>

DİĞER HABERLER

Geceler....

"... Açsana telefonu! Aç dedim! Açsana açsana telefonu!..." Deli Fişek'in yeni yazısını okumak için tıklayın.
 
   
 
 
     
Geceler....

Bugün Sesam’da bir toplantıya gittim. Eurimages (Avrupa Filmleri Destek Fonu) Türkiye temsilcisi Faruk Günaltay konuşmacı olarak bulunuyor, yapımcılara yenilikleri anlatıyordu. Ben de hastalıklarımdan biri olan yazmadan duramıyor, haber yapmaya uğraşan gazeteci gibi hızla not alıyordum. Çaycı kardeş de önce katılımcıların adlarını topluyor, sonradan gelenleri atlamamaya çalışırken bir o tarafa bir bu tarafa koşturuyor. Sessiz de olmaya çalışıyor bir yandan. Sonra çay dağıtmaya çalışıyor, biraz eğilerek, utangaç! Çok da kibar! Neyse tam da Faruk Bey’in masasının önünden geçerken bir anda bir kadın bağırmaya başlıyor, polifonik bir sesle! “AÇSANA TELEFONU! AÇ DEDİM! AÇSANA TELEFONU!” Ben tabii kalemi falan fırlatıp gülmeye başlıyorum. Adamcağız kaçıyor hemen salondan! Zaten böyle bir olay beni bulmazsa şaşarım, bendime sığmaz taşarım!

Çıkınca sondan bir önceki param ile bir sinema kitabı aldım. Çok okuyorum ya! Okumadan yapamıyorum hani! Ellerim titriyor okumazsam...Nefes alamıyorum!! Yok öyle bir şey tabii! Keşke olsa, o ayrı. Ama olsun bayağı bir yatırım yaptım kitaba. Bu kış eve, maçları garantiye aldıktan sonra Digiturk bağlatma, artık bir telefon ve ona bağlı bir internet sahibi olma, odamı mümkünse turuncuya boyatıp, okuma koltuğumu odama almaya karar verdim. O koltukta neler okuyacağım neler! İnşallah!

Nerden geldik buraya, size ne benim ne okuyacağımdan? Haa! Şunu diyecektim! Son paramla da bu akşam içmeye gideceğim. Yeni kararlar aldım (hep yaptığım gibi). Msn’de kanka ile kendimize sıçan1 ve sıçan2 isimlerini taktık. Neden mi? Aşkta (ayıptır söylemesi) büyük sıçtık da ondan! Bu akşam da o sebeple içmeye gidiyoruz. Zaten sıçmışız bir kere, son paramızla da içsek ne çıkar? Ne değişir, ne fark eder? Yarın iş günü, yarım gün uyur geceyarısına kadar çalışırız. Hem ben gece çalışmayı daha çok seviyorum. Aaah ah!

Tera’ya gidelim diyecektim. Bizim Elif pek methetti. Sinemacılar gidiyormuş hep! Biz de artiz olucaz ya! Mutlaka gitmeli, yapımcı, sinemacı, oyuncu kim varsa görmeliydik! Gittik gördük de! Gerçekten bazı simalar hep aynı. Mesela bilen bilir! İki Ce’nin de kapısında oturan hayli yakışıklı, masssmavi gözlü, bu yaşta beyaz saçlı sinemacı arkadaş orda! Olmazsa ayıp! Sonraa bizim kızın tanıdığı oyuncular orda, sağımız oyuncu solumuz sinemacı. Benim de şahsen değilse bile sima olarak tanıdığım çok insan orada. Gözüme yine biri kuvvetli bir ışık tuttu sanki! Kalakaldım oracıkta...Huzursuz oldum..Bunaldım...Sıkıldım...Gidelim buralardan dedim! Dayanamıyorum! Öyle de bayık birşeyler çalıyordu ki, boğucu ve zor tırmandığım terasın merdivenlerinden yuvarlanacaktım az kalsın! Hastayım böyle yerlere! Klasik abilerin pek bıçkın oturuşlarına, etrafı kesişlerine! Neresi açılsa oraya koşmalarına! Mekan tutmalarına! Uzaklaştık sinema camiasından!
Sawady diye bir yer açılmış. Bizim sanatçı arkadaş (ki gerçek sanatçı, heykeltraş, özel efektçi) çağırdı, sergi vardı. Gittik. Tabii bizim sanatçı çoktan sergiyi gezmiş, alkole akmıştı bile...Enteresan bir yerdi terası. Uzun zamandır değişik biryer görmemiş olan benim hoşuma gitti. Herkes yakışıklı ama gay gibi geldi bana! Kızların popolar, göğüsler yarı açık! Teşvik ve tahrik edici ortamlar! Bir de alkol olunca, ilk aklıma gelen yine hastalıklı düşünceler oldu “Bırakmayacaksın abicim sevgilini ortalığa, salmayacaksın barlara! Şu ortam İsa’yı yoldan çıkarır valla! Ama beni çıkaramadı. Bir birayı zor içip bizim mekana gitmek için huysuzlandım durdum. Orada en rahat, en mutlu, en ben olabiliyorum. Ayaklarımı da uzatıp sel gibi akıp giden kalabalığı keserken, Taksim istikametinden gelip aleme akmakta olan arkadaşların sırtlarını sıvazlıyorum! Peki şimdi biz burayı mekan bellemiş olmuyor muyuz?

Deli fişek
delifişek@cosmoturk.com




Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>