın evde kalmış yaşı geçkin bir kızdır..." Reha Muhtar`ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     

CAZİBE HANIM’IN EVLİLİK DÜŞLERİ...

Macit Koper’in senaryosunu yazdığı, İrfan Tözüm’ün yönettiği “Cazibe Hanım’ın Gündüz Düşleri” filminde Cazibe, güzel olmasına karşın evde kalmış yaşı geçkin bir kızdır...

Hale Soygazi’nin oynadığı Cazibe, baskı altında yaşayan bir kızdır, kendine dışarıya kapalı bir dünya oluşturur...

O kapalı dünyadaki düş odasında Cazibe, lisedeki sevgilisiyle ilgili düşler üretir...

Cazibe’nin okuldaki sevgilisi Kürşat’la ilgili erotik gündüz düşleri zaman içinde Cazibe’yi gerçek dünyadan kopartır...

Antalya Festivali’nde 1992 yılının en iyi film, en iyi senaryo ve en iyi müzik ödülünü alan filmi hatırlamamın sebebi, Tuba Ünsal isimli çıtır hanımefendinin evlilik düşlerini görmüş olmam...

Yalın’la ilişkisi esnasında kendisini tanımıştım ve açık söyleyeyim bana hiç de mantıksız şeyler üretecek birisi gibi gelmemişti...

Ama görüyorum ki, hepten kafayı yiyenlerin dünyalarında dolaşa dolaşa ona da bir haller olmuş...

Evliliği bir başkasıyla beraber olduğu için biten, ilişkileri skandallarla at başı giden Tuba ikinci kez evlenmek istiyor, ama bazı şartları!!! var ikinci evlilikte;

Aynı zamanda hayat arkadaşı olacakmış ve her şeyini paylaşacakmış erkek arkadaşı, ama ona hiç karışmayacakmış, işlerine müdahale etmeyecekmiş, “şu işe gitme, şunu yapma” demeyecekmiş...

Gerektiği zaman ayrı evde kalacakmış, çünkü insanın kendisini dinlemeye ihtiyacı varmış... Bu arada hayatta her şeyi paylaştığı eşi, gereksiz kıskançlıklar yapmayacakmış, işinin gerektirdiği yerlere gitmesine karışmayacakmış...



***

Tuba Hanım’ın söylediklerinin aramakta olduğu ikinci eş açısından tercümesi mealen şöyle;

“Tuba’yla evleneceksin ve onunla her şeyi paylaşacaksın...

Yalnız yanlış anlama gerektiğinde yani o istediğinde ayrı evde kalacak, çünkü zaman zaman yalnız kalmaya ihtiyacı var ...

Evleneceksin ve her şeyi paylaşacaksın ama ona hiç karışmayacak, işlerine müdahale etmeyecek, “şu işe gitme, şunu yapma” demeyeceksin...

Bu durumda kendisiyle her şeyi paylaşman bir çeşit psikiyatrla hastası arasındaki ilişki gibi olacaksa da dert etme...

Bırak o senle her şeyi paylaşsın, ama zinhar sen hiçbir konuda hiçbir fikir belirterek terbiyesizlik etme...

Ayrıca bütün hayatını paylaşsan da, gereksiz yere kıskançlıklar yapmayacaksın, ve işinin gerektirdiği yerlere gitmesine hiç ses çıkarmayacaksın...”

Bunları gerçekleştirecek kişiyle evlilik yapmak istiyor Tuba...

Geçenlerde bahsetmiştim...

Bana söyleşilerde hep sorulan bir soru var ve ben her cevap verişimde aslında Tuba ya da Tuba kafasını anlatmaya çalışıyorum...

Soru şu:

“Kadınları iyi anlıyorsunuz... Peki bunun kendi hayatınıza neden katkısı çok olmuyor?..”

Aslında katkısı oluyor ve ben her şeye rağmen mutlu yaşıyorum...

Ama soruda sorulan “uzun zamandır neden evlenmediğimse” cevabı çok açık...

Benim kadınları anlamam, kadınların da beni anlaması anlamına gelmiyor...


***

Aslında güzel ve sevimli bir kız olan Tuba’ya kızamıyorum ama, bilmesi gerekiyor ki, bu kadar empati yoksunu olarak yaşamda mutlu olmanın ya da isteklerine kavuşmasının imkanı yok...

Empati bir insanının kendisini başkasının yerine koyması anlamına gelir ki, Tuba’nın istekleri için değil empati, antipati ya da sallapati deyimi daha yerinde olur...

Tuba düşünmeli ki, bir erkek hiçbir şeyine sahip olamayacağı bir kadınla neden evlenmek istesin?..

Kesinlikle karşı çıkmıyorum şartlarına, tersine uygun buluyorum ve destekliyorum...

Yalnız yaşayan bir insanın, olmazsa olmaz şartları Tuba’nın şartları...

Bir insan ancak Tuba’nın söylediklerini kendi hayatında uygularsa özgür olabilir, birey kalabilir, yalnızlığın tadına varabilir...

Ama yalnızlığın tadına varabilir, evliliğin değil...

Hem bunları talep edeceksin hem de evlilik isteyeceksin...

Kimse hayatını bir başkasının emrine ve kullanımına böylesine vermez ve vermemeli...

Sevgi, aşk ya da evlilik karşılıklı bir fedakarlık gerektiriyor...

Tuba’da bunun olmadığı aşikar ve istekleri Cazibe Hanım’ın Gündüz Düşleri kadar sanal...

Magazin ve ünlüler dünyasının insanlarının egoist ve egosantrik (benmerkezci) oldukları kimsenin meçhulu değil...

Ama durumun Cazibe Hanım’ın Gündüz Düşleri’ni andıracak kadar şizofrenik hale gelmesi acıdır...

Umarım, Cazibe Hanım’ın başına geldiği gibi sinir krizi geçirip hastanelik olmaz, bu sanal dünyalarda yaşayanlar...

Reha Muhtar
rmuhtar@gazetevatan.com

 


REHA MUHTAR
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>