>

KÖŞE YAZILARI | DİZİ KRALİÇESİ

Dizi Kraliçesi

Dizileri yere yere bitiremeyen dünyanın içinde, gizli gizli dizi izleyenlerdenseniz, yalnız değilsiniz. (Dizi Kraliçesi Yazıyor)
 
   
 
 
     

Dizi izlemiyor gibi yapıp yayınlandığı günü, saati, hatta fragmanı iple çekenlerdenseniz, yine yalnız değilsiniz.

Her biri neredeyse birer film kalitesinde sahnelerle dolu, dialogları insan hayalini zorlayacak, en iyi edebi eserleri sollayacak kadar başarılı senaryoları ile dizilerin hayatların vazgeçilmez uyuşturucuları olması gerçeğini kabul ediyorsanız, üstüne üstlük siz de kendinizi bu tatlı bağımlılığa teslim etmişseniz, haksız da değilsiniz.

Hayatında en az bir kere aşk acısı çekip, yoluna devam etmek durumunda kalmış ya da patronuna, öğretmenine, arkadaşına, annesine-babasına aklındakini söyleyemeyecek kadar dolu olan herkes, kendini bir şekilde dizilerde görüyorsa, bu dizileri kaleme alanlar iyi gözlem yapıyor ve biliyorlar bu işi demektir diye düşünüyorsanız, siz de benim gibisiniz.

Öncelikle senaryoları yazanlara helal olsun diyor ve eklemeden de geçemiyorum: Son zamanların fenomen dizileri bir önceki sezon dizisinin müziğini birebir alma cüretinde bulunuyor ve bir tek izleyici buna nedir yahu demiyorsa, izlenme rekorları kıran bir başka dizi yabancı bir filmin senaryosunu önü arkasında adı geçmeden birebir kullanma cesareti gösteriyorsa sektörde yanlış bir şeyler var demektir. Ve maalesef hak yenmiş denebilir mi? Sormak isterim.

Evet, her ne kadar farkedilmesek de biz izleyicilerin de kul hakkı var ve bizler de kandırılmayı sevmiyoruz. Yani demem o ki; dizinin hikayesi içinde hayattan kopmayı tercih ediyor olmak başka bir dizide eski dizinin müziği ile geçiştirilmeyi haklı göstermez diye düşünüyor olabiliriz.

Öncelikle kendimi size tanıtayım:

Sanattan, tasarımdan, yazmak-çizmek ve konuşmaktan biraz anlayan, dizilerde geçen mekanları gezmiş-görmüş biraz bilen olarak yazacağım düşüncelerimi.

Sizler de yazarsanız mutlu olacağım. Beraber izleyip dizilerimizi, onların hayatından insanlar olarak olayları karakterleri kritik edersek hem eğlenir, hem de birbirimize sırdaş/dertdaş oluruz diye de bir heyecanım var. Ne dersiniz? Olur mu? Evet, belki. Belki olmaz. Ama ya olursa:)?

Jeneriğinden, oyuncu karakterlerine kadar beğendiğim favori dizimden başlayalım izninizle;

BANA SEVMEYİ ANLAT

İzlemediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz. Bir insanın hayatta karşılaşabileceği her cins insan dizide gösteriliyor. Dizi karakterlerinin başına gelmeyen şey kalmıyor maalesef. Evet, normal. Bir Türk dizisi. Ama zengin bütçeli bir Türk dizisi. Zaten tanımlamalarımdan bazı dizilerin maalesef fakir olduğu gerçeğini ya da sanat yönetmeninin yeterince sete malzeme temin edemediğini sizlere kısa sıfatlarla aktarmaya çalışacağım.

Tamamen "tesadüf" eseri gerçekleşen olaylar güzel kızlar, yakışıklı erkekler, harika oyunculuk, müthiş dialoglar ve olmazsa olmaz hayattan anekdotlarla bu dizi yılın en başarılı dizilerinden birisi.

Bana Sevmeyi Anlat dizisi 1-0 galip başlamıştı yayın hayatına. Peki ama neden? E malum Karadayı film müziğini alıp kullanmaktan hiç çekinmemiş müzisyen arkadaşlara devam demişti yapımcı. Bence büyük haksızlıktı bu yönetmene yapılan. Belki de o da farkındaydı ve 1-0 galip başlamayı kendisine yakıştırmıştı. Bilemiyorum. Sezonun ilk başlarında hala Karadayı etkisinde olanlar için otomatik sevmek, otomatik güvenmek, otomatik şaşırmak, otomatik ağlamak gibi bir şeydi bu. Zira müzik sahneyi birebir işaret ediyor ve sevip sevmeyeceğimize karar verdiriyordu. Müzik hala Karadayı. Twitter da yazdığım halde değiştirmediler. Ve aynen devam ettiler. Demek ki bu bir suç değil. Tüketici hakları burada devreye girer mi? Aslında bir sorsak mı? Bu konuyu incelemek üzere çantama koyuyorum.

