>

KÖŞE YAZILARI | GÜLAY AKÇAKOCA

Özde Yırtılma

Bugün 2. günüm… Erken, çok erken uyandım. (Gülay Akçakoca)
 
   
 
 
     

2. günüm bugün…
Çepeçevre kuşatan, içine hapseden ve sonunda da benden hiç istemediğim bir “ben” yaratan yüklerimden, sınırlarımı zorlayan fazlalıklarımdan ve artık gücümün kaldıramadığı ağırlıklarımdan kurtulmak için geldim bu sessiz sahil kasabasına…
Kıyıya vuran dalga seslerini duymaya…
Mis gibi kokan iyot ve yosun kokusunu ciğerlerime doldurmaya…
Unuttuğum doğaya yine yeniden tutku ile bağlanmaya…

İlk günüm önceki günlerimden farksızdı. Yolculuk, kalmak için bir köy evi bulma, yerleşme derken harala gürele geçti yine her zamanki telaşıyla.
Bugün 2. günüm… Erken, çok erken uyandım. Çıktığım yüksek tepeden parlak güneşin, tüm tonları ile sakinliği hissettiren mavi denizin üzerinden doğuşunu izliyorum şimdi.
Güneşin doğuşu ile “O an” ın sonraki yaşantımın başlangıç noktası olduğunu hissettim ruhumun derinliklerinde…
Yorgun zihnimi ve bedenimi dinlendirmek için yaptığım bu kısacık tatil, kendi kendime yaptığım bir yolculuk olacaktı belki de.

Kim bilir belki de “özde bir yırtılma”…

Günün birinde ruhumu arındırmak için Hindistan’a gitmenin hayallerini kuruyorum yıllardır. Yüzyılların bilgeliğini yakalamak için Hindistan’a gitmek şart değil belki de. Şehrime birkaç saatlik mesafede olan bu küçük sahil kasabasında yorucu ama keyifli, korkunç ama harika, eksik ama gerekli uzun bir yolculuk yapabilirim ruhuma.

Yaşamımdaki tüm fazlalıkların yarattığı o derin eksikliği, tırnaklarımı fazlaca kesmişim gibi derin bir sızı ile hissediyorum şimdi. Sade fakat doygunluk veren bir yaşam sürmeyi nasıl da arzuluyorum halbuki…

Hem Descartes dememiş miydi; “Karmaşık şeylerin güzel olduğunu düşünmek insanların ortak yanlışıdır” diye!
İçimden bir müzik sesi yükselmeye başlıyor… Joss Stone’un minimalizmin mottosu olan “Less is More” şarkısı. Daha az olan daha fazladır.

Sade yaşamalı…
Sadece yaşamalı….

Sahip olduklarından vazgeçebilmeli, ruhu – zihni - bedeni köleleştiren bağımlılıklardan kurtulmalı, günde dört gazete okuma alışkanlığını bir kenara atmalı, aynı anda beş işi birden yapmamalı, zamana boyun eğmemeli, geçmişi terk etmeli, hırslara-korkulara-kaygılara değil sevgiye esir etmeli kendini, iyilik yapmalı, iyilik yapmanın o muhteşem hazzını duymalı, daha az yemeli, daha az tüketmeli…

Sade yaşamalı, sadece yaşamalı!

Evet!
Yüreğim ve aklım devrim yapmaya hazır sanki!
Sahil kasabasında geçirdiğim bu 2.gün, hayatımın geri kalan kısmının ilk günü…
Bugün özde yırtılma günü…


GÜLAY AKÇAKOCA
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>