>

KÖŞE YAZILARI | TÜRKMEN İŞCAN

Hatırla Beni Yaz Aşkım

Birkaç arkadaşla konuşurken konu eski aşklara geldi. (Türkmen İşcan)
 
   
 
 
     

Birkaç arkadaşla konuşurken konu eski aşklara geldi. Mevsimsel etkilerden midir bilinmez, aklıma yıllar önce tanıştığım yaz aşkım geldi. Zaten geçmişe bakınca görüyorum ki; ben hep yaz aylarında aşık olmuşum. Kış mevsiminde üşümekle meşgul olduğum için yazı tercih etmem normal aslında. Kışları donmuş parmaklarımı ısıtma derdinden kimseyi gözüm görmüyor. :) Madem resmen yaz mevsimindeyiz ve tembel yazarınız (bendeniz) geçen hafta başladığı hikayenin ikinci bölümüne geçemedi, bari yaz aşkımdan bahsedeyim diye düşünüyorum. Bakalım bunca yıl sonra detayları hatırlayabilecek miyim?

19 yaşındaydım ve lisedeki son seneme haftalar kalmıştı. Yaz tatillerinde okul masraflarımı vs. çıkarmak için tanıdığımız bir ailenin çocuğuyla ilgileniyordum. Bu işin en güzel taraflarından biri; beni de yanlarında Bodrum'a götürmeleri oldu. Bodrum'a ilk kez gidecektim. Meşhur kumsallarını, denizini, Bodrum Kalesi'ni ve Sualtı Müzesi'ni göreceğimi hayal ediyordum. Pek hayallerimdeki gibi olmadı. Bodrum'da geçirdiğimiz iki haftanın neredeyse tamamını otelde geçirdik. Birkaç kez tekne turuna katıldık ve ailenin dostlarını ziyarete gittik ama bunlar bana ait boş zamanlar değildi. (Hayatımın en isyankar günlerindendi.)

Otelde kalmanın eğlenceli tarafları vardı. Çoğunlukla Fransızlar tarafından mesken tutulmuştu ve pek çoğu sevimli ve güleryüzlü insanlardı. Çocukları çok şeker ve afacandı. Başka çocuklardan fazla haz etmeyen Onat bile hafiften oyun havasına girmişti. Bazen beraber masa tenisi oynuyorduk, bazense langırt ve tavla... Kalan vakitlerin çoğu denizde geçtiği için ayrıca keyifliydi. Denizden taş toplamak, kumdan kale yapma denemeleri, yüzme öğrenme çalışmalarımızla çok eğleniyorduk.

İşte yaz aşkımı bu ortam içinde gördüm. Çoğunlukla aynı zamanlarda oyun oynuyor, yemek yiyor ve ortada dolanıyorduk. Uzun boylu, kısacık saçlı ve lacivert gözlüydü. Gülümsediğinde yanaklarında küçük çukurlar oluşuyordu. (Gerçi bunu yazarken; gamzeli olması bayılacağım bir detay olacağı için mi; hafızam tarafından ekleniyor, bilemiyorum.) Elimde Orhan Pamuk'un Kara Kitap romanıyla, Onat'ı oynarken bu hoş çocuğu da ortalıkta dolanırken gözlemliyordum. Her hareketi bana çekici gelmeye de başlamıştı.

Ama ortada büyük bir sorun vardı! O Fransız'dı! O çat pat İngilizce konuşabiliyordu ama çok iyi değildi ve ben ondan beterdim. Böylece duygularımı ifade tarzım; gözlemlemek, hayal kurmak, arada masa tenisi ve langırt oynamaktan ibaret kalmıştı. Gerçi ortak bir dil bulsak ne konuşabilirdik, bilmiyorum. En azından bakışma olayını aşıp ileri doğru bir adım atabilirdik belki...

Gerçi hepi topu iki haftalık bir tatilde nasıl ileri bir adım olacaksa? Bir gece etkinlik alanında annesiyle dans ettiğini gördüm ve bütün gece yıldızların altında, dalga sesleriyle dans ettiğimizi hayal ettim. (Evet efendim, romantizm daha ölmedi!)

Tatilin son günü onunla masa tenisi oynadık ve o bana birşeyler anlatmaya çalıştı. Anlaşamayınca bir otel görevlisinden yardım istedik ve o bize çevirmenlik yaptı. (Ne kadar rezil bir durum!) Meğerse bana tatilimin ne zaman biteceğini soruyormuş. Son günüm olduğunu söyleyince, üzüldüğünü söylemiş. Bende hemen "neden ki?" diye sordum. Benden hoşlandığını söylemiş ve son bir bakış atıp yanımızdan uzaklaştı. Onu bir daha göremedim.

Yaz aşkımdan bana sadece; oyun eğlenceleri, çektiğim birkaç fotoğrafı, başkasının çevirisiyle öğrendiğim "hoşlandım" kelimesi, son bakışı ve zaman zaman depreşen hayalleri kaldı. Kabul etmeliyim ki; hayatımın en güzel tatillerinden biriydi.

Bodrum'da hiç aşık oldunuz mu? Veya yazlık bir yerde? Yakamozlar, yıldızlar, denizin insanı içine çeken kokusu ve dalgaların müziği... Tam aşık olmak ve hayal kurmak içindir. Sanırım daha o zamanlar anladım ki; hayallerinizde ne kadar derin bir yer edinirse edinsin ortak bir dili konuşmayan veya konuşamayan, konuşmayı beceremeyen aşklar sonuçsuz kalmaya mahkumdur.

Bunca yıldan sonra hala; yakamozlu ve pırıl pırıl yaz gecelerini hayalinle süslediğin için teşekkürler Mathieu...

Sincera!

Türkmen

Not: Bu yaz şöyle bol güneşli ve deniz kokulu yaz sıcaklığında bir aşk yaşamanızı diliyorum. Müsaadenizle kendim içinde aynı şeyi dilemekteyim. Ne olursa olsun aşık olmak, hissetmek, hayaller kurmak güzel şey kardeşlik! :)


TÜRKMEN İŞCAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>