Şimdi izniniz ile dizinin bir iki karakterinden söz etmek istiyorum.

Ve bu haftalık karakterim Haşmet olsun diyorum.

Canavar Haşmet. Gözünü kırpmadan can alan, insanları bozuk para misali harcayan Haşmet. Evet. Senaristler Haşmet'in aşkını değersizleştirip, aldatılmasını, kullanılmasını haklı göstermek için uğraşıp duruyorlar ama biraz uzamadı mı bu?

"Aldatma/yalan haksızlığı"nın es geçilmesi? Haşmet'in sevmesini seviyor olmak mafya babalığını onaylıyor görünecek diye ses çıkaramıyoruz ama Haşmet'in sevgisi gibi bir sevgiye sahip olmak isteyen nice Canan'lar var biliyoruz.

Canan mı kim? O da diziden bir başka karakter. Ama karaktere can veren oyuncusuna kurban olur insan. Müthiş bir oyunculuk. Tebrik ediyorum.

Dizilerdeki şu felaket karakterler ne kadar sinir bozucu olursa o kadar prim yapıyorlar, eminim. Diğer yandan yanlarında tansiyon ilacı, sinir ilacı da verseler iyi olacak diye düşünmekten kendimi alamıyorum. :)

Bazen anlamıyorum yapılmak isteneni. Empati mi kuruyoruz şimdi Alper ile Onur arasında? Birisi sapık (ki cezası kesiliyor, ölüyor) diğeri asil bir aşık. Asil aşık olan Alper. Nasıl karşılaştırmalar bunlar? Ben bile zorlanıyorsam canım annemin diziyi üç defa anlatmama rağmen anlamamasına şaşırmıyorum:)

Uzun çalışma saatleri en çok izleyicilere zarar veriyor diye üzülüyorum. Zira sevgili görevli kimse, aksesuarları, detayları organize eden, Almanya'da yaşayan bir çocuk nasıl o kadar inci gibi yazsın, anlamıyorum? Üstüne üstlük bir de di mi diye nasıl bitirir bir cümleyi? Şok oluyorum:))) Soru işareti bile şekilli. Yaş kaç lütfen? 25? 35?

İlkokul. Hadi canım:) Böyle detaylara çok gülüyorum.

Diziden bir kaç bayıldığım replik ekleyerek size veda ediyorum. Sizin de gözlemlerinizi heyecanla bekliyorum.

"Galiba annesi olmayınca görünmez oluyor bir çocuk"

"Herkes kalbinin ekmeğini yer"


Her ikisi de Bana Sevmeyi Anlat'tan olduğuna göre ekibi can-ı gönülden alkışlıyoruz.

KALİTE DETAYDA SAKLIDIR:

• 309'da gittikçe bütçe küçülüyor anlaşılan. Süper zengin Saruhan Ailesi'nin gelini doğum yapıyor, doğum odasında yedek yatak yok ve bütün aile kabanlarını çıkarmadan bekliyorlar saatlerce.

• Kiralık Aşk'taki sosyal sorumluluk sahneleri hep ana çekime ek mi koyuluyor? Oyuncuların dialogları sahneden kopuyor ve yapıştırma olduğu çok belli oluyor. Oysa verilen mesaj çok güzel. Teşekkür ediyoruz. Hele Defne ile Ömer'in ikili dialoglarda yaptıkları felsefe halkın anlayabileceği seviyeyi yükseltirse, ne ala:) Fazla reklam ise itici oluyor yalnız. Söz konusu Baylan olsa bile.

• Kara Sevda, senaryosu ile beni hala şaşırttığı için yine çok başarılı. Bununla birlikte kasksız motosiklete binmek ne demek? Kasksız motosiklete binip hız yapmak, ne demek? Oyuncumuzun saçı bozulmasın diye mi yün bere kask yerine geçer mesajı veriyoruz?

Bana ulaşmak için:
Dizi Kraliçesi
dizikralicesi@cosmoturk.com


DİZİ KRALİÇESİ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>