>

KÖŞE YAZILARI | SEMNAL GÖKMEN

Aramıza BİRİ geliyor.

Şimdi ona da sürpriz olacak bu satırları okurken... (Semnal Gökmen)
 
   
 
 
     

Çok çok sevdiğim bir arkadaşım geçenlerde bana “bir yazında da benim bebeğimi anlat Semiiii” diyince işte bu yazı çıktı ortaya. Biliyorum ki o öylesine söylemişti bunu, nasılsa yazmaz diye düşünerek belki de ama ben kırar mıyım o çok sevdiğim dostumu hiç? Şimdi ona da sürpriz olacak bu satırları okurken, okur çünkü biliyorum takip ediyor beni keyifle… Bakalım bu sefer hangi konuyu seçmiş diye açtığında bilgisayarını, ilk cümlelerimi okuduğunda yanında bir yerlerde belirip gözlerini görmek isterdim elimi karnına koyup. Çok sevdiğim, çok pozitif birisi o. Hoplar, zıplar, koşar durmadan. Sıkılmaz da hoplamaktan. Bir şeyler onun hoplamasına engel olur vakti gelince diye hayal etmiştim ama yanılmışım.

Biraz geçmişe gidiyorum… Hep birlikte çok mutluyduk biz bölüm odasında . Bölüm odası diyorum, İngilizce öğretmenliğini İzmir’de bir kolejde sürdürdüğüm yıllardan bahsediyorum. Çok da geride kalmadı o yıllar ama şu anki hayatıma bakınca o kadar çok değişti ki her şey, kalan sadece dostluklarmış o yıllardan diyorum. Yazımın burasında diğer canım arkadaşlarımdan da bahsetmek istiyorum tabi. Ders bitse de teneffüste bir iki espri yapıp kıkırdaşsak diye iple çekerdik teneffüsleri hep birlikte. Yüzlerimiz asık gitsek de sabah mahmurluğuyla okula, bir “gevrek” yer, bir de çay içerdik hep birlikte, hiçbir şeyciğimiz kalmazdı hiçbirimizin. Birbirimizle rahat rahat dalga geçer, espriler yapar ve hiçbirimiz alınmazdık birbirimizin söylediklerine. Eh İzmirliyiz ne de olsa. Alınmak nedir,somurtmak nedir bilmezdik biz. Hafta sonunu hep birlikte iple çeker, Pazartesi olduğunda yine kavuştuk birbirimize diye teselli bulurduk. Güzel, dolu dolu geçmiş günlerdi…

Bütün arkadaşlarımdan uzun uzun bahsetmek isterdim, hepsi buna değer ama bu yazımda bahsedeceğim sevgili arkadaşım şu anda hepimizden farklı hayaller içinde ve onu anlatmak istiyorum. Bir Şubat günü, sonunda uzatmalı aşkıyla evlendi ama hoplamalarının, zıplamalarının ardı arkası yine kesilmedi. “Senin statün değişti kızım, sen artık bir eşsin,uslu dur, hanım hanımcık bir eş gibi davran artık” diye çok dedim ama sonra yaptığım sakil espriler bana bile o kadar sakil geldi ki.

Bir süre sonra annelik hakkında da konuşmaya başladık tabi; evlendi ya. Ona daha yakındı tabi bu fikir. Ama öyle dışa dönüktük ki, biz nasıl çocuk yapar da bakarız diye düşünür dururduk. “Herhalde zamanı gelince , o duygu da gelir” der, güler geçerdik sonra. Epey de gülmüşlüğümüz olmalı ki, bir gün ben yine kendi kendime gülerken internette gördüm: “ Her şey çok güzel olacak” yazmış… Kötü olan neydi ki de daha güzel olacak? Aradım hemen, sonrasında da o duygusal anlar… Benim haylaz, oradan oraya hoplayan dostum, anne olacakmış meğer. Vay vay! Garip bir duyguydu o an hissettiğim, çünkü mizacı bana benzeyen en yakın arkadaşlarımdan ilk defa birİ anne olacaktı. Aslında içim birden rahatladı sanki. “Oh o anne olsun da ben onu güzelce bir gözlemleyeyim, herhalde ben de öyle olurum” diye geçirirken içimden , şaşkınlık içinde süren birkaç dakikayı çok net hatırlıyorum.

Evet o şimdi eskisi kadar hoplamıyor, artık iki kişilik yaşıyor çünkü. Kendini koruyor, sakınıyor. Ben onunla aynı şehirde yaşamıyorum artık ama sık sık haber alıyorum ondan ve pozitifliğine de hayran kalıyorum. Kendini çok güzel telkin ediyor “her şey güzel olacak” diye ve bunu gönülden söylüyor. Belki de ondan hamileliği keyifli geçiyor. Güzel olan yüzü daha da güzelleşti sanki, gülen gözleri daha da farklı gülüyor şimdi. Umarım da hep güler, her şey gönlüne göre olur.

Ve şu anda bu yazıyı okuyan herkes için dileğim , bilemedim şimdi ne dilesem … Siz dileyin içinizden en iyisi, o dileğiniz gerçek olsun…


SEMNAL GÖKMEN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>