>

KÖŞE YAZILARI | ÖZCAN KANDEMİR

Güle güle Duygu

"Bugün bir dostum telefon ederek, Duygu Asena’yı kaybettiğimizi söyledi."
 
   
 
 
     

Bugün bir dostum telefon ederek, Duygu Asena’yı kaybettiğimizi söyledi. Bir haftadır hastanede yoğun bakımdaydı. Aldığımız haberler iç açıcı değildi. Her an kaybedebileceğimizi biliyorduk ama, gene de bu telefon haberiyle sarsıldım.

İki yıldır beyninde oluşan tümörlerle savaşıyordu. Hiç sesini çıkarmadan, yakınmadan ard arda ameliyatlar oldu. Bu ameliyatlardan umutluydu. Her zaman olduğu gibi güçlü görünüyordu amma her şeyi bilen bir insan olarak gerçekten güçlümüydü? ..

Kardeşi İnci Asena ona bir bebek gibi baktı. Her zaman sevdikleriyle bir araya getirmek için fırsatlar yarattı. En son Duygu’nun doğum günü olan 19 Nisan günü yakın arkadaşlarını ve sevenlerini toplayarak ona doğum günü partisi yaptı. Bugüne kadar yaşadığım en hazin doğum günüydü. Çünkü bunun Duygu’nun son doğum günü partisi olacağını orada bulunan herkes tahmin ediyor ve buruk bir sevinç yaşıyordu. Duygu’ya gülücükler dağıtırken biz bize kalınca ağlamaklı oluyorduk. O güçlü kadın, o hep yüzü gülen kadın, o dünya güzeli kadın, yediği kortizon iğneleriyle şişmiş ve hala bizlere gülümsüyordu.

O gün, tüm sevdikleri oradaydı. Hepimiz ona sarılıp öptük. İyi dileklerimizi sunduk. Nebil Özgentürk’ün Duygu için hazırladığı belgeseli izledik. Ödüller verildi. Adına yarışma düzenleneceği haberiyle mutlu oldu.

Belgeseli hepimiz içimiz burkularak seyrettik. Kucağına aldığı ve çocuğu gibi büyüttüğü Kadınca Dergileriyle ve dalgalı kızıl saçlarıyla pek güzeldi. Panellerde, toplantılarda çekilen fotoğraflarla Duygu’nun geçmişini önümüze serdi Nebil Özgentürk. Pek çok arkadaşı meslektaşı anılarını paylaştı. Herkesi aynı ifadeyle dinliyordu. Gene gülümsüyor, gene alçak gönüllü, gene direnmeye çalışarak tamamladı günü.

İnci Asena’ya o gün de teşekkür etmiştim. Bugünde bizleri bir araya getirerek Duygu’ya sarılıp, öpme ve vedalaşma fırsatı verdiği için tekrar teşekkür ediyor ve hem kızının babası Halit Çapın hem de sevgili kardeşi Duygu Asena için başsağlığı diliyorum..

Duygu Asena’yı 80’li yıllardan başlayarak herkes tanır. O zaman genç kız olanlar bugün anne oldular. O günün kadınca Dergisini okuyan genç kızlar bugünün bilinçli anneleri.

Yazdığı yazılarla, yazdığı kitaplarla, söylediği sözlerle pek çok erkeği kendine düşman eden Asena binlerce kadın dostunun gözyaşlarıyla uğurlandı.


Gelişim Yayınlarında birlikte yıllarca çalıştık. Çalışmanın yanı sıra mesai bitiminde saatlerce konuşurduk. Kız kardeşinden ve yiğeni Berfu’dan başka yakını olmayan Duygu zaman zaman “Sizler benim ailemsiniz” derdi.
Bu doğruydu. Duygu hastalandığı andan itibaren bütün kadınca ekibi seferber oldu. Onu hiç yalnız bırakmadılar. Sevgileriyle, ilgileriyle ona ailesi olduklarını kanıtladılar. Ama Duygu ancak iki yıl dayanabildi bu hastalığa. Belki de bu kadar sevilmeseydi, bu kadar ilgi görmeseydi, bu kadar dua almasaydı onu daha erken kaybedebilirdik.

Ne garip tecellidir ki, onun gazeteciliğe adım atmasına neden olan İnci Asena’nın eski eşi Halit Çapın’da ondan bir gün önce aynı hastanede hayata gözlerini yumdu. Sanki bu dünyada Duygu’ya öncülük etmiş olan Çapın, öteki dünyada da onu karşılamaya hazırlanır gibi bir gün önce defnedildi..

Bu günlerde ard arda değerli insanları kaybediyoruz. Aslında arkalarında eser bırakanlar kaybolmuyor. Onlar eserleriyle anılacak, yaşatılacak ve hep hatırlanılacak. Kadınlara kimliklerine sahip çıkmayı öğreten, şiddete, sömürüye karşı çıkan Duygu Asena’yı kadınların yıllar boyu hatırlayacağı gibi..

Güle güle Duygu... Seni hep sevgi ve özlemle anacağız. Orada yalnız değilsin bak!.. Halit Çapın kızıl saçlı baldızını bekliyor...


Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com

 


ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>