>

KÖŞE YAZILARI | SERPİL ŞAHİN

Bir yabancı ile ilişkideyim

"Ne çok ihtiyacım vardı birilerinin nasıl olduğumu merak etmesine." Serpil Şahin`in yeni yazısı...
 
   
 
 
     

BİR YABANCI İLE İLİŞKİDEYİM

Birkaç aydır sevdiğim arkadaşlarımla görüşememenin hüznü sarmıştı benliğimi. İş, ev ve diğer ekstra işler arasında kaybetmiştim küçük bedenimi. Ne çok ihtiyacım vardı birilerinin nasıl olduğumu merak etmesine. Derken; O da ne! Uzunca bir zamandan sonra ilk kez çaldığı için telefonum biraz şaşkındım. Bir an zil sesi bile tanıdık gelmemişti. Tam bu esnada eskilerden bir ses belirdi telefonumun ucunda.

-Nasılsın?

Ne kadar olmuştu içten bir ses tonuyla bu sorunun bana sorulmadığı.

-Teşekkürler, iyiyim. Ya sen?

- Ben de iyiyim. Umarım rahatsız etmemişimdir. Anımsadın mı beni? Çok oldu görüşmeyeli?

- Rahatsız etmedin ve hala kim olduğunu biliyorum?

- Seni arama nedenimi merak ediyorsundur sanırım?

- Hayır, merak etmiyorum.

- Peki, o zaman sen sormadan ben söyleyeyim. Seni özledim…

Sonunun hiç gelmeyeceğini düşündüğüm bir sessizlik. “O zamanlar da sana cevap veremezdim hatırladın mı” demeyi ne kadar istemişti dudaklarım. Ama yine, susmuştum sadece.

- Ben daha fazla rahatsızlık vermeyeyim. Bunca zaman hep aklımdaydın. Asla yaptıklarımdan ya da başıma gelenlerden pişman olmadım. Fakat geçenlerde oyuncak arabalarımı buldum. Aklıma sana anlattıklarım geldi. Savunmasız bir çocukken bana en yakın olan arabalarımdan bahsetmiştim sana. Yüzündeki o ifade belirdi gözlerimde. Günlerce seni gözlerimden atamadım ve o an anladım ki ben pişmanım.

Yapabildiğim tek şey telefonu kapamak olmuştu.

Ağlamak istedim ama öyle bir duygusuzluk çöreklenmişti ki içime yapamadım. Telefonu yatağımın üzerine atıp hemen salona geçip kanepeye attım kendimi. Nerden çıktı şimdi bu? Bunca zamandan sonra nasıl olur da elini kolunu sallayarak yeniden hayatıma girer? Yoksa hiç çıkaramamış mıydım?

Kapadım gözlerimi. İlk tanışmamızı anımsamaya çalıştım.

Sevdiğim arkadaşlarımla bir DJ performans gecesindeydik. Deli gibi eğleniyorduk başımıza gelen her kötü şeye inat ve onca şeye rağmen bir arada kalabilmeyi kutluyorduk. O gece sarhoş olmayı ne kadar istemiştim, 30’luk bira ile sarhoş olmayı başarabilen tek kadın bendim sanırım. Dans edişlerimi, arkadaşlarımı çileden çıkarışlarımı ve senin beni o gece fark edişini… Hepsini en başından yaşamayı ne kadar istedi kalbim.

Teknoloji çocuklarıydık biz. Çok geçmeden arkadaşlık siteleri vasıtası ile beni bulmuştun. Güzel bir arkadaşlık başlamıştı. Sana o gece ne kadar uyuz olduğumu anlatma cesaretini bile bulabilmiştim kendimde. Ne kadar dürüsttüm sana karşı. Çok kısa bir zamanda hayatımın kıymetlileri arasına girmiştin. Hayatımda bir adam vardı, doğru erkeğim gelene kadar emanet aldığım. Derken o adam ile ayrıldık, sana “Niçin, neden böyle bitiyor?” deyişimi anımsıyor musun? Bana o süre zarfında en büyük desteği verenlerden biriydin ama birden anladın ki ben gerçekten güçlü bir kadındım. Sonra dedin ki; ne harika kadın. Hayatını kazanıyor, başarılı, akıllı, güzel… Bu süre zarfında ben seni arkadaşım sanırken aslında hiç de öyle başlamamış ilişkimiz.

İlk zamanlarda seni hayatıma buyur etmem ve seni sevdiğim olarak görmem yormuştu kalbimi. Nasıl olur da arkadaşımdan sevgili yapabilirdim kendime. Kızgındım bir o kadar. Kabullenmek gerçekten zordu.

Sense güzel sürprizlerin, içten tebessümün, kocaman sevgin sayesinde hep ellerini açtın bana. Ben seni ne zaman itmeye kalksam usanmadan kalbini gösterdin. Yeryüzünde sevginin de olabileceğini kanıtladın bana.

Seviyor ve de seviliyordum. Bundan güzel duygu mu varmış yeryüzünde!

Her geçen gün kalbimde daha da büyümüş ve nasıl olduysa seni hayatımın merkezine çekinmeden buyur edebilmiştim. Ne mutluydun orda olmaktan, vazgeçilmez olmaktan. Bense kendime şaşırıyor, bu yüzden bazen kızıyor, bazen kendimi tebrik ediyordum. İçimdeki gelgitleri sana çok yansıtmıştım. Her tartışmamızda seni sevmediğim sonucunu yüzüme vuruyordun. İnsan, pek çok sevdiğiyle kavga edebilir, fırtınalar estirebilirdi. Ama nasıl olur da bu onları sevmediği anlamına gelirdi? Anlatamadım sana seni ne kadar sevdiğimi.

Gözlerin artık bana şefkat ile bakmıyor, ellerin saçlarımı annem gibi sevmiyordu. Her sözümün ardında bir şeyler aramaya başlamış şüpheler içinde sıkışmış kalmıştın. Ben de seni uzaktan izleyip suskunluklara bürünmüştüm. Konuşamıyordum, kendimi bile anlamıyordum ki neyin konuşmasını yapacaktım sana. Susuyordum her seferinde. Anne ve babası tartışırken kulaklarını ellerinin arasına alan o küçük kız çocuğu gibi ürkek ve suskundu içim.

İlk zamanlar alınan güller, çıkılan güzel yemekler yerini kırılan eşyalara bırakmıştı. Düşündüm de bir an; keşke kırılanlar sadece eşyalar olsaydı. Hayallerim ve umutlarım olduğu yerde kalabilseydi.

Geçen bunca zaman sadece kendimi kandırmayı mı başarabilmiştim ben? Yıllar öncesinden gelen sesin neden anılarıma bu kadar yakınlaştırmıştı beni? Hayatımda en çok istediğim şey senden bir kızımın olmasıydı. Senin bir kızın olmalı derdin. Fakat şimdi bu koca evde yine tekim ben. Beni bulduğun ilk gün gibi. Arada tek fark var, artık ben kendime daha yabancıyım.

Bir yabancı vardı hayatıma buyur ettiğim, zaman içerisinde canıma işlediğim ve zaman içerisinde yeniden yabancı ettiğim. Yıllardır ben o yabancı ile ilişkideyim.

Serpil Şahin
serpil5sahin@gmail.com
www.serpilsahin.net



SERPİL ŞAHİN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>